"Akşam alırım."
"Tamam. Çok sağ ol Öykü."
"Ne demek Erdem. Senin de kızın Masal. Olur mu öyle şey?"
"Yanlış anlama ama zamanında gerçekten doğru bir karar vermişiz ikimiz de. Evlilikte dikiş tutturamadık belki ama en azından birbirimize karşı olan saygımızı yitirmedik. Çok fazla anne var evladından kopartılan. Çok fazla baba var annesi yüzünden çocuğunu göremeyen. Sırf bunun için bile teşekkür ederim sana. "
"Bende." Saatine indirdi bakışlarını. "Benim acelem var Erdem. Çantasında ateş düşürücü var. Dün biraz yükselmişti. Bulunsun yanınızda."
"Tamam. Acelen var madem, bırakalım?"
"Yok teşekkür ederim. Yakın zaten buraya. Siz baba kız takılın."
"Peki. Görüşürüz."
"Görüşürüz." Eğilip Masal'ı kucağına aldı." Fındık kurdum. Babayı üzmek yok?"
"Yok!" Burunlarını birbirine sürttüler. Gülerek yere bıraktı ve el sallayarak uzaklaştı. Derin bir nefes alıp Masal'ı arabaya yerleştirdim. Sonrasında ben de bindim.
"Bebeğim nereye gidelim?"
"Baba kıs günüsü mü?"
"Bugün öyle olmasa? Başka zaman yapalım baba kız gününü. Olur mu?"
"Tamam! O zaman... Buldum! Yemek yiyelim. Karnımın içinden sesler geliyor." Dikiz aynasından baktığımda ellerini karnına koymuş, dudaklarını büzmüş ve kaşları çatık bir biçimde karnına bakıyordu. Gülümsedim.
"Birileri acıkmış?"
"Birileri kim baba? Ben acıktım." Koca bir kahkaha attım.
"Sen zaten bebeğim. En çok sen acıkmışsın."
"Evet." Arabayı çalıştırdım.
"Masal."
"Efendim babacım?"
"Benim evimde yiyelim mi? Beraber yaparız."
"Ama niye ki?"
"Annen dışarıda yemeni çok istemiyor. Hem sağlıksız biraz da. Evde yiyelim bu seferlik. Eğer bugün dışarıda yersek baba kız gününde evde yemek zorunda kalırız." Dudaklarını büzdü.
"Tamam. Bu feserlik böyle olsun." Eve gelene kadar bir sürü şarkı söyledi. Öykü ile ayrıldıktan sonra Masal'a daha da düşkün olmaya başlamıştım. Öncesinde de düşkündüm tabii ki ama şu an hayatımın, kalbimin merkezine koyduğum kadın o merkezden ayrılmıştı. Onun oluşturduğu boşluğu Masal ile doldurmaya çalışıyordum. Ne kadar hala kalbimde olsa da artık aynı evde yaşamıyorduk, aynı sofraya oturmuyor, aynı yastığa baş koymuyoruk. Eve geldiğimde kokusunu içime çekemiyor, doyamadığım sohbetlerden birine dalmıyorduk.
"Baba. Kemerimi açamadım." Masal'ın sesi ile daldığım düşüncelerden sıyrılarak hızla arabadan indim. Kapısını açıp kemerini çıkarttıktan sonra kucağıma aldım. "Ozum! Ozum! Ozum!" Gülerek omzuma aldım. Ellerini çırparak gülmeye başladı. Asansöre bindiğimizde birisi tutun diye seslendiğinde elimi uzatıp kapanmasını önledim. İçeriye yan komşum Balca hanım girdi.
"İyi günler Erdem."
"Size de Balca hanım."
"Babaaa!"
"Efendim bebeğim?"
"Sevdikim sütyeyden almadık kii.."
"Evde var kii.. Sen geleceksin diye bir sürüsünden aldım." Yüzündeki mükemmel gülümsemeyle ellerini çırptı. Her şeyimi verebilirdim bu gülümsemeye. Asansör kata gelince anahtarı cebimden çıkardım. Kapıyı açıp eve girdim. Ayakkabıları içeri alıp kapıyı kapattım. Omuzlarımdan sarkan ayaklardan da ayakkabıları çıkarttım ve banyoya ilerledim. "Ellerimizi yıkayalım sonra hemen sana yemek hazırlayalım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yokluğunda (Ara Verildi)
HumorBirbirini çok sevdiği halde boşanan kadın ve adam.. Arada kalmış üç buçuk yaşında bir kız çocuğu.. ~ Ayrılık acısını hep kadından okuduk. Biraz da adamdan okuyalım. ~ Ben boşlukta yalnız kalmış sadece onun elini uzatmasını bekliyordum. Ben Erdem Aks...