A

360 53 93
                                    

balter: belli bir eğitim/öğrenim olmadan, ancak genellikle zevkle, sanatsızca ve zarafetle dans etmek.

Güneş, yavaş yavaş ortadan izlerini silerek yerini parlak yıldızlara bırakırken , Jimin oldukça yorgun bir şekilde yarışmacılara özel verilen dans pratik odasında bedenini açmak adına vücudunu hareket ettirmeye çalışsa da, tek duvarı komple kaplay...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Güneş, yavaş yavaş ortadan izlerini silerek yerini parlak yıldızlara bırakırken , Jimin oldukça yorgun bir şekilde yarışmacılara özel verilen dans pratik odasında bedenini açmak adına vücudunu hareket ettirmeye çalışsa da, tek duvarı komple kaplayan aynadan gördüğü kadarıyla pek istediği gibi gitmiyordu işler. Gece uyuyamamış olması onun için aşırı büyük bir dezavantajdı ve her ne kadar olanağı düşük gibi görünse bile, herkesin içinde yere yığılmak gibi bir seçeneği de vardı.

Durumuna lanet okuyarak kendini sırt üstü yere attı bıkkınca. Jimin her zaman kolay pes eden bir insan olmanın ne demek olduğunu, bundan ne kadar uzak durmaya çalışsa da bu duygunun kendisini kovaladığını biliyordu.

O da normal insanlar gibi 'yoruldum' diyebilmek istiyordu sadece. Sızlanıp yakınmak, şikayet etmek istiyordu.

Ve bunu yapamadığı için, omuzlarına karabasan gibi çöken ellerin her saniye boğazına biraz daha yaklaştığını hissediyordu.

Hayattan fazla bir beklentiye girmemişti nerdeyse hiç. Sadece birkaç sefer, gerçekten şanslı olmayı dilemişti ama o dört yapraklı yoncaya hiç denk gelmemiş olacak ki, vefat eden babasının tüm borcu otomatik olarak ona devredildiğinde ve bunun üzerine kendi ihtiyaç harcamaları artı faiz yüklendiğinde henüz daha tek başına yaşamaya bile yeni yeni alışan 23 yaşında bir genç adamdı.

Yine de oturduğu yerden Tanrı'ya ne kadar sinirli olduğunu, bıktığını söylenip durmak yerine hayatının düzene girmesi için çaba göstermeyi çok küçük yaşta öğrenmişti Park Jimin.

Bilirsiniz, ölmek çok kolaydı. Kollarınıza çizikler açmak ve kanın akarken cildinize bıraktığı o sıcaklığı hissetmek, dakikalar sonra hiçbir şey hissetmemek, normal bir insan için fazla basitti. Asıl zor olan şey, her şeye ve herkese inat yaşamak değil miydi?

Elbette hepimizin birçok yarası vardı ama ruhumuzu saracak kadar büyük, sihirli yara bandı henüz icat edilmemişti. O yüzden bunu kendimiz yapmalıydık. Kimse gelip o yaralara merhem olmayacak, mucizevi bir şekilde hayatımızı dört dörtlük hale getirmeyecekti çünkü.

Ve Jimin bunu biraz acı yollardan öğrenmişti.

Oğlunun eşcinsel olduğunu öğrendiği andan itibaren, sabah akşam sadece onunla uğraşarak hayatı zindan eden annesiyle başlamıştı bu yolculuk. Her derdini annesine anlatan, istediği zaman gidip boynuna sarılabilen çocuklar ne şanslıydı. Farkında bile değillerdi ama, belki de dünyanın en zengin insanlarıydı o çocuklar.

O bunun nasıl bir his olduğu hiç bilememişti.

Sadece kimlik kartı üzerinde adı geçen ve yaşamında hiçbir fonksiyonu olmayan babası hakkında ise bir fikri yoktu. Ama çocukken elinden gelen tek şey hayal kurmaktı ve o bunu ziyadesiyle yerine getirmişti de. İlkokulda her yeni tanıştığı çocuğa farklı bir hikaye anlatır, bir nevi olmasını istediği farklı bir yalanı dile getirirdi.

dancer//hopemin✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin