"Abi."
"Efendim Erva?"
"Nasılsın?" Derin bir nefes aldım. Nasıldım? Bitik? Yitik? Cevap vermek istemediğimi anlayınca sadede geldi.
"Öykü abla uçak biletini almış da.. Gece geç saate. Nasıl yapalım? Babam müsaade etmez benim çıkmama o saatte."
"Abimde kalacağım dersin?"
"O da olur derdi zaten." diye mırıldandı. Demezdi, doğru söylüyordu.
"Tamam. Mecbur ben alacağım o zaman. Dikkat et abicim. Bir şeye ihtiyacın olursa ara."
"Tamam. Hadi görüşürüz."
"Görüşürüz." Telefonu kapatınca odamdan çıktım. "Egemen benim yapacağım bir iş kaldı mı?"
"Hayır Erdem bey."
"Tamam. Kolay gelsin size o zaman." Egemen Ceylin'in gitmeden önce yerine bulduğu kişiydi. Tam da dediğim gibi sessiz ve işinde gücünde bir çocuktu.
Otoparka inip arabama bindim. Hızla eve gidip duş aldım. Çıkınca siyah kot pantolon ve siyah kapşonlu sweat giyindim. Siyah spor bir saat takıp yanına da siyah bir bileklik taktım. Çoraplarımı da siyah giyindim. Hiçbir şeyin rengi yoktu artık. Cenazeye gider gibi giyiniyordum. Yüzüm de cenazeye gider gibiydi zaten. Gören korkuyordu. Belalı bir tip gibi görünüyordum sanırım. Umrumda değildi. Ruhsuz bir şekilde dolanıyordum. Nefes aldığıma şükretmelilerdi.
Masal'ın odasına girdim her zaman olduğu gibi. Eşyalarını inceledim. Oyuncaklarının arasında hayal ettim. Öykü ile oyun oynarken gülüşmelerini yanlarına gittiğimde ikisinin de kollarımın arasına girmesini..
Telefonum çalınca daldığım yerden çektim gözlerimi. Gidip odadan aldım. Öykü arıyordu.
"Efendim?"
"Erdem, ben çıkacağım da yarım saate kadar. Erva abim alacak dedi, Masal'ı almaya gelir misin?"
"Geliyorum."
"Tamamdır." Telefonu kapatıp siyah ceketimi aldım. Siyah sporlarımı da giyinince evden çıktım. Asansörü beklerken katlardan birinin kapısı açıldı. Hemen kapşonumu kafama geçirdim. Kimseyle konuşmak istemiyordum.
"Merhaba Erdem."
"Merhaba Balca Hanım."
"Nereye böyle. Siyah siyah giyinmişsin. Yakışmış." Onu ilgilendiriyor muydu? Yoo.
"Teşekkürler." diye mırıldandım. Kimseyle muhattap olmak istemiyordum. Tekrar söze girecekken "Asansör gelmeyecek herhalde." gibi şeyler zırvalayarak merdivenlere doğru adımladım. Otoparka kadar merdivenlere indim. Arabamın önüne geldiğimde yanında beklediğini gördüm. Sabır çektim içimden.
"Arabam bozulmuşta. Beni gideceğim yere kadar bırakabilir misin?"
"Kusura bakmayın ama acelem var. Gitmem gerekiyor." Arabanın kapısını açıp bindim. Hızlı bir manevrayla otoparktan çıktım. Öykü'nün evinin önüne gelene kadar müzik dinledim. Arabayı durdurdum ve kapıyı açıp indim. Bebeğim kapının önünde beni bekliyordu. Kollarımı açınca arasına girdi. Kucağıma alıp ayağa kalktım.
"Kusura bakma gece gece çağırdım senide böyle. Ama en yakın uçak buydu." Yabancıymışız gibi konuşuyordu. Bunu istemiyordum.
"Kusura bakılacak bir durum yok. Nasıl gideceksin havaalanıba?"
"Taksiyle."
"Bu saatte taksiyle gitme. Bırakalım seni. Oradan eve geçeriz."
"Yok Erdem. Ben kendim giderim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yokluğunda (Ara Verildi)
UmorBirbirini çok sevdiği halde boşanan kadın ve adam.. Arada kalmış üç buçuk yaşında bir kız çocuğu.. ~ Ayrılık acısını hep kadından okuduk. Biraz da adamdan okuyalım. ~ Ben boşlukta yalnız kalmış sadece onun elini uzatmasını bekliyordum. Ben Erdem Aks...