3. Bölüm | Yeni Bir Hayat

651 171 49
                                    

Nazlıdan:(ağlayarak)
Ölenin ardından kuran okumak, dua etmek, tatlı dağıtmak adetten. Bugün ablam ve eniştemin ölümünün 40. günü. Onların öldüğünü düşünmek bile çok acı değil 40 gün aylar yıllarda geçse yaşadığımız sürece unutmayacağız sizi.!
Şimdi ise çocuklar için yeni bir hayat seçme vakti...
*
Kuran okunmuş tatlılar dağıtılmış eve gelen misafirler tek tek gitmeye başlamıştı geriye Doruk ve Ferda'nın anne-babaları, çocuklar, AlNaz, AdSel FerBel Gülin Güneş ve Demir kalmıştı Hepsi salonda oturmuş üzgünce oturuyorlardı.
Muhsin: Hadi bakalım yemeğe geçelim hep birlikte
Tanju: Tövbe estanzubillah yemek yemeğe mi geldik buraya bu acı günde Muhsin bey
Betül:(sinirle)Kendinize gelin Tanju bey nedemek o sizin oğlunuz öldüyse benimde kızım öldü aynı acıyı yaşadığımızı hatırlatırım. Kocamın şekeri düştüğü için öyle dedi
Vuslat: Aman Tanju cevap verme hoca efendi burda ayıp olmasın
Tanju: Betül hanım bişey dedik bin laf işittik taramalı tüfek gibisin ben sana bişey derim ama tövbe estanzubillah
Ali: Baba boşver sen onları takma tıka sen kulağını onlara diyince Nazlı tek kaşını kaldırıp Aliye sinirle baktı.
Muhsin: Neyse hocam sizde buyrun yemeğe hep beraber yiyelim.
Tanju: Ali hoca efendiyi masaya geçir. (bağırarak) Nazlı koş sende bi tabak daha al getir hemen! dediğinde Nazlı ona bakakaldı resmen emir vermişti Nazlıya. Nazlı olay çıkmasın diye öfkeli ses tonuyla 'emriniz olur' diyip ayaklarını yere vura vura mutfağa gitti.
Nazlı:(Tanju'nun dediğini tekrar ederek dolaba yöneldi) Kaba adam sanki kölesi var karşısında uff diye sinirle tabağı aldı içeriye götürdü.
*
Büyükler salonda yemeklerini yiyorlardı
Hoca: Ben bi karabiber alabilir miyim?
Tanju: Nazlı kızım koş mutfaktan karabiberi al gel
Betül: Nazlı dur hiçbir yere gitme yanındaki Ali gitsin
Ali:(pilavına gömülen Ali kendi adını duyunca) Hı?
Betül: Sen onun emir eli misin? Ay valla sinirim zıpladı
Nazlı: Tamam annecim sakin bi karabiberden olay çıkmasın alır gelirim ben (diyip mutfağa gitti söylene söylene) Şurdaki yavruların geleceğini düşüneceğine anca bana emir veriyor. Nazlı getir Nazlı götür ya benim annem babam bile bana emir vermiyor diye söylenirken Alide arkasından geldi mutfağa
Ali: Sen yine içinden içinden ne konuşuyorsun ortağımm
Nazlı:(Aliye döndü sinirle) İçimden konuşuyorsam dışardakileri ilgilendirmiyordur (bastırarak söyler) Ortağımm
Ali: Ama senin problemin sürekli dışardan duyulan bi iç sesinin olması ortağım
Nazlı:(öfkeyle) Buna tasalanmak sana mı düştü amca bey! Niye geldin peşimden
Ali: Senin peşinden gelmedim ben peçete istediler onu almaya geldim
Nazlı: Hayret nasıl olduda kalktınız yerinizden söyleseydiniz Nazlı köleniz getirirdi peşinizden sayın Ali bey
Ali:(gülerek) Ya bu çocukça sataşmalar nedir yani altı tarafı bi karabiber istedi diye amma ağız yaptın kızım ya
Nazlı:(bağırarak) Ben senin kızın değilim benimle düzgün konuş!
Ali: Ay tamam ya (eliyle kulağını çekip tezgaha vurur) Allahtan kızım değilsin hatta hiçbir şeyim değilsin ortağım uzatma artık götür şu karabiberi bekliyorlar
Nazlı: Demek karabiber istiyorsun diyip tezgaha dönüp karabiber kutusunun kapağını açar Aliye dönüp kafasından aşağı döker. Mutfakta oturan çocuklar dahil Nazlı gülmeye başlar
Ali:(gözlerini kapatarak) Allah napıyorsun sen ya kör oldum kör teyze bozuntusu bu bardağı taşıran son nokta ama böyle şaka olmaz diyip yanındaki su dolu sürahihi alıp Nazlı'nın başından aşağı döktü bu seferde Ali ve çocuklar gülmeye başlamıştı. Nazlı kendine gelip Aliye okkalı bi tokat geçirdi üstünü değiştirmeye gitti.
Ali:(elini yanağına koydu) Of çenem çıktı yaa diyip eline karabiberi alıp salona geçti
*
Büyükler salondaki yemeklerini bitirmiş çocuklar içinde mutfak masasına sofra kurulmuştu ama çocuklar dokunmamışlardı önlerindeki yemeklere
Selvi: Çocuklar hiç dokunamamışsınız ama
Gülin: İştahım yok benim Selvi teyze
Beliz: Ama olmazki böyle yemeniz lazım
Emin: Olmuyor Beliz abla benimde iştahım yok
Ferman: Çocuklar valla babaanneniz çok güzel yapmış yemelisiniz bence diyip gülümsedi
Pelin: Ben annemin pilavını istiyorum
Berk: Bende diyince herkes üzgünce birbirine baktı. Demir gelip Pelini kucağına aldı
Demir: Bak bakalım bana güzellik annen nasıl yapardı bilmiyorum ama dedikleri gibi babaannede çok güzel yapmış deneyelim istersen hı? diyip kaşığa biraz pilav alıp Pelin'in ağzına verdi ama Pelin kaşığa vurup odasına koştu.
Açelya: Çocuklar yapmayın artık evet zor ama hayat devam ediyor
Adil: Tamam rahat bırakın çocukları hadi dükkanı boşladık işimizin başına dönelim dedi. AdSel Demir Güneş ve Açelya lokantaya indi. FerBel de evine geçti.
*
Herkes salonda oturuyordu
Tanju: Bizler görevimizi yaptık Allah taksiratlarını affetsin. Hepsi 'amin' dedi
Betül: Çözülmeyi bekleyen meseleler var daha (diyip torunlarına baktı lafı onlara getirmedi) lokanta nolacak mesela
Tanju: O iş kolay Adil beyle konuşur bi adam bulup devrederiz
Ali: Babacım ben burdayım ya ben bakarım dükkana diyip korkmaya başlamıştı çünkü dükkan satılırsa Ali Kayseriye dönmek zorunda kalacaktı
Tanju: Sen anlamazsın o işlerden 2 günde batırırsın o dükkanı hem sen İstanbul'da şirkette çalışmayacak mıydın
Ali: E-evet çalışıcam akşam gelir bakarım hesaplara çalışanlara hem Adil amcada var
Nazlı: Nasıl bi şirketse 1 aydır başlayamadı daha
Tanju: Yav bu şirket işine benim aklım hiç ermedi Kayseri de şirket mi yok? Bana bak hemen toparlan senide götürüyorum memlekete
Ali: Ya baba çok ayıp olur insanlara okadar söz verdim mülakatı geçtim 1 ay izin verdiler acımdan dolayı pazartesi başlıyorum
Vuslat: Alim yavrum tutturdun bi banka diye gel beni dinle bizimle dön memlekete. Bak Ayşe'nin kızı Nurbahar seni bekliyor hala (diyince Nazlı Aliye döndü hem şaşırmıştı hemde içten içe gülüyordu) önce nişan yaparız yazada düğün olur ha oğlum
Ali:(fısıldadı annesine) Ne Nurbaharı anne çocukken arkadaştık sadece okadar babamı gaza getirme
Betül:(Muhsin'e söylendi) Anam yazık çocuğa beşik kertmesi yapmışlar bu çağda hemde. Hiç bizim dengimiz değiller ama napalım düştük bi kere
Muhsin: Kader işte karıcım. Nazlı ise hala Aliye bakıp olanları anlamaya çalışıyordu Tanju ve Vuslat2ın Ali üzerindeki hakimiyetlerine ve Alinin sesini çıkartmamasına şaşırıyordu.
*
Betül kızının ailesi çocukları için yaptıklarını överken Tanju sinirlenip oda oğlunu övüp çocukları için yaptıklarını saymaya başlayınca ortalık yangın yerine döner. İş bağırışlara döner çocuklarda salonda oturmuş üzgünce onları izliyorlardı
Betül: Bakın anneannesi ve dedesi olarak bizim görevimiz kızımızın yadigarlarını ortada bırakmamaktır.
Tanju: Betül hanım kızınız herhalde o yadigarları tek başına yapmadı sizin torunlarınızsa bizim neyimiz ha?
Gülin:(dayanamaz ağlayarak bağırır) YETER ARTIK YA YETER! Onlar artık yaşamıyorlar onlar hakkında konuşmayın.Kavga edeceksenizde onları karıştırmadan edin! Gülin odasına yönelir Emin Berk ve Pelinde peşinden gidip odaya girerler. Nazlı onlara döner
Nazlı: İyi mi oldu ha? Yine kapanacaklar odalarına. Kaç gündür ilk defa bugün yüzleri güldü çocukların tebrik ediyorum (diyip derin bi nefes alır. Betül ve Tanju sus pus olmuştu) Ali biraz gelir misin benimle?(ağlamaklı olur sinirle) Lütfen rica ediyorum gelir misin?
Ali: Gelelim bakalım diyip mutfağa geçerler.
*
Ali: Yav noluyor biz neden geldik yine mutfağa
Nazlı: Ali bişeyler yapmalıyız ya görmüyor musun büyüklerin kavgası çocukları nasıl üzüyor
Ali: Eee ben napcam
Nazlı: Sende amca olarak biraz sakinleştirebilirsin ortalığı
Ali: Ha yok almiyim ben gerçekten arabuluculuktan anlamam
Nazlı: Tamam şunu kabul edelim sizinkilerle bizimkiler en başından beri hiç anlaşamıyorlar belliki bu saatten sonrada anlaşamayacaklar
Ali: Evet doğru eee
Nazlı: Sende bende pek anlaşamıyoruz
Ali: Haksızlık ediyorsun senle ben pek değil hiç anlaşamıyoruz
Nazlı: Peki hiç anlaşamıyoruz ama kısa süreliğinede olsa barış ilan edelim
Ali:Vay vay vay teyze hanım başımdan aşağı karabiberi dökerken hiç barış isteyin yoktu ama
Nazlı: Sende başımdan aşağı su döktün hatırlatırım
Ali: Öcümü alayım dedim üstüne okkalı tokat geçirdin
Nazlı: Tamam ben sinirlendim yaptım özür dilerim oldu mu? Neyse çocuklar için bunu yapıcaz
Ali: Offfffffffffffff. Tamam napıcaz söyle hadi
Nazlı: Sen sizinkileri kontrol altında tutucan bende bizimkileri. Nasıl olsa kısa süre sonra gidecekler kavga filan olmayacak he?
Ali: İyi peki yaparız bişeyler diyip tezgaha yaslandı. Nazlı elini uzattı. Ali yine oflayarak Nazlının elini tuttu ve barışı başlatmış oldular.
Nazlı: Ben bi çocuklara bakayım (diyip odaya gitti. Ama çocuklar yoktu bütün eve tek tek baktı ama bulamadı koşarak Alinin yanına gitti telaşla) Ali çocuklar yok. Evin her tarafına baktım hiçbir yerde yoklar.
Ali: Halla halla nerdeki bunlar
*
Gülin: Ya bizi düşünen yok sürekli kavga edip duruyorlar evde
Emin: Tanju dedemle anneannem, amcamla teyzem hepsi birbirine girdi
Berk: Annemle babamın bikez olsun kavga ettiklerini görmedim ben Beliz abla
Pelin: Okadar bağırıyorlardıki başım şişti valla
Gülin:(ağlayarak) Hayallerimiz vardı bizim ya hepsi kaldı
Selvi:(gözleri dolmuştu) Şşş kuzum ağlama onlar büyükler sizi anlamıyor olabilirler
Adil: Ama biz konuşuruz onlarla sıkmayın canınızı
Ferman: Amcanız ve teyzenizlede konuşur onlarıda hallederiz ya sıkmayın canınızı
Beliz: Ağlamayın artık hayallerinizi biz gerçekleştiririz. Unutmayın biz hep burdayız. Adil abinin bi sözü var
Açelya:(gülümseyerek) Biz kocaman büyük bi aileyiz der hep doğru söyler.
Demir: Valla ben aranıza yeni geldim az çok gördüm çok bağlısınız birbirinize. Oyüzden çocuklar arkanızda bir sürü insan var bakın görün
Adil: Onlar bakmazsa biz bakarız size tamam mı hadi silin gözyaşlarınızı
Osırada AlNaz nefes nefese lokantaya gelmiş kasada duran Güneş'i soru yağmuruna tutmuşlardı
AlNaz: Çocukları gördün mü burdalar mı konuşsana neden susuyorsun diye aynı anda soruları sıraladılar
Güneş: Bi durun ya evet bakın orda arkanızdalar dediğinde AlNaz hızla arkaya döndü
Nazlı: Oh çok şükür diyip gülümsedi
Ali: Ben sana demiştim ama panik yapmayalım dedim (Nazlı Aliye sinir dolu bakışını atarak çocuklara doğru yürüdü)
Nazlı: Bizi çok korkuttunuz çocuklar gittiniz zannettik
Gülin:(üzgün ve sinirle) Nereye gidebilirizki
Selvi: Yukarda kavga olunca buraya inmiş çocuklar napsınlar
Ali: Hadi artık yukarı çıkalım mı diyip güldü
Gülin: Biz burda iyiyiz
Emin: Bizim rahatımı yerinde isterseniz siz çıkabilirsiniz yukarı biz bizi seven insanların yanında iyiyiz
Nazlı: Canlarım yukarda hiçbir şekilde tartışma olmayacak söz Ali başıyla Nazlıyı onaylar
Gülin: Bu ikiniz içinde geçerli mi?
AlNaz: Evet bidaha kavga tartışma yok hadi yukarı çıkalım diyip yeğenlerini alıp eve çıkarlarken
Nazlı:(gülerek) Bakın ne diycem dışarda şöyle güzel bi tatlı yiyelim mi havada almış oluruz
Ali:(gülerek Nazlıya sinirle) Hay teyzeleri dışarda tatlı yemekte nerde çıktı. Annem evde bi kazan sütlaç yaptı ya bize değil mi?
Nazlı:(hem gülüyor hemde Aliye gıcık olmaya devam ederek) Amcası çocuklar biraz dışarda hava alsın demi! Ali dışarda para gidecek diye içi içini yerken çocuklara verdiği sözle 'hıhı' diyebildi. Eve girmeden tatlıcının yolunu tuttular.
*
Ferman ve Beliz eve gelmişti. Tanju ve Betülle konuşmak ama konuşamadan dinlemeye başladılar
Tanju: Malum Kayseride işler bekliyor yarın dönüyoruz biz
Betül: Bizde dönüyoruz yarın İzmir'e
Vuslat: Çocuklarda bizle gelecekler
Betül: NEE! Pardon anlamadım kim aldı bu kararı Tanju beyle siz mi Vuslat hanım! Onlar sizinle Kayseriye filan gelmiyor efendim öyle saçmalık mı olurmuş. Onların yeri bizim yanımız. Ben anneanneyim!
Beliz:(Fermana fısıldayarak) Çocuklar gidecek mi? Ben hiç böyle düşünmemiştim
Ferman:(fısıldadı oda) Çocukların haberi bile yok yazık ama ya oyuncak edecekler onları
*
AlNaz ve çocuklar tatlılarını yemiş sahil kenarına gelmişlerdi. Çocuklar denizde taş sektirme yarışına girerken AlNazda taşların üzerine oturdu
Nazlı: Eee amca bey düğünden sonra sende şu Nurbaharı deniz kenarı biyere götürürsün balayına romantik romantik taş sektirisiniz sizde diyip güldü
Ali:(eliyle alnına vurdu) Nazlı ortağım şu konuda bana şaka yapma bak şakası bile olmaz şu konunun
Nazlı:(gülerek) Şaka değil ama ciddi ciddi seni evlendirecekler ben sana söyliyim
Berk: Amcam evleniyor mu?
Nazlı: hıhı bahara nişan yazada inşallah düğünü var diyip kahkaha attı bu sefer
Ali: Yok yok o teyzenin uydurması yok öyle bişey ya
Nazlı: Tabi kısmet bi bakmışsınız amcanızla böyle bi oynuyoruz erik dalı eşliğinde Gülin sana şimdiden söylüyorum elbiseni hazırla
Ali: Sen çok meraklısın herhalde evlenmeye sen evlen ozaman yaşında geldi
Nazlı: Hadi be ordan dedi sinirle
Ali: Noldu dost acı söyler. Bana bak bu yaşına geldin eve daha bi tane bile görücü filan gelmedi bu nedemek evde kalma tehlikesiyle burun burunasın
Pelin: Görücü nedemek amca
Ali: Görücü aile kurumunun hazırlık maçı gibi bişey
Nazlı: Sen ne eski kafalısın ya görücü falanda ne?
Ali: Of tamam neyse durun ben bi taşı sektireyim de görün şimdi diyerek eğildi taşı aldı havaya kaldırırken taş elinden kayarak arkasından geçen adamın suratına çarpar. Herkes dönüp adama bakar
Adam: Napıyorsun sen be dikkat etsene
Ali: Özür dilerim bilerek olmadı. Adam yüzünü ellerken bunu fırsat bilip Pelini kucağına alıp diğerlerine de göz kırptı koşarak ordan uzaklaştılar.
*
Akşam olmuş Betül ve Tanjular çocuklar kimde kalacak muhabbeti yapıyorlardı. FerBel artık sıkılmıi gitmişlerdi
Tanju: Emin Pelin ve Berki bize verin Gülin sizde kalsın
Muhsin: Bakın Tanju bey İzmir gibi modern bi şehirde her imkan var çocuklar orda daha rahat olur
Vuslat: Kayseri'nin nesi varmış miss gibi şehir pastırması sucuğu çocuklara kan olur onlar evimiz büyük bahçeli oraya gelip siteye mi tıkılsınlar
Betül: Hayatta olmaz hepsi bizimle geliyor
Tanju: Hayır Emin ve Berki vermem size kızlar sizde kalsın ozaman son olarak bu olur
Betül: İyi tamam kızlar bizde erkekler sizde kalsın kabul
Muhsin: Böyle nasıl olacak ayrı olmazki
Vuslat: Yapacak bişey yok Muhsin bey
Tanju: Ama çocuklara alıştıra alıştıra söyleyelim
Betül: Aynen öyle yapalım
*
Gecenin 3 ünde Nazlı salondaki kanepede uyuyordu. Vuslatta salonda yer yatağında. Vuslat uykusunda konuşuyordu birden ağlamaya başladı. Nazlı uyanmıştı uykusu kaçınca oflayarak balkona gitti. Alide orda sandalyede oturmuştu
Nazlı: Ali napıyorsun sen burda
Ali: Ya aşağıda yavuklum bekliyorda çarşaf sarkılıcam onun köyüne kaçcaz. Ne yapıyorum işte hava alıyrum görmüyor musun?
Nazlı: İyi tamam be bişey demedik
Ali: Deme zaten yorgunum uykusuzum babalarımızın horlaması var bide offf içerde sanki iş makinaları var gibi
Nazlı:(gülerek) Duydum duydum salona kadar geliyordu. Allahtan çocuklar odalarında mışıl mışıl uyuyorlar
Ali:(ağlamaya başladı) Ben nezaman mışıl mışıl uyuyacam yemin ederim incem aşağı lokantada yatıcam
Nazlı: Olmaz yatakhane mi orası hem ablam olsa kızardı
Ali: Napayım ben uykusuzluktan öleyim mi
Nazlı: Hayır Ali! Olmaz dedim
Ali: Ufff başımın belası! Sen niye geldin benim peşimden çok rahat değil miydi kanepedeki yatağın mışıl mışıl uyumuyor muydun?
Nazlı: Uykum kaçtı annen uykusunda bianda ağlamaya başladı Doruk'um diye sonra bianda seninle Nurbahar'ın düğününde oynuyor gibi zılgıt çekmeye başladı gülüyordu birde
Ali: Nurbahar deme artık deme yeter (ayaklandı)
Nazlı: Nereye
Ali: Sen burda hava alırken senin kanepede uyumaya
Nazlı: Ne!
Ali: Ya lütfen ya yer yatağında yatmaktan sırtım kabuk babamların horlamasında kulaklarım nasır bağladı lütfen
Nazlı: Sen şimdi benim yatağıma el mi koymak istiyorsun
Ali: Sadece elimi koymak istemiyorum şöyle bütün vücudumla girip mışıl mışıl uyumak istiyorum. Bak bu kalabalıkta yatak boş bırakılmaz arkandan ağlar yatağıda kapan yatar diyip içeriye koşarken Nazlı hızla koluna atıldı dengesi bozulan Ali yeri boylarken Nazlıda Alinin üstüne düştü. Dudakları birbirine değdi. Nazlı nolduğunu çabuk idrak edince hızla Alinin üstünden kalktı. Arkasını dönüp elini dudağına götürdü. Alide hızla doğruldu. Nazlı'nın arkasına döndüğünü görünce emeline ulaşmak için hiçbir şey olmamış gibi hızla kanepeye koştu ve yatağa girdi
Nazlı:(yanakları kızarmıştı) Ay azönce noldu öyle Allah'ım dudaklarım Ali'nin dudaklarına değdi offf hemen yıkamalıyım diyip banyoya koştu.
Ali:(yatağa girmiş yastığa başını koyunca Nazlı'nın kokusunu aldı. Biraz önce hiçbir şey olmamış gibi yatağa gelen Ali bu kokuya mest olmuştu yeni idrak etti oda sonra) Napıyorum ben ya off dudaklarıma değdi bide teyze bozuntusu diyip eliyle dudağını sertçe sildi. Sonra Nazlının yastığını köşeye atıp koltuğun yastığını alıp kendini uykunun kollarına bıraktı.Banyodan çıkan Nazlıda yatağı kapılınca mecburen Pelin'in yanına kıvrılmış uyumuştu.
*
Sabah olmuş Ali lokantaya gelmişti
Adil: Hayırdır Ali bu saatte napıyorsun burda
Ali: Off Adil abi babam ekmek almaya gönderdi sabah sabah
Adil: Eee git ozaman fırın sokağın başında
Ali: Ne dedin sen ben fırına gideceğim yani öyle mi hahaha lokantaya gelen ekmeklerden versene bana ordan
Adil: Onlar müşteriye göre geliyor olmaz fırın orda git al Ali
Ali: Adil abi sen kimin malını kime vermiyorsun bana ordan ekmek ver gideyim. Müşteriyede ilk ekmeği ver ekstra istiyorsa para al tamam mı
Selvi: Adil ekmekler hazır gel masalara götür diye içerden seslenince Ali oraya yönelip doğranmış ekmekleri sepetleri aldı Adil'e göz kırparak eve çıktı.
Adil: Doruk haklıymış bundan adam olmaz diyip işine döndü.
*
Betül uyandığından beri kızlara İzmir'i övüp dururken Vuslatta erkeklere Kayseriyi övüp duruyordu. Kahvaltı sofrasınada yöresel yiyeceklerden hazırlamışlardı. Çocuklar kahvaltılarını ettikten sonra odalarına gittiler. Osırada kapı çalmış Nazlı kapıyı açmaya gitti
Beliz:(üzgünce) Günaydın Nazlıcım
Nazlı: Günaydın Beliz abla hoşgeldin de hayrola bune hal?
Beliz: Ayrılığın acısı şimdiden oturdu içimede çok alışmışım
Nazlı: Ayrılık mı ne ayrılığı?
Beliz: Hayatım çocuklardan ilk defa ayrılıyorum kolay mı? Zaten Dorukla Ferda'nın acısı şuramda duruyor şimdi çocuklar çıktı. Biz burda aileydik Nazlı zor geldi bana
Nazlı: Çocuklar mı? Beliz abla neyden bahsediyorsun hiçbir şey anlamıyorum
Beliz: Aaa sen bilmiyor musun?(Nazlı hayır anlamında kafasını sağlar) Ay inanmıyorum Nazlı annen kızları İzmire erkeklerde Tanju beyde erkekleri Kayseriye götürüyor dün konuşuyorlardı bunları
Nazlı:(şok olmuştu) Ne? (diyip kapıyı açık bırakıp hızla masaya yürüdü) Anne!
Betül: Noldu?
Nazlı: Çocuklar! Onları götüremezsiniz! (Ali şokla Nazlıya bakıyordu)
Betül: Napalım ya olması gereken bu
Nazlı: Ya onlar burda doğdu burda büyüdü okulları arkadaşları herşeyleri burda! Onları İzmire yada Kayseriye götürmek büyük haksızlık! Nazlı bunları söylerken salona gelen Gülin bunların hepsini duymuştu.
Betül: Peki başka napabilirizki yani başka çözüm yok
Nazlı: Anne inanamıyorum onlar kardeşler onları birbirlerinden ayıramazsınız
Gülin:(bianda) Siz.. siz bizi ayıracak mısınız? (Nazlı hızla arkasını döndü. Alide ayağa kalkıp Nazlı'nın yanına geldi) Nasıl ya nasıl yaparsınız bunu! Ne hakla ya ne hakla
Betül:(yanına gelip elinden tuttu) Bak Gülincim biz hep birlikte düşünüp taşındık sizin iyiliğiniz için bu kararı aldık (Vuslatta kalkıp yanına geldi)
Gülin: Kardeşlerimden ayrılmam ben İzmire gelmiyorum
Vuslat: Gitme yavrum hep birlikte bize gideriz. Betül sinirlenip Gülinin kolundan tutup 'bize gelecek' dedi. Vuslatta karşılık verip diğer kolundan tutup 'sizi istemiyorlar bize gelecek' diyip Gülin'i çekiştirerek kavga etmeye başladılar yine
Nazlı: Ya bırakın kızı napıyorsunuz siz
Gülin:(bağırarak) Ya bırakın beni gizli kapaklı iş çeviriyorsunuz bizi rahat bırakın diyip kardeşlerini alarak anne-babalarının odasına girip kapıyı kitledi.
*
Beliz olanları duymuş Fermanı işe giderken kapıda yakalamış 2 dklığına lokantaya götürmüştü.
Beliz: Ay noldu bi bilseniz
Selvi: Noldu Belizcim hayırdır telaşlısın
Beliz: Çocukları ayıracaklarmış. Ferman hariç hepsi aynıanda 'NE!' diye tepki vermişlerdi
Adil: Neler diyorsun Beliz sen
Ferman: Doğru söylüyor Adil abi dün bunun tartışmasını yaptılar. Kızları İzmir'e erkekleri Kayseriye götürecekler
Selvi: Aman Allahım yazık çocuklara öğrendiklerinde perişan olcaklar
Beliz: Öğrendiler bile Nazlı'nında haberi yoktu ben söyledim biraz önce sinirle hesap sorarken annesine Gülin duydu sonra kıyamet koptu işte
Adil: Amca ve teyzeleri bişeyler yapsa bari yazık valla çocuklara diyip herkes üzgünce oturup düşünceye daldılar.
*
Betül: Ee napıcaz şimdi kapandılar odaya
Ali: Ben kırayım kapıyı
Nazlı:(sinirle) Delirdin mi sen çocuklar zaten panik halindeler iyice korkutacaksın
Ali: Ay çok bilmiş napcaz peki söyle
Nazlı: Bekliycez bize güvenmelerini onları ayırmayacağımıza inandıracaz! diyip kapıya yanaştı çaldı bana güvenin içeri gireyim desede Gülin kabul etmedi kapıyıda açmadı.
*
Aradan 1 saat geçmiş çocuklar odadan çıkmamış diğerleride salonda onları bekliyorlardı. Ali Nazlı yatak odasının kapısının önünde duvara yaslanmış bekliyorlardı
Tanju: Çıkmadılar hala
Betül: 1 saat oldu ses bile çıkmıyor içerden
Vuslat: Bişey olmasın mı?
Ali:Ben dedim bi omuz atıp açayım kapıyı işte diyince Nazlı sinirle ona dönüp kolunu sertçe çimdikledi Ali geriye sıçradı acıylada 'ah'diye inledi
Nazlı: Bana bak amca bey kaba kuvvetle hiçbir şey çözülmez tamam mı? Öyle yaparak iyice boz dağılan psikolojilerini!
Ali: Sen iyice alıştın ha önce tokat sonra çimdik atmak nedir bu bana bak bidaha yaparsan karışmam!
Nazlı: Dua et kafanı kırmıyorum dağ ayısı ama böyle saçmalamaya devam edersen tokatın alasını yersin benden ona göre diyip kapıya yöneldi tekrar çaldı ama yine ses gelmedi. Nazlı kapının önüne çöküp yaslandı
Nazlıdan(içinden)
Bazen büyükler bize rağmen bizi düşünürler. Hayatı bilmediğimizi her şeyi kendilerinin bildiğini sanarlar. Çocuk olmak kalıcı bir şeymiş gibi düşünürler ya da kendileri hiç çocuk olmamış gibi... İşte böyle zamanlarda çabuk büyümek gerekir. Çarçabuk büyümek... (diyip gözlerinden yaşı akıttı.) Size söz veriyorum canlarım sizi birbirinizden ayıramayacaklar.
(Aliye baktı) Sizi bir arada tutmak için şu dağ ayısını ikna etmem gerekiyorsa, katlanmam gerekiyorsa onu bile yapıcam ama sizden vazgeçmiycem diyip kararlılıkla önce onları o odadan çıkarmanın sonrada iki aileyi ikna edecek bi plan düşünmeye başlamıştı................................-3BÖLÜMÜNSONU-

Vote/40

Sağlıcakla Kalın 😇

Zıt Kutuplar (AlNaz)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin