ABİMİN SEVGİLİSİ (gxg)

26

Arda'dan

  "Dışarı çıkıp bir kahve içelim mi?" diyen sesle Barış'a döndüm. Yaklaşık yarım saat önce abimler gitmişti. Ahu da dershaneye gidince burada tek kalmıştım. Suna zaten odasından çıkmıyordu. Canım yengemi Ahu hariç kimse ilgilendirmiyordu.

Barış'ın teklifini onaylayıp montumu ve ayakkabılarımı giyip dışarı çıktım. Barışın arkamdan geldiğini bildiğim için önden gidiyordum.

"Arda beklesene beni" arkamı dönüp ona baktığımda montunu giymeye çalışıyordu. Anlaşılan çok acele etmiştim. Olduğum yerde durup onu bekledim. Sonunda yanıma ulaşınca yavaş bir şekilde yürümeye başladık.

"Ee napıyorsun?" Sorusuyla ona döndüm. Evde de sormuştu bu soruyu ama görmezden gelip cevap verdim.

"Bir şey yapmıyorum okula gidip geliyorum işte"

"Anladım. Aslında şeyi soracaktım ben sana ama abinin yanında bir şey demek istemedim"

"Neyi soracaktın?"

"Şu eski flörtünle ne yaptığınızı soracaktım" bebeğim sen böyle her şeyi soracak mısın?

"Bir şey yapmadık. En son anlattığımdan beri hiç görüşmedik. Sadece hala mesaj atmaya devam ediyor ama ben cevap yazmıyorum" dediğimde kafasını salladı huzursuzca.

"Ne diye mesaj atıyormuş hala?" Tam ona cevap verecektim ki telefonumdan gelen bildirim sesiyle elimle bir saniye işareti yapıp cebimden telefonumu çıkardım. Yine mesaj atmıştı beynine sıçtığım.

"Bir sorun mu var?" Sanırım yüz ifadelerimden her boku belli ediyordum.

"Yine mesaj atmış" gerilen çenesiyle içimden kahkaha attım. Off erkek yhaa

"Ne diyor pezevenk" telefonu ona verdim okuması için. İlk başta şaşırdı ama sonra telefonu elimden aldı. Saklayacak bir şeyim yoktu. Sürekli soru sormasındansa okuyup öğrenmesi daha mantıklı diye düşündüm.

Önder: Gerçekten çok özür dilerim Arda biliyorum yapmamalıydım ama işte çok pişman olduğunu söyledi dayanamadım.

Önder: Tam bir yüzsüzüm farkındayım ama o an duygularım çok karışıktı ve ne yapacağımı bilmiyordum.

Önder: Şuan ne yazdığımı bile bilmiyorum. Baya saçmalıyorum.

Önder: Ama beni de anlamaya çalış. Biliyorum şuan zamanı değil ama sana karşı bir şeyler hissetmeye başlamıştım ve aşırı panik olmuştum. Öyle olmadığımı kendime kanıtlamaya çalıştım bir nevi.

Önder: Çok büyük bir salaklık yaptım kabul ediyorum ama senden çok hoşlanıyorum lütfen beni affet.

Mesajları okurken verdiği tepkileri izliyordum. Okudukça sinirleniyordu. Bana patlayacakmış gibi duruyordu. Eğer öyle bir şey yapmaya kalkarsa ağzına sıçardım. Ama sonunda beni şaşırtacak bir şey oldu. Kafasını kaldırdığında sinirden çok endişeli duruyordu.

"Ne yapmayı düşünüyorsun?" dediğinde sesinde gizleyemediği bir tedirginlik vardı. Bunu fark edince gülümsedim. Çünkü birazdan onu kudurtacaktım.

"Bilmem. Benim de kafam karışık" üzgün bir tonda söyleyip gözlerine baktım. Yine sinirlenmeye başlamıştı.

"Ne demek kafam karışık lan. O kadar üzüldün bu puşt herif için şimdi gidip hiçbir şey olmamış gibi sevgili mi olacaksın" Onu sinir etme planımı unutmuş şimdi de ben sinirlenmiştim.

"Ben o puşt herif için üzülmedim tamam mı. Bana yalan söyledi üstüne üstlük orada mal yerine koydu"

"Bak işte kendin de söylüyorsun seni mal yerine koymuş ne diye hala bilmem diyorsun?" Çünkü seni kudurtmak için canım demek isterdim ama açıklamasını yapmam zor olacağı için diyemedim.

"Sana ne lan istediğimi yaparım" birkaç saniye yüzüme baktı. Trip atar diye düşünüyordum ama o 'doğru bana ne' diye mırıldanıp yürümeye devam etti. Şaşkınlıkla arkasından bakarken hızla yürüyüp yetişmeye çalıştım.

"Aşırı tuhaf birisin" yandan bir bakış atıp önüne döndü.

"İyi anlamda mı kötü anlamda mı?"

"Bilmiyorum. Henüz o kadar tanımıyorum seni."

"Tanımak ister miydin ki?" Dediği şeyle ilk afallasam sonrasında ona ayak uydurdum.

"Bilmem neden olmasın" dediğimde heyecanla yüzüme baktı. Gülümseyip yürümeye devam ettim.

********

Suna: Napıyorsun sevgilim?

Ahu: Dershanedeyim. Ders çalışıyorum. sen?

Suna: Bende kafeye geldim oturuyorum.

Ahu: Tek başına kafeye mi gittin?

Suna: Hayır bir arkadaşımla.

Ahu: kim?

Suna: Arkadaşım

Ahu:Hangi arkadaşın?

Suna: Okuldan bir arkadaşım.

Ahu: Suna azıcık detay ver ya.

Suna: Aynı bölümde okuyoruz çok yakın bir arkadaşım.

Ahu: Hmm iyiymiş.

Suna: aynen.

Ahu: Adı ne?

Suna: Noluyo Ahu sorguya mı çekiliyorum?

Ahu: Hayır sadece merak ettim. Düzgün anlatmadığın için de her şeyi ben sormak zorunda kaldım.

Suna: Tamam.

Suna: İsmi Murat. Çok yakın bir arkadaşım ve bizim oradaki kafedeyiz, sohbet ediyoruz.

Suna: Oldu mu?

Ahu: Bu neydi şimdi?

Suna: İstediğin şey bu değil miydi?

Ahu: Dalga mı geçiyorsun benimle?

Suna: Hayır.

Suna: Detay verdim işte.

Ahu: İyi Suna.

Ahu: Sonra görüşürüz.

Suna: Görüşürüz.

(Görüldü)

Azıcık kaos olsun amk hep böyle soft mu gidecekti

Neyse oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.