İnşirah...

26 5 2
                                    

Genç kız, kırmızı kulaklığını siyah şalının içinden son kez düzeltip oturduğu soğuk banka üşüyen ellerini bıraktı. Kalbi sıkışıyordu. Aklındaki düşünceler susmak bilmiyor, sessizliğe mahkum edilmiş yüreği umut dolu bekleyiş içerisinde duruyordu. Avazı çıktığı kadar bağırmak istiyor, sonunu bilmediği zamana kadar ağlamak istiyordu. Sadece ağlamak...

Buğulanan kahvelerini sıkıca kapatıp başını eğdi.

"Bir şey olsun artık!"

Kısık ve keskin çıkan sesiyle tereddüt etti. Alel acele gözlerini araladı. Kalbinin üşüdüğünü hissetti. İsyan mı ediyorum, dedi kendi kendine. İstiğfar çekip soğuktan pembeleşmiş elleriyle yüzünü kapattı.

"Affet Allahım..."

Gözyaşlarını silip kızarmış burnunu çekti. Kucağının üzerindeki telefonunu alıp indirdiği müziklerin arasından ruhunun rahatlaması için sevdiği bir arkadaşının önerdiği ayetleri açtı. Ruhuna çok iyi geliyordu.

Feinne me’al’usri yusrâ. İnne me’al’usri yusrâ.

Elbette zorluğun yanında bir kolaylık vardır. Gerçekten, zorlukla beraber bir kolaylık daha vardır.

Beyaz, ağlayışlarını durduramazken sessizce ağlıyordu. Kolları dolmuyordu. Kalbi öpülmemiş... Kar taneleri siyah değildi. Kar taneleri ne zaman siyah olacaktı?

Gözyaşları ile ıslanan dudaklarını araladı. Sesi cılız ve umut doluydu.

"Ruhuma sarılmaya gelmeyecek misin?"

İÇİMDEKİLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin