19. Bölüm - Galiba kusacağım

160 25 29
                                    

****

"Luhan," Sehun arabada giderken ağlamaklı bir sesle konuştuğunda gözümü yoldan ayırıp ona sertçe baktım. "Galiba kusacağım."

"Sehun, sakın!" yanaklarını şişirip indirirken parmağımı ona doğrulttum. "Hayır, sakın arabama kusayım deme!"

"Ama çok..." aniden ağzını eliyle kapattığında derin bir iç çektim. İşte bu yüzden sarhoş olmaktan da yanımdaki kişilerin sarhoş olmasından da nefret ediyordum. Hep bir problem ve sorun çıkarmaya meyilli oluyorlardı. Sehun da canlı örneği olmuştu. Sözde tanrıydı, peh!

"Tut içinde!" dudaklarını büzüp ağlayacak gibi bakarken durmak için uygun bir an ve yer kolluyordum. "Ben durana kadar sakın kusma, tut!" derin derin nefesler alıp kendini kasarken yol kenarında gördüğüm uygun bir alan ile direksiyonu oraya kırdım. Arabayı durdurduğum gibi ise Sehun kapıyı açıp dışarı çıkarak kusmaya başlamıştı. Gözlerimi kapatıp bıkkınlıkla başımı direksiyona yaslarken işinin bitmesini bekliyordum. Ona demiştim. Bu kadar içmemesi gerektiğini, hızlı içerse çarpacağını söylemiştim. Ama bu tanrı bozuntusu bana bir şey olmaz diyerek sözlerimi kulak ardı etmişti. Şimdi cezasını ikimiz de çekiyorduk. Midesini bozmuştu, bu sinir bozucuydu. Ama asıl mevzu ve benim canımı sıkan kusması değildi. Kusabilirdi, iyi olurdu nasılsa. Sadece hem alışkın olmadığı için sersemliyordu hem de... Onunla öpüşme şansını kaçırmıştım. Böyle bir an tekrar karşıma çıkmazdı, çıkması çok zordu. Ve ben bu yüzden öfke dolu hissediyordum.

"Aptal Sehun!" Kendi kendime söylendim çünkü bunları hak ediyordu. İçimdeki o yarım kalan heyecanın yarattığı hayal kırıklığı onun eseriydi.

"Evet, aptalım biliyorum." Sehun'un ne ara arabaya bindiğini fark etmediğimden irkilmiştim. Başımı kaldırıp kendisine baktığımda yüzünde mahcup bir ifade hakimdi. "Seni dinlemediğim için en büyük aptal benim." Sesli bir iç çekti. "Sarhoş olup geceni mahvettim. Benim yüzümden erken eve dönüyorsun." Evet, mahvolan bir şey vardı ama bu, gece değildi. Bozulan bir andı. Bunun için onu yumruklayabilirdim bile.

"Daha iyi misin?"

"Kusmak iyi geldi. Biraz açıldığımı hissediyorum."

"Devam edeyim mi o zaman?" başıyla beni onayladı.

"Sen beni eve bırak ve arkadaşlarının yanına geri dön." Dedikten sonra aniden kapının kolunu tuttu. "Ya da ben taksi ile giderim sen geri dön, hadi." Kapının kolunu açacağı sırada önümdeki düğmeye basıp kapıyı kilitledim.

"Kemerini bağla." Arabayı tekrar çalıştırırken Sehun dediğimi yaptı.

"Taksiyle giderdim."

"Seni bu halde evde yalnız bırakacak değilim." Söylenip kısa bir an ona baktığımda yandan sırıttığını gördüm.

"Beni önemsiyorsun." Kendi kendine yazdığı senaryoya mutlu olmuş gibi davranırken göz devirdim.

"Hayır, evimi önemsiyorum. Herhangi bir yerine kusmana izin vermemek için seninle bekleyeceğim."

"Ben bunu kendi istediğim gibi düşüneceğim." Omuzlarını silkerek söylediğinde yeniden göz devirdim.

"Fazla ayılmışsın sen bakıyorum da..."

"Sadece aklıma bir sahne geldi de ayılmama yardımcı oldu. O anı unutmak istemedim çünkü." İmayla sırıttığında içimden bir ses o aklına gelen anın bozduğu öpüşmemiz olduğunu söylüyordu. Ama sormamıştım. Sormak demek onun açık açık cevap vermesi demekti ki bu da bana kaçacak alan konusunda sınır koyardı.

"İyi. Şimdi biraz sus da kafamı dinleyeyim. Başım şişti zaten." Huysuzluğumdan ödün vermeden söylediğimde Sehun dediğimi yapıp bir süre sessiz kaldı. Evin otoparkına girdiğimizde ise arabadan inmiş ve beraber asansöre yürümüştük.

RICORRENZAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin