4 ☘

321 34 2
                                    

Zaman hızlı geçiyordu, üyeler biraz daha alışmıştı bu çalışma hızına, en önemlisi elemeler daha dün bitti ve kimse elenmedi, pd'nin elenir dediği üyeler bile canla başla çalıştı ve Stray Kids 9 üye olarak çıkış yapmaya hazır.
Çıkış parçası olan District 9 için çalışmalar başladı..

Ama hala bir sorun var. Stray kids performans olarak hazır olsa da hala bütün bir grup olmayı başaramıyordu, özellikle son zamanlarda artan grup içi kavgalar, terslemeler ve gergin ortam Chan'ı git gide endişelendiriyordu
Sorunu az çok biliyordu, özellikle takip etmesi gereken üyenin birkaç kişi hariç herkesle sıkıntısı vardı
Kim Woojin. Anlamıyordu, Woojin kendisine çok ama çok iyi davransa da üyelere karşı düşman bir tavır içeriyordu ve ikide bir ortadan kayboluyordu

Seungmin ise başka bir alemdi zaten. Ya pratik ya da ses kayıt odasından asla çıkmıyordu, dün o kadar çaba göstermişti ki Pd, o başarılı olmasa bile (ki oldu) onu çabasından dolayı grupta tutabilirdi.
O zaman Seungmin'i görmeliydiniz, o sakin ve anne ruhlu çocuk birden serseriye yakın asabi bir dansçıya dönüşmüştü ve bu kapasite üyeleri korkutmuştu açıkça
Changbin dünden beri
"işte benim kardeşim" diye övünüyordu
Haklıydı
Kardeşi gurur duyulacak biriydi.

Chan gülümsedi, Seungmin en başından beri böyleydi. Yaptığı birşeyi öylesine yapamazdı, öylesine sevemez ve öylesine nefret edemez.
Hakkıyla yapar herşeyi.. Detaylarıyla..
Bunu seviyordu
Seungmin hakkında çoğu şeyi seviyordu

Akşam yemeğinden sonra herkes odasına dağıldığı için bir göz atmak istedi
3 oda da boştu ve boş olmayan tek oda Hyunjin ve Seungmin'e aitti. İçine iğrenç bir ağrı saplandı, ya Seungmin'e birşey olduysa..
Haklıydı.. Duyduğu
"Seungmin" sesleri o karın ağrısını haklı çıkardı

İçeri aniden girdi ve yüksek sesiyle endişe yaydı
"neler oluyor yine"
Hyunjin önüne diz çöktüğü Seungmin'in yaşlı gözlerini gösterdi
"Woojin hyung yüzünden ağlıyor"
Woojin..
O gün Seungmin'e olan bakışlarını hatırladı.
Yiyecek gibi bakıyordu, hangi anlamda bilinmez ama o, Seungmin'e yiyecekmiş gibi bakıyordu
Bir av gibi
Av..

Herkesi odadan çıkardı teker teker. Bunu kendi halledecekti, sadece ikisi konuşacaktı, olması gereken bu.
Yan yana oturdular, Chan onu kendine çevirdi
"Öncelikle tebrik ederim Min. Elemeler için"
" seni haksız çıkardım ve hala buradayım"
" ben sana yapamazsın demedim"
" dedin.. Yüzüme bakarak dedin. Bütün inancınla"
" hayı-"
" ama üzülme hyung, kontratım oluşturulmadan bu gruptan ayrılacağım"

Dondu.. O çabaların sahibi, bunca şeyi atlatmışken neydi onu bundan vazgeçiren? Bu savaşın sonunu getiren kimdi.. Woojin mi? Başarısını kazanmışken ve en önemlisi Chan onu yeniden bulmuşken..
Gidecek miydi.?
Saha hiçbirşeyi telafi edememişti ki, daha yapacakları birsürü şey vardı, çıkışlarını kutlamayacaklar mıydı?
Peki o çok sevdiği Jeongin'i nasıl bırakıp gidecekti?
Hyunjin o olmadan nasıl düzgün davranacaktı
Asıl Chan.. Bütün bunlara nasıl katlanırdı Seungmin olmadan.
Grubunun annesi olmadan..

"kim ne yaptı hemen söylüyorsun"
" Kimse birşey yapmadı"
" Soğuk olmayı kes artık. Woojin değil mi?"
" Woojin ve sen."
" ben mi?"
" evet! İkiniz asla burada olmamı istemediniz, ikiniz de aynısınız."

Chan onun dolan gözlerine baktı ve başını kendi omuzuna yasladı zorla
"beni dinle.. Woojin ne düşünüyor bilmiyorum ama Sen gidersen bütün Stray kids'i dağıtırım. Anlıyor musun? Şimdi herkesi düşün ve öyle karar ver"
Kulağına eğildi
"seni tekrar kaybetmeyeceğim Kim Seungmin"
" sen beni kaybedeli yıllar oldu"
Başını Chan'ın omuzundan kaldırdı
"Şimdi, beni düşünüyor gibi yapmayı kes."
" ben değiştim."
" seni senden iyi bilirim Chan. Sen asla değişmedin. Eğer değişmiş olsaydın Grubunu Başka herkesten üstte tutardın. Buraya ailelerimizi terk ederek geldik"

"ülkemi terk ederek geldim. Kırgın olabilirsin ama çantamı sorgulayamazsın. İstediğini yapmakta özgürsün ama gitmene izin vermeyeceğim"

Pov : Chan - birkaç yıl önce -

Karne günü geldi, mezun sınıflar yani biz sınavdan dolayı hem gergin hem de özgürlüğümüz için mutluyduk. Büyüğümüz bu okulu terk ediyorduk.
Herkes birbirleriyle vedalaşıyordu, bir ders sonra yokuz, 40 dakika sonra 12-C sınıfı olmayacak..
Sonsuzluğa karışacağız ve ortaöğretimimiz resmi olarak tamamlanmış olacak

Birkaç kız ağlamaya başladı, bitmişti işte. O sözde sonsuz arkadaşlıklar bundan sonra meçhuldu, verilen sözlerin hepsi..
Kris ve Ralph yanına geldi
"dostum son analarımızı değerlendirelim"
" nasıl."
" Seungmin malı okula gelmiş"
" gerçekten mi.. Kaç gündür gelmiyordu"
" çok mu Üzücü, aslında evet kimseye sataşamadık"
" Öyle değil.. Çocuğun peşini bırakın"
" yine başladı Kris.. Konuyu kapat"

ikisini oyalayıp sınıfta tutmayı başardığımda aşşağı katlara inmeye başladım, Seungmin ile konuşmak istiyordum,3- 4 yıldır yapmak istediğim gibi, başka şansım yok, gidiyorum artık. Adımlarım hızlandı
Beni değilse bile arkadaşlarımı kötü hatırlayacak biliyorum ama konuşmaya ve özür dilemeye değer. O çok masum ve güzel.
Gerçekten güzel.. Bir daha nerede göreceğim onu bilmiyorum. Herşey için çok geç kaldık
Barışmak için, arkadaş olmak için, affettirmek için..
O 4 yılını ona geri vermek için çok geç.

Ama özür dilemek için değil..
Kalbimin Hızlandığını hissediyorum.
Sınıfının olduğu kata indim ve sınıfına şöyle bir bakış attım
İçerideki birkaç kişi beni görünce dışarı çıktı
Gerçekten böyle mi yapıyorlar? Eğer Kris gelseydi zarar vereceğini bile bile onları yanlız mı bırakacaklardı?
Bu acımasızca, onu asla koruyamadım
Bundan sonra da koruyamayacağım

Sınıfta sakin adımlarla girdim. Teledonundan başını kaldırdığı anda badem gözleri fal taşı gibi açıldı
Sevimli görünüyor
Gülümsedim
"merhaba-"
"uzak dur benden"
" Seungmin buraya konuşmaya geldim"
" konuşma"
Yüzüme şaşkınlıkla baktı
"Konuşması gereken sen değilsin. Vicdanını böyle temizlemene izin vermeyeceğim"
Hiçbirşey diyemedim. Açıkçası gözünün bu kadar açık olması beni etkiledi ve boyun eğmeye teşvik etti. O kadar buyurgan görünüyordu ki diz çökebilirdim.
Sandığımızın aksine Seungmin asla oynanacak biri değil.
Hayranlıkla yüzüne baktım ve gülümsedim
"kendine iyi bak"
Gözlerini devirdi gitmemi bekler gibi, ayaklarım uzaklaşsa da hala ruhum gözlerindeki nefrette kaldı. Sanırım bundan sonra bu beynimi baya rahatsız edecek

..

Chan, Felix ve Woojinin bulunduğu odaya hızlı adımlarla yürümeye başladı. Gözlerinden çıkan alevleri herhangi biri görse o odaya gitmemesi için herşeyi yapabilirdi. Kendini zor tutuyordu, kim Seungmin'i ondan almaya cürret ederdi?
Hala konuşamadıkları onca şey varken.

Umarım ona dokunmadın Woojin yoksa sonun kris ile benzer olacak

Aniden kapıyı açtı ve ikisinin yüzüne baktı sertçe
"Felix, Jeongin'in odasına git"
"tamam?"

Gözlerini Woojin'e dikti
"hesaplaşma zamanı"
Kapıyı sertçe kapatıp kilitledi.

🧡🧡🧡🧡🧡🧡🧡🧡🧡

It's time for chaos :D

İyi okumalar ~

𝐅𝐚𝐦 - 𝐂𝐡𝐚𝐧𝐌𝐢𝐧Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin