Çalan alarmıyla birlikte uyandı. Bugün cumartesiydi, dersi yoktu ve işten de izin almıştı. Tüm gün boyunca evinde oturacak ve yaşadıkları hakkında araştırma yapacaktı. Dün Bade ile yaptığı konuşma kafasındaki soru işaretlerini daha da arttırmıştı. Acaba bir anda beden dilini okumayı mı anlamıştı? Hayır, hayır resmen insan zihinlerinden geçenleri hissedebiliyor gibiydi. Akıllarından geçen ve kurmak üzere oldukları cümleleri anında hissediyordu. Yatağından kalktı. Banyoda elini ve yüzünü yıkadıktan sonra mutfağa geçip kendine kahve yapmaya başladı. Kahvesini yaparken tekrardan dünkü yaşadıklarını düşünüyordu.Aklından bir anlığına bile çıkaramıyordu aslında. Bade ona,'Hayır ondan hoşlanmıyorum' derken sanki aklı 'evet ondan hoşlanıyorum' diyordu.
Kahvesini hazırladıktan sonra odasına gitti. Saat daha erkendi, Türkan ve Rafet daha kalkmamıştı.
Kahvesini masaya bırakıp, saçlarını topladı. Bilgisayarını açarken sandalyesine oturdu ve telefonunu kontrol etti. Saat 7'ydi. Kimseden mesaj gelmemişti. Telefonunu sessize alıp kahvesinden yudumladı. Bilgisayarından internete girerek şunları arattı.
'Karşıdaki kişinin ne söyleyebileceğini önceden hissetmek, karşındaki kişinin zihninden geçenleri anlayabilmek, karşındaki kişinin ne yapacağını bilmek.
Aramalar sonuçsuzdu. İşe yarayan ve yaşadıklarını özetleyen hiç bir şey çıkmıyordu. Yine kendiyle baş başa kalmıştı. Hiç bir yerden yardım alamıyor, olan biteni kafasında döndürüp duruyordu. Kendi kendine;
'Büyülendim mi acaba? Yoksa yediğim bir şey mi dokundu?' Diye sorular soruyordu.
Düşünmekten vazgeçti, çünkü yapabileceği hiç bir şey yoktu. Kendisine dün de söylediği gibi; Bu yaşadıklarım oluyorsa sadece akışına bırakacağım, olanlara karşı yapabileceğim bir şeyim yok fakat anlamaya çalışacağım dedi.
İnternet haber sayfalarında dolaşıp günlük hayattan bilgi almaya devam ederken kapı çaldı.
'Gel.'
Gelen Türkan'dı. Kuşkulu görünüyordu.
'Günaydın Vega. Dünkü halinden sonra seni kontrol etmek istedim. Epey halsiz ve yorgun görünüyordun. Bugün daha iyisindir umarım?'
'Günaydın anneanne, düne göre daha iyiyim evet, galiba okul ve çalışma üst üste gelince biraz fazla yoruldum. Kuşkulanmana gerek yok.' Dedi gözlerini kaçırarak.
Biliyordu, odağını anneannesine çevirdiğinde o garip hislerin tekrarlanacağını.
'Vega, neden bana bakmıyorsun.' Diye sordu Türkan.
Vega'nın gözlerini kaçırışı Türkan'ın dikkatini çekmişti. Vega anneannesinin daha da kuşkulanmaması için bu sefer dikkatini ona verdi.
Acaba sevgilisi mi var? Aşk acısı mı çekiyor? Dersleriyle ilgili bir sorunu mu var? Bade ya da Taner'le mi tartıştı ki?
Vega, Türkan'a dikkatini verince bunları hissetti. Bunlar gerçekten de Türkan'ın aklından geçenler miydi? Emin değildi, o yüzden konuşmayı uzatıp anneannesinin ağzından bu lafları almayı deneyecekti.
'Üzücü bi haber okumuştum da ona dalmışım anneanne.'
Türkan tabiki de torununun bu dediğine inanmamıştı. Onu bebekliğinden bu yana büyüten kişiydi sonuçta, Vega'yı en iyi o anlardı. Yatağına oturup;
'Senin için çok endişelendim kızım. Öyle halsiz öyle ruhsuz duruyordun ki hastalandığını düşündüm. Bir de o haldeyken kalkıp da okula gittin. Bir şey olmadı değil mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAMANDA SAKLI ANILAR
FantasySUPERNOVA isimli hikayemi ZAMANDA SAKLI ANILAR olarak değiştirip, üzerinde düzenlemeler yaparak tekrardan yükledim. Hikaye buradan devam edecektir. Zihin okuyabilen bir kadın ve zamanı kontrol edebilen bir adam. Güçlerini birleştirdiklerinde neleri...