Boşa akan saatler... Ne kadar zamanı boşa akıttığımızın hepimizin farkında olmamız ama bunun için tek bir şey yapmamamız yada yapamamamız... Sıkıntılı bir nefes verdim annemi gözleri beni bulurken artık buradan gitmem gerektiğini anladım
-Nasıl öğrendin?
Umursamazca sorduğu soru karşısında bir süre donup kalmıştım 'Bu kadar duygusuz ve umursamaz olamazsın'
-Sizi duydum konuşurken
-Onları bulamazsın boşa çabalama
-Nedenmiş o?
-Ben öyle olmasını istiyorum çünkü küçük hanım.. Hem ben istemesemde onları bulamazsın
Bir süre onu anlamaya çalışarak bakmıştım ama o telefonundan kafasını kaldırmamış sayfayı aşşağıya indirmeye devam etmişti alaylı bir gülümseme bahşedip odama gittim kapıyı kapatıp derin bir nefes alıp verdim kendimi yüz üstü yatağa atıp öylece durdum hiç bir şey düşünmeyerek...
---8 yıl sonra---
Arkamdaki tüm duvarı boydan boya camla kaplı olan iş yerinin 19. katından istanbulu izliyordum sessizliği fırsat bilip konuşan iç sesimle göz devirip onla olan sohbetime devam ettim ne hiç biriniz iç sesinizle konuşmuyormusunuz? eğer öyleyse çok şey kayıp etmişsiniz bu 8 yıl boyunca bana çok iyi dost oldu
Ben Adal Erdem... Evet Adal Erdem bundan yaklaşık 5 sene önce annem,babam ve kız kardeşim bir suikastta kurban gitmişti abilerimi bir köşeye itip onlara bunu yapanları araştırmış ama bir şey bulamamıştım ama vaz geçmemiştim... Onları bulmaya çalışırken toprak abi ile tanışmıştım kendisi istanbulda büyük bir giyim ve inşaat firması vardı sadece bunlarla sınırlı değildi tabi yer altı dünyası için büyük bir anahtardı kendisi ben ona yaşadıklarımı anlatınca beni yanına almıştı şuan benim yönetimime bıraktığı giyim firmasının ofisindeydim burası kendi odamdı yine siyahlar içindeydi mat siyah kullandığımız duvarlar siyah deri koltuklar bir sehpa masam büyüktü ve boydan pencerenin tam önündeydi 19.katta olduğumdan ötürü istanbulun o dillere destan güzelliği tam karşımdaydı akşam saat 7 civarlarıydı yarım saat sonra yer altı adı altında olan ve karaborsa takipcilerinin mafya diye tabir edilen eli kolu uzun adamların olduğu bir toplantıydı... Aralarına ilk girişim olucaktı toprak abi benim oraya gitmeme izin vermemişti bunca zamana kadar (kız 21 yaşında)ama şuan izni kapmış ve onların arasına girmek için bir hayli heyacanlıydım...
Odanın kapısının tıklanmasıyla sandalyeyle dönüp gelen kişinin içeri girmesini bekledim gelen toprak abiydi üzerindeki beyaz gömlekli siyah takım elbisesinin ceketini koluna asmış gömleğinin kollarını dirseğinin altına kadar kıvırmıştı beyaz gömleğinin altında bize el sallayan kaslarını saymazsam haksızlık etmiş olurum doğrusu... Yeşil gözleri güneşin batış ışığına denk gelince çok güzel bir ton oluşturmuştu kulağındaki telefonu indirmeden bana gülümsemiş ve kendini koltuğa atmıştı hafif sakallarının altında belli olan gamzesi ile bana sırıtmaya devam ederken telefonun diğer ucundaki kişiye işi olduğunu söyleyip kapattırmıştı..
-Heyecanlı gördüm sizi hanımefendi
-Hemde nasıl maraton koşuyor gibiyim
-Ege nerde gelmedimi daha
-Onun ne zaman bir yere tam zamanında geldiğini gördün
Bana gülümseyip telefonla egeyi aradı... Ege toprak abinin kuzeniydi ailesinden geriye kalan tek kişiydi onunda ailesi benim gibi bir suikaste kurban gitmişti zaten oda aynı benim gibi bu nedenle buradaydı
-Lan ege nerdesin olum ya ağaç olduk
-Abi kapıda bekliyorsun sanki ağaç olman imkansız
-Laf yetiştirmede çabuk ol adal seni almadan gider yoksa
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BULUN ONLARI
Teen FictionBöyle bir kurguyu daha önce okumadınız! Bir gün eve gelen misafirlerle konuşan annesini dinlerken iki tane abisi olduğunu öğreniyor işte her şey o günden sonra değişiyor hayatı düşünceleri duyguları her şeyi altüst oluyor.. Sare onları aramaya baş...