Три

2.7K 105 60
                                    

Öğle arasına kadar dersler bana göre aşırı sıkıcıydı. Tabi ki ilk iki ders hariç. İlk iki dersimi hep Sedat Hoca'yı izlemekle geçirmiştim.

Ses tonu sertti ama hayatımda duyduğum en güzel ses tonuydu. Bağımlılık yapıyordu.

Ve ben matematik hocamın sesini sabahtan akşama kadar hiç sıkılmadan dinleyebilirdim.

Gözlerinin delici bir güzelliği vardı. Siyah olmalarına rağmen en güzel tondalardı.

Saçları dümdüzdü. Gözleri gibi siyahtılar. İstemsizce saçlarını okşamak istiyordunuz. Ya da ben öyle istiyordum. Bilmiyorum.

Dudakları her açılıp kapandığında şahane bir manzara oluşturuyordu.
Öpmeye bile kıyamazdınız o derece güzel...

Ve beklenen an. Onun sert ve otoriter çıkan sesini yakınımda duyuyordum.

Girdiğim kantin sırasından hemen başımı çevirip etrafıma bakındım. Çıkış kapısının orda gördüğüm bedenle gözlerimin parladığını hissettim.

Biriyle konuşuyordu.

O biri de Elif'ti. Büyük ihtimalle bilgi toplamak için konuşuyordu.

Yanlarına doğru gitmeye başladım. "Merhaba hocam." ikisinin de bakışları bana döndü. Boğazımı temizleyip devam ettim.

"Ve sana da merhaba benim küçük Mochi'm." dediğimde Sedat Hoca'nın kafası Elif'e döndü. "Mochi?" soru sorduğu bariz bir şekilde ortadaydı.

"Ehm hocam şimdi şöyle, bana çoğu zaman yakın arkadaşlarım Mochi der." diye açıklama yaptı. Sedat Hoca anladığını belirten mırıltılar çıkarttı.

"Hocam ben özel ders almak istiyorum sizden." bir anda söylediğim şeyle üçümüz de şok olmuştuk. Ben de şok olmuştum çünkü kendimden böyle bir atak beklemiyordum. Bir anda söyleyivermiştim.

"Sen niye şoka giriyorsun mal. Bunu söyleyen zaten sensin." iç sesimin söylediği şeyi haklı bulup şoktan çıktım.

"Alp ben kantine gidiyorum. Yoksa yemek kalmayacak." bana bakıp söylediği cümleden sonra "Size de görüşürüz hocam." demişti ve yanımızdan ayrılmıştı.

"Hocam?" Sedat Hoca'ya baktığımda onu da şoka soktuğumu anladım. Sanırım o da beklemiyordu böyle bir şeyi.

"Tabi beklemez salak adamın okulda ilk günü bugün" yine haklıydı.

İrkilerek "Anlamadım." dedi.

"İyi misiniz Hocam?"

"Evet evet iyiyim. Özel ders almak istiyorum dedin dimi?" sesinde hala şaşkınlık vardı.

"Evet hocam. Aslında matematikle bir türlü yıldızımız barışmadı. Ama malum üniversite sınavı yaklaşıyor. Bir şans vermem lazımmış gibi hissediyorum." kalbim hızını atlatıp uzun konuşmam bir başarı örneğiydi.

Neden bu kadar heyecanlandığımı da anlamamıştım. Zaten şuan sorgulamanın ne yeri ne zamanıydı.

"Anlıyorum. Çıkışta vaktin varsa arabanın orda bekle konuşuruz." söylediği şeyi sorgulamadan bende Elif'in yanına gidip bana aldığı yemeği yedim.

Çok şükür kantindeki yemekler bitmeden alabilmişti.

Elif, Sedat Hoca'yla ne konuştuğumuzu sordu. Anlatmaya başladığımda son söylediğim şeye takılmıştı. "Alp Sedat Hoca arabanın yerini nerden biliyor?" dedi.

"Ben sana söylemeyi unuttum ya. Ben bugün arabamı park ederken Sedat Hoca'yı gördüm." sesimdeki heyecana gülüp "Vaayy" demişti.

"Bu arada çıksanız ne güzel olurdu yaa." yumruk yaptığı elini çenesine yaslamış ve uzağa bakarak konuşmuştu.

Matematik Öğretmenim |b×bHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin