Yüzüme vuran su damları ile zorla açtığım göz kapağıma kendimi düzelttim. Yağmur tüm şiddeti ile yağarken, ben ormanın içinden ne arıyorum, hiç bilmiyordum. Hemen ayağa kalkıp, kendimi koruya bileceğim bir yer ararken, karşımdan geçen büyük ve yeşil bir varlık önümden geçtiğinde, öylece kala kaldım.
Peşinden gitmelimiyim diye düşünürken, çoktan izini kaybetmiştim bile.Bir an önce yolu bulmam gerektiğinin farkındaydım. Fakat yağmur çok şiddetli yağıyordu. Bir süre yürüdükten sonra, karşımda eski bir kulübe gördüm.
İçeride kimsenin yaşamadığından emin olamadığım için, içeriye girmekte çok tedirgindim..
Bir kaç seslenmeden sonra, kimseden ses çıkmayınca kapıyı yavaşça açıp içeriye girdim.Çok fazla rutubet kokuyor, odada yatak ve karşısında duran sobayı gördüğümde, çok mutlu oldum. Fakat sobanın yanmadığını fark ettim. Hiç ışık almayan odada pencere varmı diye kontrol ettim, fakat fazla karanlıktı. Küçük bir ışık hüzmesi fark ettiğimde, hemen hızlı adımlarla ışık hüzmesine doğru yöneldim. Bu koku yüzünden içeride hava alamamıştım. Orada bir pencere olduğunu fark etmem uzun sürmüştü. Pencere ince tahtalarla kaplanmıştı. Çakılı olan ince tahtaları çıkarırken, çok canım yanmıştı.
Tahtaları yerinden çıkarıp, pencereyi açmayı başarmıştım.
Pencereyi açtığım anda bir inleme sesi ile arkamı döndüm, kimse yoktu. Diğer odalara girmeye hiç niyetim olmadığı gibi çokta korkuyordum.
Korkmama rağmen odalara bakmaktan kendimi alı koyamıyordum.Daha fazla dayanamayarak, kapalı olan yarısını tahta kurtlarının yediği kapıyı yavaşça açacakken, kapının kulpuna dokunduğum anda param parça olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lanetli.
FantasyLanetin pençesinde kayıp giden hayatını geri toplamaya çalışırken, tamamen silinmiş hafızasıyla , kendini büyük bir arayışın içerisinde bulur.