alışkanlıklar, 2

82 19 66
                                    

-

Her gün aynı saatte, aynı yerde gördüğü çocukla şu an  yarısı boş koridorlarında dolaşıyorlardı. Onun düşündüğünün aksine, Jungkook'un o kadar da sert birisi olmadığını anlamıştı. Yakından tanışmasalar bile verdiği enerji fazlasıyla iyiydi. Öncekinin aksine üstünü değiştirmiş olacak ki, sıfır kol beyaz bir tişört, altında da paçalarını botlarının içine soktuğu siyah bol pantolonu vardı. Daha önce siyahın beyazla bu kadar uyumlu olacağını düşünmezdi. Belki şu an birçok şeyin Jungkook sayesindedir değişeceğinin farkında bile değildi.

Jungkook artık kolundan çıkmış, şimdi karşısında duruyordu. Etrafına bakınıp, göz ucuyla Taehyung'u süzdü.

                                                                          °◦εїз◦°

Jungkook

Odadan çıkar çıkmaz, içime yayılan hisse anlam veremedim. Ona aşağıdan bakınca bile sadece boyu komplekse girmeme yetiyordu. Alanının spor olmaması imkansız gibiydi. Vücudu şimdi bile buradan harika duruyordu ve üstündekiler olmadan nasıl olduğunu düşünemiyordum bile. Elimde tuttuğum küçük kağıdı havaya kaldırarak ona doğru gülümsedim. "Normalde bugün başka birisi gelecekti fakat onun yerinde ben olduğum için sana ben yardım edeceğim." Yüzüme doğru sadece katı bir ifadeyle bakıyordu. Korktuğumdan değil ama sadece çok fazla duygusuz bir ifade takınmıştı. 'Ne duruyorsun bir şey söylesene!' diye içimden geçirmedim değil tabi. Konuşması için biraz daha çabaladım. "Yurtta şu anlık kalmayacağını biliyorum. Ama okula ulaşmak biraz zaman alır o yüzden yolları iyi ezberlesen güzel olur. " Cümlemi bitirdiğimde hâlâ içten fakat şaşkınlığa uğramış bir ifadeyle onun suratına bakıyordum. Daha doğrusu sırtına çünkü dediklerimden sonra başını kaldırmış beni beklemeden koridorda yavaşça yürümeye başlamıştı.

Bir süre arkasından öylece bakakaldıktan sonra peşinden ilerlemeye devam ettim. Nasıl bu kadar kaba olabilirdi? Hızlı adımlarla onun önüne geçtim ve ilerledikçe karşımıza çıkan merdivenlerden yukarıya çıktım. "Aynı sınıfta değiliz, ama bir şeye ihtiyacın olursa bana haber vermen yetecektir." Sinirlerim bozulmuş şekilde yukarıya doğru adımlarken deli gibi kendimle konuşuyormuş gibi hissetmemek için arkamdan gelip gelmediğini kontrol ettim. Neyse ki geliyordu. Ruhsuz ve bir o kadar da sert bir yüzü vardı. Siktir, bu yüz ifadesi fazlasıyla iyiydi diyebilirim. Yürümeye devam ettikten sonra sınıfların olduğu katta durdum ve arkama dönüp ona elimle bir sınıfı işaret ettim.

"Evet çoğu dersi burada işleyeceksin." Elimde duran küçük kağıdı ona doğru uzattım. İçerisinde gireceği sınıflar ve dersleri yazıyordu. "Bu kağıtta, bu katta gireceğin sınıflar yazıyor ondan bakabilirsin." Sırtımı yeniden ona doğru döndüğümde birkaç adım daha ilerleyip kendi sınıfımın önünde durmuştum. "İşte burası da benim sını-" Suratına bakıp konuşmayı tercih edip arkamı döndüğümde aslında orda durmadığını fark ettim. Buyük ihtimalle çoktan kağıdı verdiğimde merdivenleri inmeyi başlamıştı. Sınıfın yan tarafından duran büyük cama doğru ilerleyip çıkış kapısına baktım. Gerçekten de gidiyordu.

Ellerimi camın kenarlarına dayayıp cebimden çıkarttığım bir dalı ağızıma koydum. "Siktir, cidden sinir bozucuydu." Ona oldukça sevecen davranmaya çalışmıştım ama yine de yüzüme bile bakmadan def olup gitmişti. Aptal herif. Bir teşekkür etmek bu kadar mı zor muydu cidden.

                                                                           °◦εїз◦°

Taehyung

Dışarıya doğru hızlanan adımlarımla elimde tuttuğum kağıdı sıktım. Garip hissettiğim için öylece çekip gittikten sonra bir de geri dönüp özür dilemek yüzsüzlük olurdu herhalde. Çok baktığımdan mıdır nedir, bana doğru dönünce sanki ona baktığımı anladı zannedip apar topar arkama bakmadan çıkmıştım okuldan.

overdue emotions , taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin