19 aralık
pazar - 05.36❄
"taehyung! d-dur-"
"şşşş..." diyerek sağ elini jeongguk'un dudaklarının üstine yerleştirdi. içeriden gelen ayak seslerini dinlerken kendi nefes sesleri ve uğuldayan kulakları düzgün duymalarına engel oluyordu.
taehyung kapanan kapı sesiyle çocuklardan birinini tuvalete gittiğini anladı, elini jeongguk'un dudaklarından çekerek diğer elini içinde hareket ettirdi. jeongguk koltuktan aşağı sarkan kafasını kaldırarak taehyung'u kendisine çekti, dudaklarını dudaklarına bastırarak kendi sesini engellemeye çalıştı. meraklı çocukları en ufak seste salona gelirdi ve ikisi de onların dağılmış görüntüsünü görmesini istemezdi.
taehyung, dudaklarıyla jeongguk'un dudaklarını emerken parmaklarını jeongguk'un içinden çıkararak bacağında gezdirdi, kalın uylukları derin bir iç çekmesine sebep oldu, uyuşuk bacaklarını koltukta geriye ittirip jeongguk'u uyluklarından tutarak kendine çekti, kendi darbeleriyle sürekli sarsıldığı için koltuğun bir ucundan bir ucuna sürüklenmişlerdi.
"sessiz ol." diye fısıldadı, jeongguk dudaklarını sıkıca birbirine bastırıp ellerinden tekini taehyung'un saçlarının arasına, tekini ise alnına yerleştirmişti. terli vücudu koltukta rahatsızca kıpırdandığında taehyung onun uyarısını anlayarak sırıttı. "yıllardır parmaklarıma alışamamış olman çok tahrik edici."
jeongguk onun dalga geçtiğini anladığında bacağını kaldırmaya çalışarak rastgele bir yerine vurdu, taehyung kasıklarına çarpan dizle acıyla inledi, hemen ardından kafasını kaldırıp koridora baktı. tuvaletin kapısı hala kapalıydı. kim oradaysa daha önce olduğu gibi klozette uyuyakalmamasını umdu.
"artık hızlanacak mısın büyükbaba?" diye homurdandı jeongguk, eşinin onu umursamadan göğsüne bıraktığı öpücüklerle bedeni kasıldı, dudaklarını tekrardan birbirine bastırdı. taehyung'un dokunuşlarına karşı fazlasıyla hassas bir vücudu vardı ve o göğüs ucunu dişleriyle çekiştirip bir de işin içine dilini eklediği her seferde çığlık atası geliyordu. "tae-"
"şşş..." diyerek tuvaleti işaret etti eliyle. evde yankılanan sifon sesi jeongguk'un yutkunmasını sağladı. bu sırada karnına ilerleyen öpücüklerle nefesini tuttu, taehyung'un parmakları hala göğüs uçlarıyla ilgilenirken dudakları kasıklarına kadar inmişti ve kızarıp kızarmamasını umursamadan dudaklarına hapsediyor, emiyor, ısırıp bırakıyordu. tenine batan sakalları ona ayrı bir haz verirken saçlarından geçirdiği eliyle daha fazla bastırdı kendine. "tenindeki ekşi tadın hoşuma gitmesi normal mi?"
"terle karışık sperm? pek değil sanırım."
taehyung gülerek dudaklarını jeongguk'un penisine sardı, bu aşamaları çoktan birkaç kez geçmişlerdi ama hala tuvalette olan kızı ya da oğlu onun içine girmesine engel oluyordu, jeongguk'un kendisini tutabileceğini düşünse de herhangi bir seste yakalanırlardı. "siktir-" diye mırıldanan jeongguk, tuvaletin kapısının açıldığını duyar duymaz taehyung'un saçlarını çekerek kendine daha çok bastırdı, alnında duran elini de dudaklarına getirerek bileğini ısırdı kuvvetlice. paytak adım sesleri onlardan uzaklaşıp en sonunda kapının kapanmasıyla son bulurken taehyung jeongguk'un onu kendine bastırması yüzünden boğazına değen penisle sertçe yutkundu, jeongguk ise bileğini daha sert ısırdı. taehyung kafasını geriye çekerek kendine nefes almak için alan açtığı sırada diğer elini de jeongguk'un testislerine yerleştirmişti çoktan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fight for love | taekook ✓
Fanfiction[💑+🧑🤝🧑] [married couple] "aşkımızın meyveleri neden en olmadık zamanlarda çalıyor kapıyı?"