Unexpected Separation.

54 14 1
                                    

nerdeyse sabaha kadar uzunca konuşmuştuk , inanması zordu ama ben yine de  inanmayı seçmiştim çünkü neden inanmayayım adam önümde büyü yaptı ya . aklıma geldikçe kalbim hızlanıyordu evet küçükken böyle şeylere çok inanırdım hatta elime aldığım kaşık , çatal ve türevleriyle ben yüce büyücü melanie diye gezerdim ortalıkta ama şimdi büyümüş ve böyle şeylerin asla olmayacağını bilerek yaşamıştım bunca zaman . Bir sürü şey öğrenmiştim Bay Morgan'dan neden bunları saklamam ve korumam gerektiğinden tutun boynuma taktığım kolyenin sihirli olduğunu, bünyesinde doğuştan sihir barındıranlarda renk değiştirdiğini ve takan kişiyi güçlü kıldığını hatta ve hatta kolyedeki kristalin önceden var olan kristal mağarası denen bir yerden olduğunu bile öğrenmiştim. saat 6'ya gelirken gözlerim kaymaya başlamıştı , Bay Morgan çoktan uyumaya gitmişti bense okuma salonundaki köşe takımına kurulmuş , küçükken zihnimi süsleyen hikayeleri tekrar okumuştum sonlara doğru gelirken gözlerim daha fazla dayanamamıştı yenilgiyle kendimi karanlığa bıraktım .

sabah belimin ağrısıyla uyandım kitap okurken uyuyakaldığım için belim tutulmuştu yavaşça kalkıp köşedeki saate baktım 10:36 vücudumu esnetip Bay Morgan'a bakmak için yukarıya çıktım ama yatak da oda da bomboştu, aşağı inip dükkanın içini dolaştım ortalıkta kimse yoktu dün gördüklerimin hepsi rüya mıydı acaba  diye düşünmeye başlamışken masanın üzerindeki sandık ve köşe koltuğun üstündeki büyük kitap bunun tam tersini kanıtlıyordu ,  kapıdaki çanın sesi tüm dükkana dolarken hızla kapıya ilerledim elindeki poşetlerle Bay Morgan bana gülümsüyordu .

"kruvasan ve kahve aldım  sen çok seversin "

teşekkür edip Bay Morgan'a sarıldım bunu bilmesine şaşırmamıştım çünkü kendimi bildim bileli beni tanıyordu tabi bende onu . büyükbabamdan hiç bir farkı yoktu benim için . tutunacak bir dal bulmuştum işte yeniden , değerli hissettiğim , beni seven , düşünen kişiler hala vardı en önemlisi yalnız değildim .

bütün günü beraber geçirmiştik , gülmekten çenemin ağrıdığı bir kahvaltı yapmış ardından yerine yerleşmesi gereken bir kaç koli kutuyu yerleştirmede Bay Morgan'a yardım etmiştim sonra Bay Morgan'ın burada kalabileceğimi söylemesi üzerine üst kattaki küçük ardiye olarak kullanılan çatı katını  benim için boşaltmıştık bende temizliğe başlamıştım . elimdeki bezi kenara koyup  kenardaki sandalyeye oturdum gerçekten yorulmuştum . tertemiz olan küçük odaya göz gezdirdim eseriyle gurur duyan bir ressam gibiydim şuan , yarında buraya bir yatak alacaktık daha sonrada eve gidip eşyalarımı alacaktım.   aşağıya inip dükkanın kapısını kilitleyen Bay Morgan'a iyi geceler dileyip köşe koltuğa uzandım uzun bir uykuya ihtiyacım vardı .

***

sevinçle hazır olan odama baktım  evdeki odamdan getirdiğim bir kaç resim ve aşağıdaki küçük televizyonla tümüyle  tamamlanmıştı .

sevinçle hazır olan odama baktım  evdeki odamdan getirdiğim bir kaç resim ve aşağıdaki küçük televizyonla tümüyle  tamamlanmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bay Morgan'ın sesi akşam yemeğinin hazır olduğunu haberini verince hızla aşağıya indim gerçekten yorulmuş ve acıkmıştım .  masada gördüğüm tüm tavukla şaşkın bakışlarımı mavilere yönlendirdim;

"Bunu neye  borçluyuz ?"

"Teşekkür ederim melanie ! her şey için bana güvendiğin ve beni yarı yolda bırakmadığın için kızım !"

kızım kelimesiyle aklım büyükbabam henry'e kayarken gözlerim dolmuştu bu şefkati görmeyeli tam 4 ay oluyordu ağlamamak için burnumu çektim . bu halimi gören Bay Morgan'sa  suratını ekşitip  bedenini geriye çekti ;

"seni sümüklü ! küçükken de böyleydin senin yüzünden henry'le yanımızda daima mendil  taşımak zorunda kalıyorduk ."

deyip güldü  artık tutamadığım gözyaşlarımla bende güldüm hem ağlıyor hem gülüyordum iyice sıyırdığım kesindi  uyuyana kadar eski anılardan konuşmuş hatırladığımız komik anları konuşup biraz olsun büyükbabamın özlemini gidermeye çalışmıştık .

Günler hızla ilerliyordu büyükbabamın yanına taşınalı tam 3 hafta oluyordu Bay Morgan'a artık büyükbaba  diyordum çünkü büyükbabamdan bir farkı yoktu benim için bu zamana kadar dememem hataymış onu fark etmiştim. Geçen günlerde hafiften büyü yapmayı öğrenmiştim ve yanında bir sürü şey ama asıl atlatamadığım şey tarihin gelmiş geçmiş en büyük büyücülerinden biriyle yaşıyor olmam hatta doğduğumdan beri onu tanıyor olmamdı . insanların gerçekliğine inanmadığı bir efsane olduğunu düşündüğü adamdan büyü öğreniyordum . Tarihin en yüce büyücüsü Merlin'den şaka gibiydi gerçekten .

Önümde ki büyü kitabını karıştırırken karşı koltukta kitap okuyan  yaşlı adam sert ve derin bir nefes aldı, hızla ayağa kalktım adımlarım seri şekilde ilerliyordu ;

"Büyükbaba iyi misin? "

elini kalbine götürdü kafasını kaldırıp bana baktı , ama bu bakış rahatlatmaktan çok özür dileyen bir bakıştı gözlerim anında dolarken boştaki elini kavradım ;

"iyi misin büyükbaba söylesene !"

"özür dilerim kızım! vakit geldi ."

"HAYIR!"

"Korkma olur mu , ben her zaman seninle olacağım , belki bir su belki bir rüzgar ama hep seninle olacağım melanie!"

hızla kafamı sağa sola salladım ;

"hayır! hayır ! şimdi değil lütfen ! lütfen gitme , bırakma  beni ! " yanaklarım ıslanırken tek yaptığım elini sıkıp ağlamaktı  bana şefkatle bakan gözler boş bakıyordu artık ,o kadar boştu ki içinde bir ruh barındırmıyordu . ellerimle gözlerini kapattım gitmişti artık, yoktu korktuğum başıma gelmiş ve yapayalnız kalmıştım kafamı büyükbabamın dizlerine yaslayıp bilincim kapanan kadar ağladım ...

***

Anahtarı çevirip kilidi açtım , içeri girmemle çan kendini belli edip çalmıştı , boş geliyordu artık burası , yüzümü güldüren , birlikte yemek yediğim , derdimi anlatıp ağladığım adam yoktu bir kaç saat önce savurmuştum küllerini .  içeriye doğru adımladım köşedeki ağzı açık dağınık sandık bana göz  kırparken hızla oraya ilerledim dizlerim beni daha fazla ayakta tutamazken sandığın yanına çöktüm yanaklarım yine ıslanıyordu , yine yalnızdım yine tek başımaydım , kenardaki dağılmış eşyaları ve büyü kitabını sandığa koydum sıra günlüğe geldiğinde ağlamam şiddetlenmişti sandığı kilitleyip kucağıma aldım günlüğü de sandığın üstüne koyup açtım , baştan başladım okumaya burnumu çeke çeke ama daha kitabın ilk sayfasındaki merlin'in notuyla kafamı kitaba yasladım ;

"hayır ! yalnız olmak istemiyorum ! yalnız olmak istemiyorum !  özür dilerim büyükbaba güçlü olamıyorum sana ihtiyacım var en azından birinize." elimle burnumu sildim muhtemelen akşama kadar burada oturup ağlayacaktıma , tabi kendimi bir anda boşlukta düşerken bulmasaydım ...





EVEEET BENİM GÜZEL OKUYUCULARIM  BU BÖLÜM BİRAZ HIZLI GEÇTİ ÇÜNKÜ BİR AN ÖNCE ASIL KONUYA GİRMEK İSTİYORUM BU BİR GEÇİŞ BÖLÜMÜYDÜ KAFANIZDA BAZI ŞEYLERİN OTURMASI İÇİN ÖYLE DÜŞÜNÜN NEYSE BEN GİDİYOM OZMN ÖPÜLDÜNÜZÜZZZ KEEP BAYSSS.....♥♥♥

MELANİEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin