9. Bölüm | Biz Evleniyoruz!

763 165 38
                                    

Alinin telefonun çalmasıyla ikiside uykudan uyandı Nazlı Alinin omzunda uyuduğunun farkına vardığında hızlıca kendini geriye attı
Ali:(telefonu açıp) Alo anne
Vuslat: Oğlum eve gel baban çağırıyor
Ali: Onun siniri geçmemiştir beni öldürür ama
Vuslat: Gel hadi hemen gidiyoruz biz konuşacak sadece hadi oğlum diyip telefonu kapattı
Nazlı: Nolmuş Ali
Ali: Babam beni çağırıyormuş gitmeden konuşacakmış
Nazlı: Gidelim ozaman (diyip kalktılar yataktan) Ha bu arada ihtiyacım olduğu için başımı omzuna koydum yanlış anlama Ali.
Ali: Ne yanlış anlıycam Nazlı ortağımm üzgündün teselli oldun bitti gitti hadi gidelim diyip yatağı düzeltti. Nazlı da bekledi işleri bitince evden çıktılar.
*
Çekine çekine eve girmişti Ali babasından hala korkuyordu.
Tanju: Gel bakalım buraya zıbıldak
Ali:(ellerini önünde birleştirmiş başı yerde ayakta durdu. Nazlı geçip oturdu) Buyur babacım
Tanju: Kaldır başını zıbıldak deyince Ali babasıyla göz geldi. Nazlı ve Vuslat pür dikkat Tanjuya bakıyorlardı.
Ali: Üzgünüm böyle yalan söylemek zorunda kaldığım için ama baba çok zorladın beni. Evlilik dedin dükkanın başına geç dedin ben bunları yapmak istemedim o yüzden yoks..
Tanju: Tamam anlatma bişey olan oldu. O konuyu açmadan kapatıyorum. Benim başka söyleyeceklerim var. Ali hayta birisin sen umursamaz kendine buyruk biri oldun hep ama ( herkes ama dan sonrasına odaklanmış dinliyorlardı) Seninle gurur duyuyorum yeğenlerine çok güzel amca olmuşsun dükkanın da çok iyi sahiplenmişsin yükseltmişsin o yalanını bunlarla doldurmuşsun aferin sana
Ali:(gülmeye başladı ayrıca şaşkındı da) G-gerçekten mi? Anne Nazlı duydunuz değil mi? Babam aferin dedin bana gurur duyuyorum dedi yanlış duymadım demi?
Vuslat: Yok oğlum yok gerçek hepsi gerçek
Tanju:(ayaklandı kollarını açtı) Gel buraya zıbıldak (Ali koşarak babasına sıkıca sarıldı) Senden özür diliyorum oğlum artık sana güvenim tam evi dükkanı çocukları idare edin başka bir şey istemiyorum artık
Ali: Tabi babam gözün arkada kalmasın her şey benim kontrolüm altında
Vuslat: Gözümüz arkada değil bunu net şekilde gördük hadi artık bizde hazırlanalım da otogara kadar götür bizi
Ali: Tamam annecim siz hazırlanın deyince Tanju ve Vuslat odaya geçtiler
Nazlı: Ortağımm hadi gözün aydın özür diledi baban senden ve artık ortada saklayacak bir şeyin de kalmadı temize çıktın ha
Ali: Sende sıkma canını Betül teyze seni affeder biraz zamana ihtiyacınız var o kadar
Nazlı: Neyse kapatalım konuyu da sana bende bi özür borçluyum ha?
Ali: hahaha sen ve özür dilemek hatta benden noldu kız sana kafana bişey mi çarptı
Nazlı: Öfff seninle de düzgün konuşmaya gelmiyor. Baban bile diledi özür benim dilememem saçma olur
Ali: İyi dile bakalım benim cevabım ne olur görelim
Nazlı: Bunca olanlarda, işte dükkanın batmasına sebebiyet verdin diye çok üstüne geldim bir de attığım tokatlar için özür dilerim ortağım kusuruma bakma
Ali:(içinden o tokatları hep atsan keşke) Şeyy.. bilemedim affetsem mi acaba diyip tek kaşını kaldırdı
Nazlı:(sinirden gülerek) Özür diliyoruz adamdaki ukalalığa bak (parmağını kaldırdı) Beni delirtme istersen ortağımm bana kalıyorsun ya hani burda uzatma işte barış imzalayalım
Ali: Kaçıncı barış imzalayışımız seninle sayamadım doğrusu
Nazlı: Onların hepsinde yalanlarımız vardı şimdi her şey ortada ve artık sadece yeğenlerim ve okulumla uğraşmak istiyorum olur mu?
Ali: Biraz düşüneyim sonra bakarız ortağımm diyip kafasını başka yere çevirdi. Nazlı sinirle yanındaki yastığı ayakta duran Aliye fırlatıp 'gıcık' diye söylendi üstüne.
*
Selvi: Demirle konuştum bu sabah Ali orda kalmış. Bir de Ali şey yapmış. Betül hanımı arayıp Nazlı'nın yalanını ortaya çıkarmış da ne yalanı vardı ki bu kızın
Adil: Ne diyorsun Selvi sen Allah Allah merak ettim doğrusu
Açelya: Günaydın ablaların en güzeli abilerin en yakışıklısı
Adil: Sanada Günaydın Açelya da söyle bakayım ne isteyeceksin yine böyle bi giriş yaparak
Açelya: Bugün izin alsam olur mu?
Selvi: hahah bişey isteyeceğini nerden anladın Adilcim
Adil: İçini bilirim ben bunun eh hadi git bakalım
Açelya: Yiaaa çok teşekkür ederim diyip öpücük attı ikisine koşarak çıktı dükkandan.
*
Akşama doğru bavullarıyla evden çıktı VusTan Ali ve Nazlıda aşağı inmişti. Fermanda Belizle birlikte eve gelmişlerdi. Kapıda onlarla karşılaştılar.
Beliz: Gidiyor musunuz Vuslat hanım teyze
Vuslat: Evet kızım
Ferman: Eee hadi ben bırakayım sizi
Ali: Zahmet etme Ferman abi taksiyle götüreceğim ben
Ferman: Ne zahmeti hadi bavulları arabaya götürelim diyip Tanjunun elindeki bavulu alıp Aliyle arabaya yöneldiler. Adil ve Selvi de çıkmıştı kapıya
Adil: Hoşçakalın güle güle gidin
Tanju: Sağ ol Adil bey ayrıca oğlumun yanında olduğunuz için de teşekkür ederim
Selvi: Ne demek onlar bizim de evlatlarımız biz burda büyük bi aile olduk gözünüz arkada kalmasın
Tanju: Yok yok artık gözüm arkada değil. Ali büyümüş ve her şeyi yapabilecek olgunluğa erişmiş ona güvenim tam artık neyse artık gidelim kendinize iyi bakın diyip vedalaşırken çocuklarda okuldan geldi.
Gülin: Aaa gidiyor musunuz?
Vuslat: Evet yavrum en kısa sürede yine geliriz diyip tek tek torunlarıyla vedalaştılar. Sonra arabaya binip otogara geldiler. Ali ve Ferman onları yolcu ettikten sonra geri döndüler.
*
Selvi: Nazlıcım Demir bişeyler söyledi de sabah sanada sormak isterim yalan mı söylemişsin ailene öyle mi?
Beliz:(şaşırmıştı) Yalan mı? Ne yalanı Nazlı?
Adil: Durun yahu kızın üstüne gitmeyin söylemek istemezsen konuşma kızım zorunda değilsin
Nazlı:(ağlayarak. Baştan sona her şeyi anlatır) İşte böyle ben iç mimar olmak isterken annemin isteğiyle tıpa geçtim ama bırakmıştım iç mimarlığa geçtim sonra orda zorlandım burda onlardan uzak hallederim diye geldim ama işte öğrendiler
Beliz: Tamam canım ağlama olsun sen hayalinin peşinden gitmişsin kötü bir şey değil bu Betül teyzede anlar durumu kızısın sen onun hayatı boyunca küs kalamaz diyip sarıldı. O sırada Ferman ve Ali de gelmiş kapıda Açelya ve Demirle karşılaşmışlardı
Ali: Hayrola birlikte mi geldiniz?
Demir: Yoo
Açelya: Burda karşılaştık dükkana gelmiş Demir bey Selvi ablayı görmeye
Ferman: Hadi girelim ozaman dükkana
Pelin: Amcaaaa diyerek koşarak Aliye geldi. Ali de kucaklayarak öptü
Ali: Küçük cadı. Hayrola çocuklar nereye
Emin: Dükkana gidiyorduk amca mantı yiyecektik ya da ne yemek varsa açız
Berk: Bende çok açım diyip koştu içeri. Diğerleri de içeri geçti
*
Hep birlikte dükkandaydı herkes. Güneşte gelmişti.
Selvi: Madem herkes burda şöyle güzel bi masa kurulmasın mı
Ali: Kurulsun be Selvi sultan ağzımızın tadı yerine gelsin çocuklarda aç zaten
Adil: Hadi ozaman bayanlar mutfağa beyler bizde masayı kuralım şuraya iki üç masa boş dolmadan hemen buraya alalım diyerekten herkes bi işin ucundan tutup güzel bi sofra ve yemek hazırlama işine koyuldular. Güzel bi günü geride bırakıp dükkanı kapatıp evlere dağıldılar. Kendilerini güzel bi uykuya bıraktılar
*
Ertesi sabah
Nazlı'nın dersi bitmiş toparlanıp çıkacakken hocası
Hoca: Biraz bekler misin Nazlı seninle konuşacaklarım var deyip onu yanına çağırdı
Nazlı:(telaşla) Hocam biliyorum devamsızlığım kritik bir seviyede ama inanın çok çalışıyorum maketimi gördünüz zaten aslında derslerde de olmayı çok istiyorum ama
Hoca:(gülerek) Tamam sakin ol seni eleştirmek için çağırmadım zaten bu yaşta bi öğrencinin kulağını çekecek değilim. Seninle başka bir konuda konuşmak istiyorum ilgini çekeceğinden de eminim
Nazlı:(merakla) Nedir hocam?
Hoca: Paristeki kardeş üniversitemizle öğrenci değişim programına başlıyoruz Nazlı. 6 aylığına orada eğitim görecek üç kişi için yer ayırdılar bize. Orada başarılı olabileceğine inandığım öğrencilerimden birtanesi de sensin
Nazlı:(hem şaşırmış hem sevinmişti gülümseyerek) Ben mi? Ama hocam ben doğru düzgün derslere girmedimki
Hoca: Olabilir ama hazırladığın projeler mükemmel yaklaşımların tasarımların kesinlikle gitmeyi hak ediyorsun
Nazlı: Ama nasıl olur?
Hoca: Harika olur bu fırsat bir daha karşına çıkmaz hem senin için eşsiz bir deneyim olur hemde ilerde iş ararken sana çok iyi fırsatlar yaratır
Nazlı:(mutlulukla) Paris hayallerimin şehri deyip kocaman gülümsemeye başladı
Hoca: Daha önce gittin mi?
Nazlı: Maalesef hocam gitmedim?
Hoca: O şehrin sokaklarında şöyle bir dolaşmak bile insanın ufkunu açar. Karar senin al bakalım bu formu düşünmen için birkaç günün var iyi düşün bu çok iyi bir fırsat deyip gitti.
Nazlı:(hocada sınıftan çıkınca orada yalnız kalan Nazlı çığlık atarak yerinde zıplayarak bu durum karşısında sevincini yaşadı) Paris Paris Paris! Parise gidiyorummmmm (diye sevincini yaşarken aklına gelen şeyler durdu) Çocuklar... diyebildi sadece ve elindeki forma bakakaldı.
*
Atakan: Evlensene sen benle? Diyerek üniversitenin kafesinde oturan Açelyanın masasına geldi
Açelya: Pardon? Ne?
Atakan: Ya ben seni çok beğeniyorum aşığım sana valla öyle böyle değil evlenelim mi?
Açelya:(Aynı okulda olduğu uzun zamandır kestiği çocuğun ona bu teklifle ona gelmesi sevindirmişti onu) Gerçek misin sen? Yani evlenmek mi istiyorsun benimle
Atakan: Evet evlenmek istiyorum seninle hem şurda okulun bitmesine ne kaldı ki deyip güldü
Açelya: Ben biraz düşüneyim olur mu?
Atakan: Yarına kadar düşün (deyip göz kırpıp kalktı onu yanağından öperek ordan uzaklaştı. Masada kalan Açelya sırıtırken giden Atakan sırıtarak gidiyordu. Sonra telefonu eline alıp) Abi iş tamam gibi avıma düştü küçük kız yarına belli olur her şey deyip kapadı telefonu
*
Adil: Ali burdan hesabı alır mısın?
Ali: Almaz mıyım be Adil abi ortağım en sevdiğim şey hesap ve verilen bahşiş
Adil:(gülerek) Çok konuşmada al müşteri bekliyor. Ali kasayı açarken Nazlı hızla dükkana girdi
Nazlı: Ali hemen konuşmamız gerekiyor
Ali:(kafasını kaldırmadan) Bi saniye ortağım hesap yapıyorum. 1 buçuk porsiyon mantı 1 buçuk salata 1 buçuk ayran.. ayran mı Adil abi 1 buçuk ayran mı olur
Adil: Bakayım yok canım yanlış olmuş
Nazlı: Uff Ali bi bakar mısın çok önemli konuşmamız lazım
Ali: Önemli mi hesap almaktan daha önemli ne olabilir Allah Allah ya amma şey yaptın bekle deyip önüne tekrar döndü. O sırada kapıdan Soner girdi
Soner: Merhaba(Ali direk kafasını kaldırıp baktı. Nazlı ve Adilde gelene baktılar) Doğru mu geldim diyecektimki seni gördüm Nazlı emin oldum
Ali: Ana pis bıyık geldi
Nazlı:(şaşırmış) Sen nerden çıktın Soner
Ali:(ayaklandı sinirle) Hoş geldin ortağım da hangi yönünü şaşırmış rüzgar seni attı buraya
Soner: Bankaya geldiğinizde davet etmiştiniz ya
Ali:(sinirle) Etmiş miyim (fısıldayarak konuştu bu sefer) Genelde etmem ama eden yerlerime eşek arısı soksun. Eee?
Soner: Bende öğle arasında geleyim dedim
Nazlı: İyi yapmışsın gel otur şöyle deyip yandaki masaya geçtiler.
Soner: Burada siparişleri kim alıyor Ali sen mi?
Ali:(öfkeyle) Bunu döver misin? Sabaha mı bırakırsın tövbe. Buyur ortağım ne alırsın
Soner: Hmm az sarımsaklı mantı alayım ben(sandalyesine yaslanıp Aliye baktı) Malum biz ofis ortamında çalışıyoruz sarımsaklı yesek olmaz ee sarımsaksızın da tadı çıkmaz en iyisi az sarımsak (diye sıralarken Nazlı tek kaşını kaldırmış onu dinliyordu) Acele etmene gerek yok Alicim vaktim var (Nazlıya dönüp) Bizde Nazlıyla muhabbet ederiz
Ali: Yok biz müşterilerimizi hemen sepetleriz.. yani hemen karınlarını doyururuz merak etme sen
Nazlı: öhöm (deyip kaşıyla Alinin uzatmaması için ona mutfağa git işareti verdi) Eee Soner nasılsın deyip sohbet etmeye başladılar. Ali de mutfağa geçti
*
Açelya sırıta sırıta merdivenlerden evine çıkıyorduki Beliz de çöp atmak için kapıyı açtığında onu görür.
Beliz: Açelya hayrola kız ağzın kulaklarında
Açelya:(sırıtarak) Valla birine söylemesem çatlıycam uzun zamandır kestiğim çocuk evlenelim dedi Beliz
Beliz: NEE!! Diye bağırdı gözleri büyüdü şaşırmıştı o sese Fermanda kapıya geldi
Ferman: Noldu hayatım neden bağırıyorsun
Beliz: Ferman dur bi! Sen ne diyorsun ne dedin peki?
Ferman: Kim ne demiş noluyor acaba Açelya?
Açelya: Düşüneceğim dedim yarın cevap vermemi istedi
Ferman: Ama bende burdayım ya hani noluyor
Beliz: Açelyaya biri evlenme teklifi etmiş
Ferman: Yuh gerçekten mi? Ee kızım sen daha okuyorsun ne evliliği
Açelya: Evlilik okumama engel değil ki hem ben bu çocuğu uzun zamandır bana bakmasını bekliyorum çok yakışıklı Ferman abi
Ferman: Hülyalara dalmış bu iyi düşün Açelya bu hemen verilecek bi karar değil
Beliz: Ferman doğru söylüyor binalık duygunla hareket etme kuzum tamam mı?
Açelya: Hm hm tamam neyse ben eve çıkayım sonra görüşürüz deyip ordan ayrıldı
*
Ali:(mutfakta tabak hazırlarken sinir ve öfkeyle) Ben sana gösteririm sana gösteririm ben
Selvi: Alicim sen zahmet etme ben hallederdim
Ali: Yok olmaz ben onu kendi ellerimle besleyeceğim (deyip gülerek tabaktaki sarımsağı tamamını doldurdu tabağa)
Selvi: Çok sevdiğin biri mi geldi sen gelip hazırlıyorsun tabağını
Ali: Çok seviyorum öyle böyle değil Selvi abla o kadar seviyorum ki bi kaşık suda boğabilirim yani sevgimden onu
Selvi: Aman naptın Ali çok oldu o sarımsak
Ali: Yok çok olmadı sarımsak antibiyotiktir mikropları öldürür hadi inşallah içerdeki mikrobu da öldürür deyip tabağı alıp Soner'in masasına yöneldi.
Selvi: İçerdeki kim Adil bu çocuk neden böyle sinir ve öfke doldu birden
Adil: Nazlının arkadaşıymış galiba anlamadım ama Ali pek hazetmiyor galiba öldürecekmiş gibi bakıyor adama
Selvi: Allah Allah Nazlıyı mı kıskanıyor bu (dediği şeyi bidaha aklından geçirip) Adiiil yoksa Ali Nazlıya ha?
Adil: Yok artık Selvi yok öyle bişey (düşündü Alinin içerdeki tavırlarını) Ya da olabilir mi?
Selvi: Al sende düşündün amanın ayy olabilir bence ama şimdi susalım bi gözlemleyelim sonra bakarız
Adil: Bencede daha ortada bişey yokken konuşmak olmaz dediğin gibi gözlemleyelim Selvicim diyerek işlerine döndüler.
*
Soner: Hemde Parise öyle mi? Bu inanılmaz bir şey. Öğrenciyken bende gitmiştim. Müthiş bi yer senin için muazzam bi fırsat ama nedir bu halin mutlu olman gerekirken yoksa izin alman gereken hayatında biri mi var (diye sordu yüzü asılarak)
Nazlı: Yo yok öyle bişey (Soner rahat nefes aldı) Sadece benim başka sorumluluklarım var artık yanlış zamanda geçti bu fırsat elime
Soner: Bana soracak olursan senin burda köreliceğini düşünüyorum bak bu fırsatı kaçırma Nazlı
Nazlı: Bende çok istiyorum formu da aldım
Ali: Evett Soner efendi siparişiniz geldi buyrun
Soner:(Aliye bakmadan soğuk bi tavırla) Teşekkür ederim deyip kaşığı daldırdı ama sarımsağı oldukça yoğun aldı
Ali:(gülerek) Eee nasıl olmuş beğendin mi şefimizin mantısını Soner bey
Soner: Sarımsağı fazla olmuş
Ali: Mümkün değil canım az bişey koydurdum
Nazlı: Ali senin başka bi işin yok mu?
Ali: O ne demek benim işim tam da bu müşterilerle ilgilenmek
Nazlı: Soner müşteri değil benim arkadaşım
Ali: Tamam işte senin arkadaşın benim arkadaşım her yerde karşıma çıktığına göre baya arkadaş olmuşuz demektir
Nazlı: Off Ali (kaşıyla git işareti yaptı. Ali de anlamamazlıktan gelerek gitmedi orda masanın başında dikildi ama müşteri gelince kasaya geçti)
Soner: Neyse ben artık kalkayım ha bu arada fırsatı kaçırma derim (Ali yanı başındaki masada oturdukları için konuşulanlara kulak kesildi) gitmezsen çok şey kaybedersin. Hatta bak şöyle yapalım ben yarın Paris hakkındaki bütün bilgileri getiririm (dediğinde Ali elinde süs eşyası olarak dükkanda kullandıkları şeyi aldı kolunu çevirmeye başladı sonra hızla masaya damladı yine)
Ali: Nee! Kim gidiyor Parise hayırdır biri tatile gidiyor da haberimiz mi yok!
Nazlı: Aliii! Sonercim çok teşekkür ederim
Soner:(ayaklandı. Nazlının koluna dokunup) Yarın görüşürüz diyip dükkandan çıkınca Ali Sonerin Nazlının koluna dokunmasından sonra sinirden elindeki şeyin kolunu hızla çevirmeye başladı
.
Nazlı:(kollarını göğsünde birleştirmiş) Ali senin bu Sonerle alıp veremediğin şey ne bana bi anlatır mısın?
Ali: Bırak bi sen Soneri filan da şu Paris meselesi ne onu açıkla bakayım bana
Nazlı: Şey ben okuldan bir teklif aldım da öğrenci değişim programıyla 6 ay Pariste okuma teklifi
Ali:(yüksek sesle) YUH! 6 ay mı? Peki bunu bana ne zaman söylemeyi düşünüyordun Nazlı ortağımm. Ben bunu bu pis bıyıktan mı öğrenecektim yani (Nazlıyı konuşmayı denedi ama Ali fırsat vermeden seni yükseltip sinirle) Yalnız sana gerçekten alındım benim lafımı kesme
Nazlı: Ben sana söylemeye çalıştım ama fırsat vermedin hem daha kabul etmedim sadece bi teklif
Gülin:(içeri geldi) Teyze yukarı gelince ödevlerime yardım eder misin?
Ali: Bundan sonra ödevlerinize ben yardımcı olacağım Gülincim (Nazlı tek kaşını kaldırmış Aliye döndü) Artık sizin hem amcanız (üstüne bastırarak)hem teyzeniz olacağım
Gülin: Noluyor yaa!
Nazlı: Bişey olduğu yok teyzecim amcam biraz abartıyor o kadar
Ali: Bişey olmuyor mu bunu çocuklardan ne kadar saklayabilirsin Nazlı ortağımm ha?
Gülin: Ne saklaması ya hiç bişey anlamıyorum
Nazlı:(Aliye sinirle bakarak) Gel yukarı çıkalım orda anlatırım diyerek ikisi yukarı çıkarken Ali arkalarında kalmıştı. Nazlının gidecek olması onu sinirlendirmişti daha yeni yeni bişeyler hissetmeye başlamışken onun gitmesi üzmüştü de onu oflayarak yanındaki masaya oturdu
*
Akşam olmuştu Beliz ve Ferman Selvilere gelmişti. Demir de ordaydı
Beliz: Ay abla Açelyaya evlenmeyi düşünüyormuş bugün teklif almış. Demir donup kalmıştı olduğu yerde
Selvi: Ne! Sen ciddi misin nerden biliyorsun
Ferman: Sabah kendi söyledi yarın cevabını verecekmiş
Adil: Ama daha okulu var ne acelesi varmış
Beliz: Uzun zamandır kesiyormuş çocuğu konuşurduk aramızda teklif ederse hemen kabul ederim demişti de ciddiye almamıştım
Selvi: Yarın bi konuşalım bakalım
Ferman: Demir iyi misin? Bi duraksadın sanki
Demir: Ha, Ne! Yoo iyiyim şaşırdım sadece (diyebildi.) Neyse ben izninizle kalkayım yorgunum deyip ayaklandı
Selvi: Tabi oğlum sen nasıl istersen diyip onu yolcu edip geri geldi. Belizi çağırıp mutfağa geçtiler. Fermanda Adil ile salonda sohbet etmeye devam ettiler.
*
Ali: Çocuklar bugün burda toplanmamızın sebebi teyzenizin.. Ben neden anlatıyorum ya sen anlatsana çocuklara yada istiyorsan o kedi bıyık Soner midir nedir onu çağırda o anlatsın ona çok güveniyorsun dedi sinirle
Nazlı: Ali! Yeter ama ben bu Soner muhabbetinden çok sıkıldım!
Emin: Hadi teyze anlat artık!
Berk: Evet çok merak ettik
Nazlı:(Aliye baktı sonra kendini toparlayıp) Eee çocuklar ben öğrenci değişim programı ile Paris'e gitmek için teklif aldım
Çocukların Hepsi: NE!
*
Açelya: Güneşçim bişey konuşalım mı?
Güneş: Tabi konuşalım noldu abla
Açelya: Ben.. ben evleniyorum
Güneş: NE! Ne evlenmesi abla ne diyorsun sen?
Açelya: Uzun zamandır biri vardı adım atmasını bekliyordum ve o adım geldi benle evlenmek istiyor
Güneş:(ayaklandı) Ben nolucam peki? Ya okulun o nolacak?!
Açelya: Bişey olacağı yok senin benim yanımdasın seni bırakmam! Evlendim diyede okuluma bişey olmayacak sakin
Güneş: İstemiyorum tamam mı? Fikrimi soruyorsan is-te-mi-yo-rum deyip sinirle odasına girip kapıyı kitledi
*
Gülin: Bizi bırakıp gidecek misin teyze? (Ali sadece Nazlıya bakıyordu)
Nazlı: Hayır daha karar vermedim hem size sormadan karar vermem
Pelin: Paris çok uzak mı?
Ali: Üfff hemde ne kadar uzak anlatamam sana yani
Nazlı: Ali!
Emin: Peki ne kadar süre?
Nazlı: İkinci dönem sadece 6 ay
Ali:(alayla) 6 ay mı? peh sadeceymiş sadece 6 aymış deyip sinirle göz devirdi.
Berk:(üzgünce) 6 ay mı?
Pelin: Kaç gün yani?
Ali: Çok gün Peloşum çok gün öyle saymakla bitmez
Nazlı: Ali yeter ama
Ali: Ney say bakim kaç dkya sayıcan Allahını seversen (sinirle) 6 ay kaç gün say!!
Nazlı: Çocuklar sizi bırakmak istemiyorum ama eğitimim için çok büyük fırsat
Gülin: Sen bilirsin teyze
Emin: Bizim için bu kadar fedakarlık yaptıktan sonra sana gitme diyemezki dedi üzgünce
Pelin: Oraya gidersen bizi unutur musun?
Nazlı: Hiç öyle şey olur mu teyzecim. Ben nereye gidersem gideyim sizi asla unutmam deyip kucağına alıp öpüp sarıldı. Ali ise içinden 'gitme' desede bişey yapamadığı için kendini yiyordu. Öylece Nazlıya bakıyor üzgünce ve sinirle 'bundan sonra onsuz nolacak' düşüncesi kafasında dönüp dolaşıyordu.
*
Ertesi sabah Açelya büyük bi mutulukla çıktı evden. Demir de kapının önünde arabasının içinde bekliyordu. Açelyanın çıktığını görünce takibe aldı. O kişiyi merak ediyordu. Okula kadar takip etti.
Açelya: Atakan!
Atakan:(gülümseyerek) Açelya canım karar verdin mi? Evleniyor musun benimle?
Açelya: Evet ama ailem bilmiyor burdaki yakın dostlarımla birlikte düğünümüzü hemen yapalım sonra ailemin karşısına çıkarız ha bir de benim bir kardeşim var ondan da ayrılamam
Atakan: Sen nasıl istersen öyle olsun diyip sarılarak Açelyayı etrafında döndürdü.
Açelya: Dersten sonra seni onların yanına götüreceğim bekle beni tamam mı deyip yanağında öpüp derse gitti. Demir de onları görmüş sinirden kıpkırmızı olmuştu. Ellerin yumruk yapmış gidip adama vurmamak için kendini zor tutuyordu.
*
Öğleden sonra herkes lokantadaydı. Ali ve Nazlıda onlardan Açelyanın evleneceğini duymuş şaşırmışlardı.
Güneş: Ben istemiyorum evlenmesini dün sinirlendim istemediğimi söyledim ama dinlemezki beni. Selvi abla nolur siz bir şey diyin
Selvi: Şşh Güneşçim tamam sen üzülme ablan gelsin konuşuruz biz onunla diyip sarıldı. Ona herkes birbirine bakıp durumu idrak edip anlamaya çalışırlarken kapıdan el ele Açelya ve Atakan geldi.
Adil: Açelya! Dediğinde herkes kapıya döndü. Gözlerine inanamadılar el ele tutuşup buraya kadar getirmişti Açelya çocuğu
Açelya:(gülümseyerek önce Atakana baktı sonra diğerlerine ve sonrada ellerini hava kaldırıp) Biz evleniyoruz dedi.
.............................................-9.BÖLÜMÜNSONU-

Vote/55

Zıt Kutuplar (AlNaz)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin