Arat'a sinirli bir bakış atmış, ikisini bırakıp megonun omzunun en kenarına geçerek etrafımı izlemeye başlamıştım. Karanlıkta birinin beni takip ettiğini hissettiğim gibi hissetmiş, vücudum titremeye başlamıştı. Ne olduğunu bilmediğim ve görmediğim için dahada çokk korkuyordum. Bir nefes hisstettiğimde korkup arkama baktım, fakat kimse görünmüyordu.
"Zaman yaklaştı."
Kulağımda bu sesi dinlerken, Arat ve Lina nın bana seslendiğini düşünerek, onlara baktım. Fakat onların sohhbetleri koyu gibi duruyordu. Bana seslenenin onlar olmadığını biliyordum.
Boynunda hafif bir rüzgar estiğinde, dengemi sağlayamayarak megonun koluna doğru kaymaya başlamıştım. Megon benim kaydığımı fark ettiğinde, hemen eli ile düşmeme engel olarak, tekrar omzuna koydu. İkiside benim düştüğümü fark etmemişlerdi.
Uzun bir yolculuktan sonra, ormanın iyice derinliklerine girmiştik. Orman derinleştikçe içimdeki korku artmıştı. Olacakları düşmekten alı koyamıyordum kendimi. Nasıl o kadını öldürecektim. Bulabilecek miydik peki? Bu sorulara dalmışken, Arat'ın yanıma geldiğini fark etmemiş, seslendiğinde sıçramıştım.
"Lanetli ne oldu korktun mu yoksa?" yüzüne baktım, ne hissediyorsam söyledim.
"Aslında biraz evet." demiştim. Arat gözlerime dikkatlice bakıp, elimin üstüne elini koymuştu.
"Daha yeni başladık, sakın bu korkunu meryanlara belli etme." dedi.
Bir saat yolculuğun ardından ormanın kasveti daha da artmış, içimdeki huzursuzluk büyümüştü. Arat megona bizi aşağı indirmesini söylemiş, megonun dinlenmesi için yolculuğa ara vermişti. Ağaçların arasından birşey çıkacak korkusu ile gözlerimi kırpmadan incelememe rağmen, arkadaki gelen kişileri fark etmemiştim.
"Yolculuk nereye."diye sorduklarında Lina ve Arat beni arkalarına alarak, koruma altına almışlardı.
Arat." Yer altı şehrine gidiyoruz. Kuzenimi ziyarete."dediğinde Kınada onay vererek, megonların inanmasını beklemişlerdi. Megonlar bana bakarak;
Evet küçük hanım kafanızı kaldırında yüzünüzü görelim."
Kafamı yavaşça kaldırıp solgun yüzlerine baktım. Göz teması kurmayarak üstlerindeki armaya baktım.
"Buralı değilsin. " demişlerdi.
"Evet uzaklardan geliyorum. Kuzenim Arat'ı görmek için." Dedim.
"Buralı olmadığını kesin çünkü bu kadar güzel ve iyi durumda bir kadın vücudu göremezsiniz.Nereden geldin çabuk söyle." dediğinde biraz panik olmuş ne söyleyeceğim diye düşünürken azımdan
"Ben or.
Lina sözümü keserek.
"Evet kendisi buralı değil. "
Lina cümlesini bitirdiğinde megona işaret yaptı ve kolundan tutarak bizi korumasını söyledi. Megon, meryanları ayağının altına alarak onları ezmiş, öldüklerinde etrafımızı siyah duman kaplamıştı. Megon bizi omzuna alarak siyah dumandan, korumaya çalışmıştı. Hızlı yürüdüğü için çok fazla sarsılıyor, omzundaki atletten sıkıca tutunuyorduk. Siyah dumandan uzaklaştığımızda, megonun durması ile arkamıza baktık. Yavaşça yok olmaya başlamıştı.
Arat.."Bizi fark ettiler, neden onları öldürdünki megon. Şimdi peşimize düşecekler. Bizi bulduklarında ise işimizi bitirecekler.
"Bu kadar korkak olma Arat, hallede bileceğimizdem eminim."dedim. Ben buna inanmazken onların inanmasını bekliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lanetli.
FantasyLanetin pençesinde kayıp giden hayatını geri toplamaya çalışırken, tamamen silinmiş hafızasıyla , kendini büyük bir arayışın içerisinde bulur.