Jaebum, Jinyoung'un mezarına gitmişti. Soğuk mermerin üzerine oturup toprağı okşadı. "Bunu yapmam ölülere saygısızlık derler ama sen bunu istediğini söylemiştin dostum. Nasılsın?"
Biraz bekledi, cevap geleceği umudu yoktu içinde. Ama yine de bekledi. Cevap vermiş varsaydı."Teşekkür etmeliyim aslında sana. Bana bıraktığın barın sayesinde çok güzel biriyle karşılaştım. Öyle güzel ki Jinyoung, yaralarımı sarmaya yetiyor. Tek bir gülümsemesiyle tüm korku ve kederlerimi unutturuyor. Beni de güldürüyor. Bana dediğin cümle dolanıyor aklımda."
Biraz bekledi ve gülümsedi. "Seni güldürebilen ilk kadınla evlen Jaebum, çünkü sen güldürmesi en zor kişisin."
Jaebum omuzlarını kaldırdı. "Evlenmek geçti aklımdan. Ama hislerinden hiç emin değilim. Ve sanırım her sevdiğimi kaybettiğim için onu sevmekten de korkuyorum. Yenik düştüm çoktan. Onu çoktan sevdiğimi kabul ettiğim için ölmesine günler kalmış gibi hissediyorum. Ya onu da kaybedersem?"
Jaebum toprağı biraz daha okşadı. "Rüyalarıma gir ve bana akıl ver Jinyoung. Ruhunun yanımda olmasına ihtiyacım var sanırım. Ölü birinin bunu yapabilmesinin olanağı var mı bilmiyorum ama varsa eğer kesinlikle yap."
Jaebum mermerden kalktı ve el salladı. "Gitmem gerek dostum, seni hâlâ çok seviyorum."
...Jaebum, Seulgi'nin evine vardığı gibi arabasından inip hızla kapıya vurmaya başladı. Seulgi korkuyla açtı kapıyı. Telaşla konuştu. "Bir sorun mu var?"
Jaebum anında lafa girdi. "Önümüzdeki otuz sene boyunca ölmeyeceğine söz ver!"
Seulgi duyduğu cümle ile Jaebum'un alnına elini yasladı. "Yok, ateşin de yok. İçtin mi yoksa bu vakitte?"
Jaebum başını iki yana salladı. "Saçmaladım kusura bakma. Sadece ölmeyeceğine söz verebilir misin?"
Seulgi güldü. "Hayır. Hatta öleceğime söz verebilirim. Her insan ölümlüdür Jaebum."Jaebum, Seulgi'nin ellerini tuttu. "Her gün dua edelim tanrıya, aynı gün aynı saat hatta aynı dakikada ölmek için. Ne sen benim acımı çek, ne de ben senin acını çekeyim."
Seulgi gülmeye devam ediyordu. Sırıtıyordu kocaman. "Tamam dua ederiz beraber her gün. Neler oluyor birden?"
Jaebum hâlâ Seulgi'nin ellerini tutmaya devam ederken içindekilerin tümünü döktü."Seni seviyorum. Birine aşık olmaktan deli gibi korkmuşumdur her zaman. Sevdiklerimin tümünü kaybettim ve aşk sevginin en kuvvetlisi. Senin de ölümünü erkenden görmekten çok korkuyorum Seulgi."
Seulgi ardı arkası kesilmeyecek sandığı cümleler yüzünden donmuştu. Jaebum kafa salladı. "Anlıyorum bu kadar kısa sürede sevememişsindir beni, belki de süreyle alakası yoktur ve hiç sevmezsin. Hep arkadaş olarak kalırım. Bilmiyorum. Sadece korkuyorum. Sana yalvarırım dikkat et sağlığına."
Jaebum saatine baktı. "İki buçuk saat sonra barı açmam gerek bu yüzden gideceğim. Ben yokken ya da varken hiç farketmez, tekrar ediyorum, sağlığına dikkat et. Bir kişiyi daha toprağa emanet etmek istemiyorum."
Jaebum gibi her sevdiğinizi kaybetmiş biri olsanız, siz de aşık olmaktan korkar mıydınız?
Yoksa Jaebum'un ki saçma bir korku mu size göre?
Bu arada hepinizi çok seviyorum <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Desperate ➵ jaebum + seulgi ✔
FanfictionSeulgi'nin gözlerini diktiği bu barmen, mesleğine göre fazla masumdu. 2021 | duestrade© 「@monoita」