14. Bölüm - Seni yere sereceğim, Tanrı Bozuntusu

214 28 39
                                    

** Şarkı Luhan'ın babasıyla konuşması sırasında nasıl bir boşlukta olduğunu anlatıyor ve Sehun'un ona nasıl iyi geldiğini, dinleyerek okuyun derim dfnlkfd

Yorumlarınızı bekliyorum, iyi okumalar, çok öptüm

****

Babam kapıdan içeriye girdiği andan beri elle tutulur cinsten olan o gerginlik yeniden baş göstermişti. İstemsizce avuç içlerim terliyor ve ne söyleyeceğini merakla bekliyordum. Her ne derse desin hoşuma gitmeyeceğinden emin olsam da merak da baskın bir yöndü işte.

"Bana evini gezdirmeyecek misin?" babam ayakta dikilmeye devam ettiğimiz kısa sürenin sonunda omzunun üzerinden bana bakarak söyledi. Ben ise ellerimi pantolonuma silip başımla onu onayladım.

"Ağh, tabii." Onun önüne doğru birkaç adım atıp yola öncülük etmeye başladım. Geniş salonun solunda kalan koridora doğru döndüğümde o da terliklerini sürüyerek beni takip ediyordu. Zaten çok büyük olmayan evimde onu önce odama götürdüm. Sabah yatağımı topladığım için şanslıydım çünkü bugün yardımcı kadın gelmeyecekti ve babam o halde görseydi kesin söylenirdi. "Burası yatak odam." Büyük odanın sol tarafında banyo ve giyinme bölümüm varken sağ tarafında da büyük bir kitaplık ve çalışma alanım vardı. Kendime ayrı bir çalışma odası yapmaya üşenmiştim çünkü çalışırken uykum geldiğinde bir anda yatağa girmek kolay oluyordu.

Babam odayı gözleriyle taradıktan sonra adımlarını benden bağımsız olarak çalışma alanıma yönlendirdi. Ben ise olduğum yerde durup neler yaptığını izliyordum. Bir süre memnuniyetsiz bir ifadeyle üstünkörü masamı inceledikten sonra notlarımı bulmuş, onları kaldırıp bir göz gezdirmişti.

"Hala şu saçmalığı okuyacağım diye uğraştığına inanamıyorum." Pekala işte başlıyorduk. Babam tarafından sinirlendirilip bastırılmak zorunda kaldığım o anlardaydık.

"Ben saçmalık olarak görmüyorum, seviyorum."

"Bu saçmalık olduğu gerçeğini değiştirmez." Notlarımı iğrenç bir şeye dokunmuş gibi geri fırlattıktan sonra bana döndü. Bu tavrına herhangi bir tepki vermemiştim çünkü söyleyeceğim ya da yapacağım şeyler tamamen boşa gidiyordu. O da bunun farkında olarak yürümeye devam etti. Adımlarının sıradaki hedefi ise dolabım olmuştu. Kıyafetlerimi inceliyor bazılarını çıkarıp markalarına bakıyordu. "En azından kaliteli şeyler giyiyorsun." Bana doğru yavaşça döndü. "Tüm parayı kıyafetlere harcıyor gibi dursan da..." sesli bir nefes verdi ve etrafa bir göz daha gezdirdi. Bakışları saatlerimin olduğu rafta duraksadı. "Yakında bu kıyafetleri sadece evde giyer olacaksın. Dolabını bir an önce daha resmi şeylerle doldursan iyi olur. Zira işe yarar şeyler sadece bu saatlerin var."

"O kıyafetlerle rahat hissediyorum."

"Şirketin başına geçtiğinde resmi olmak zorundasın." Bu sefer sabır dileyen bir şekilde nefes veren ben olmuştum.

"Biliyorum." Sakince mırıldandığımda yine beni umursamadan odadan çıktı. Tam Sehun'un kaldığı odaya doğru gidiyordu ki ona seslendim. "Orası boş oda. Misafir gelirse diye birkaç temel şey var. Bakmaya değmez." Cümlem bittiği gibi, babam konuşamadan, kapıdan gelen ses ile gözlerimi büyüttüm. Ne olduğunu anlamamış gibi bana bakarken ben onu banyoya doğru ittirdim. "Sen bir elini yüzünü yıka. Ben de bize kahve yapayım, öyle konuşalım." Deyip kapıyı üzerine kapattığım gibi salona koştum. Tam da düşündüğüm gibi Sehun gelmiş nefes nefese bir halde bana bakıyordu. Ben ise ona doğru adımlayıp çatık kaşlarımın ardından onu süzüyordum.

"Neredesin sen? Ne haltlar karıştırıyorsun yine?" dişlerimin arasından kısık sesle söylerken kısa bir an arkama bakmıştım. Bir yandan da babamı kontrol ediyordum.

RICORRENZAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin