| ᴀᴄı ᴋᴀʀᴅᴇşʟɪ̇ɢɪ̇ | • | ᴅᴀʙɪ/sʜᴏᴛᴏ |

*:..｡o○ 5 ○o｡..:*

D: "Hadi sana kalabileceğin bir oda seçelim"

Dabi Shoto'yu tekrar salona getirdi.

D: "Ben burda bekliyorum odaları gez kendine bir tane seç ama benim odama girme"

S: "Tamam"

Shoto odaları geziyordu. Fark etmeden Dabi'nin odasına girmişti. Odadan çıkacakken masasında duran telefonu gördü.

Shoto'nun anlatımıyla:

Tabiki kahramanları aramak istiyordum ama eğer yakalanırsam Touya'nın bu nazik tavrı kesinlikle bozulur yine kabus gibi günlere dönerdim. Ama bir yandan da kurtulma şansım vardı.

Öylece durmuş telefonla bakışırken arkamdan gelen sesle irkildim.

D: "Odama girme cümlesinden ne anlıyorsun?"

S: "B-bende tam çı-çıkıyordum yanlışlıkla girdim. Özür dilerim."

D: "Peki neden telefonumla bakışıyorsun"

S: "H-ha, aaa o-orda t-telefon mu varmış farketmemiştim"

D: "Sana en nefret ettiğim şeyin ne olduğunu söylemiştim değil mi?"

Shoto derin bir iç çekti "evet söylemiştin. Özür dilerim kahramanları aramak istedim"

D: "Biliyorum"

S: "Bana ne ceza vericeksin?"

D: "Hiçbirşey"

S: "Anlıyo- N-NE"

D: "Hiçbirşey"

S: "Ciddi misin"

D: "Şaka yapıyor gibi bir halim mi var"

S: "Ama neden?"

D: "Ceza mı istersin"

S: "H-hayır tabiki. sadece şaşırdım"

D: "Eğer bir daha böyle bir şey düşünürsen bu kadar nazik olmayacağım"

S: "Biliyorum"

D: "Herneyse, oda seçtin mi?"

S: "Şey aslında hepsi oldukça güzel benim için farketmez"

D: "İyi o zaman benim yanımdaki odada kal hem gözümün önünde olursun"

S: "Hai"

Shoto Dabi'nin yanındaki odaya gitti oldukça büyük ve güzel bir odaydı. Kapının karşısında çift kişilik büyük bir yatak. Yatağım sağında büyükçe bir giysi dolabı, yatağın solunda önünde pencerelerin olduğu bir çalışma masası vardı.

Dabi Shoto'nun yanına geldi.

D: "Oi ufaklık"

S: "Efendim?"

D: "Benim dışarı çıkmam gerek ama senin uslu duracağından nasıl emin olacağım"

Shoto başını yere eğdi. Verecek bir cevabı yoktu.

D: "Zincirlemek en mantıklısı sence de öyle değil mi?"

S: "Sen bilirsin"

D: "Belki de seninle kalıcak birini çağırmalıyım."

S: "T-Toga olmasın"

D: "Ahahahha tabiki değil. Seni onunla bırakacak kadar deli değilim"