Şaşkınca karşımdaki kaleye baktım ve arkasından yükselen saraya ,
"bu gerçekten gerçek mi ? "
mırıldanarak kurduğum cümlenin saçmalığı , şaşkınlığımın ne denli fazla olduğunu belli ediyordu . hala içinde bulunduğum durumu kavramaya çalışıyord...
kıçımın üzerine yapıştığım çalılıkların arasında hızlıca kalçamı ovdum , çanağı kırma ihtimali kaçtı ? bulunduğum durum aklıma geldiğinde hızla etrafıma baktım ormanlık bir alandaydım ve şansıma 1 metre ötedeki suya düşmek yerine çalılıklara düşmüştüm hemen yan tarafımda 1 metre kadar uzağımda sandığım vardı yanında da merlin'in günlüğü , yavaşça ayağa kalktım kalkarken ayağıma takılan etekle üzerimdeki elbiseyi yeni fark ediyordum .
"bu ne be ?" düşmemden dolayı kenarlarına yaprak ve çalı takılmış elbiseye baktım normalde düğünde zor giyeceğim bir elbise vardı üstümde. Soluk yeşil rengi uçuş uçuş tül eteğiyle pek beni yansıtmıyordu, tül hadi neyse de ben yeşil sevmezdim ki .
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
suya yaklaşıp yansımama baktım en azından yüzümde makyaj yoktu . hala nerde olduğumu anlamaya çalışıyordum . sandığın yanına gidip günlüğü de içine koyup tekrar kilitledim elbisenin eteğini kaldırıp ayağıma baktım hafif topuklu babetleri gördüğümde gülümsedim bir postal değillerdi yada basket ayakkabısı ama topukludan da iyiydi. sandığı kolumun altına alıp yürümeye başladım etrafta araba yolu yada ev gibi bir şeyler arıyordum . biraz yürüdükten sonra açıklık bir alana geldim , toprak yolu andırıyordu , acaba kendimi bir köye falan mı ışınlamıştım yanlışlıkla , çünkü büyükbabam ilk başlarda güçlerimi kontrol etmekte zorlanacağımı söylemişti , oysa kontrol etmeyi öğrendim sanmıştım . iyide ışınlansam kıyafetlerim değişmezdi herhalde . sürekli gözüme gelen saçlarım sinirimi bozarken hızlı salaş bir belik ördüm bileğimde ki ne işe yaradığını anlamadığım yeşil kurdeleyle bağladım , işte şimdi devam edebilirdim az ilerden sesler geliyordu oraya doğru ilerleyeceğim sırada birisi beni kolumdan çekti , refleks olarak bağıracaktım ki ağzımı kapattı . sonra elini çekipkonuşmaya başladı ;
"leydi julia nerelerdeydiniz sizi yakaladılar sandık ."
göbek adımla bana hitap eden kadına şaşkınlıkla baktım , az önce leydi mi demişti o benmi yanlış duymuştum .
"bir dakika sizi tanıyor muyum ? ayrıca leydim derken?"
kadın şaşkınca bana baktı ve onu takip etmemi söyledi , yavaş adımlarla seslerden uzaklaşıyorduk sesler tamamen duyulmaz olduğunda kadın bana dönüp ateşime baktı , sonra kafama ve ense tarafıma baktı ;
"yaralanmamışsınız ayrıca ateşinizde yok neden böyle davranıyorsunuz leydim?"
"pekala ben neredeyim ? sen kimsin ve neden bana leydim deyip duruyorsun ? ayrıca o kaçtığımız insanlarda kimdi ?"
kadın omuz silkip anlatmaya başladı ;
"öncelikle siz leydimsiniz bende sizin hizmetkarınızım bu yüzden size bu şekilde hitap ediyorum. siz kral uther'ın en yakın dostlarından birinin kızısınız Sör Leo'nun kızı , sınırda ki kalelerden birini yönetiyordu babanız fakat 6 gün önce vefat etti , bunun üzerine kral uther hem en yakın arkadaşının emanetine sahip çıkmak için hem de sizi pek sevdiğinden sizi vasisine aldı tıpkı leydi mor-"