Kulağımı dolduran bağrışma sesleriyle gözümü açtım , gözlerim karşı duvardaki saate kaydı 1:04 sıkıntılı bir şekilde ofladım , ayaklarımı yataktan sarkıtıp terliklerimi ayağıma geçirdim . hiçbir zaman iyi anlaşmalarını beklememiştim ama son zamanlarda hiç tahammül edemez olmuşlardı birbirlerine . kapıyı açıp odadan çıkarken homurdandım ;
"hayatımın içine ettiniz okey ! ama bari uykumun içine etmeseydiniz ."
alt kata inen merdivenin başına oturdum ve hunharca birbirine bağıran ebeveynlerime baktım.
"YETER ARTIK MARİAN ! EVİN HALİNE BAK , ŞU HALİMİZE BAK "
"NE VARMIŞ HALİMİZDE ? BİR ŞEYDENDE MEMNUN OL BE ADAM !"
"BEN Mİ MEMNUN OLAYIM ? BEN ? YA DAHA NE YAPMAMI İSTİYORSUN ? TAMAM BENİ DÜŞÜNMÜYORSUN BARİ MELANİE'Yİ DÜŞÜN . BİZİM BİR KIZIMIZ VAR MARİAN HATIRLA BUNU. BU BOŞ ŞEYLERLE UĞRAŞACAĞINA ANNELİK GÖREVİNİ YAP ."
"ASIL SEN ASİSTANLARLA FLÖRT EDİP ORDA BURDA GEZİP BENİM ANNELİĞİMİ SORGULAYACAĞINA BABALIK GÖREVİNİ YAP ANDRE!"
"YAPTIĞIM TEK ŞEY O ZATEN ! SABAHTAN AKŞAMA KADAR MASA KÖŞELERİNDE ÇALIŞIYORUM , MELANİENİN BÜTÜN SORUNLARIYLADA BEN İLGİLENİYORUM YETMİYOR EVE GELİP YEMEK YAPIYORUM ! SENDEN SADECE ANNELİK YAPMANI ONUN YANINDA OLMANI İSTİYORUM , BİR GÜLER YÜZ İSTİYORUM ÇOK MU YA ! AMA SEN BU BÜYÜ SAÇMALIKLARIYLA UĞRAŞIP BENİ KENDİNDEN UZAKLAŞTIRDIN BU YÜZDEN BAŞKALARINDA HUZURU BULMAM ZORUNA GİTMEYECEK MARİAN ANİSTON ! BÖYLE DEVAM ET BEN ARTIK YOKUM !"
şaşkınlıkla bakakaldım annem ağzını açmış ama geri kapatmıştı . babam yanında duran bavulun kulpunu tutup kapıya doğru ilerledi bitmiş miydi yani bizi terk mi ediyordu . gözlerim dolarken hızla merdivenden aşağı indim babamın önünde durdum . beni görünce önce şaşırmış hemen ardından gözlerine hüzün çökmüştü .
"baba ! gidiyor musun ? "
başını öne eğip konuştu ;
"özür dilerim ."
ardından yanımdan geçip dışarı çıktı öylece karşıya bakakalmıştım . üzerindeki şaşkınlığı atıp hiç bir şey olmamış gibi mumları yakıp ortasına oturan anneme kaydı gözüm . bana asla annelik yapmayan anneme . konuşmamla bana dönen annem söylediklerim karşısında öylece kalırken hızla ayakkabılarımı giyip dışarıya çıktım .
"senden nefret ediyorum anne !"
işlek caddede ilerlerken ellerimi kollarıma sardım kasımın gelmesiyle soğuklarda kendini belli etmeye başlamıştı , bense bu havada salak gibi üzerime ceket almadan çıkmıştım . ayaklarıma bakıp omuz silktim en azından ayakkabı giymeyi akıl edebilmiştim. az ilerde gözüken banka doğru ilerleyip bedenimi bankın üzerine bıraktım , öylece oturuyordum . artık kötüde olsa varlığına şükür edebileceğim bir ailemde kalmamıştı ortada , başkası olsa isyan ederdi belki de çoktan evi terk edip gitmişti ama ben yapmamıştım her zaman iyide olsa kötüde olsa bulunduğum konum için şükür etmeyi öğrenmiştim hayatta en çok değer verdiğim kişiden . o an yüzümde buruk bir gülümseme oluştu ve Büyükbabamın sözleri kulağıma çalındı ;
"Bazen sabretmeyi bilmelisin , yaptığın ülkeyi hatta dünyayı kurtarmak olsa bile her yaptığını söylememeli , kibrin kölesi olmamalısın ve en önemli olansa elindekiyle yetinmeyi bilmek , daima senden kötü olanları hesaba katıp şükür etmelisin Melanie , elindeki çürük bir elma olsa bile ."
gözyaşlarım benden bağımsız akarken hıçkırdım , büyükbabam burada olsaydı eminim böyle olmazdı , her şey o öldükten sonra daha beter olmamış mıydı zaten , onu o kadar çok özlüyordum ki , ama o böyle olmamı istemezdi , hızla kafamı sağa sola salladım . silkelenmem ve kendime gelip hayatıma yön vermem gerekiyordu ve bunun için doğru adresi çok iyi biliyordum .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELANİE
FanfictionŞaşkınca karşımdaki kaleye baktım ve arkasından yükselen saraya , "bu gerçekten gerçek mi ? " mırıldanarak kurduğum cümlenin saçmalığı , şaşkınlığımın ne denli fazla olduğunu belli ediyordu . hala içinde bulunduğum durumu kavramaya çalışıyord...