'5

78 13 8
                                    

Yürüdüm, nereye gideceğimi bilmeden. Soğuk havada, gecenin bir yarısında yürüyorum. Ağlamıyorum. Ağlamak istiyorum, ağlayamıyorum. Güçsüzüm, savunmasızım.

Canım yanıyor.
Canım çok yanıyor.

Taehyung, çocuklarının yanına gitti. Ağlayarak gönderdim onu çocuklarının yanına. Son sözüm ağır geldi ona, kaldıramadı belki de benim gibi. Ağır geldi. Böyle bir şey beklemiyordu. Benden beklemiyordu.

Kar atıştırıyor, yürüyorum. Sokakta kimse yok, sessiz sakin. Yalnızım, yalnız kalmak istedim. Sahneye çıkamadım, Jaehyun ve Minghao'yu yarı yoldu bırakmış gibi hissettim, kızdım kendime.

Biz odadayken Jaebum gelmişti, Taehyung gitmek üzereydi zaten. Ağlayarak çıktı odadan, çıktı ve gitti. Ailesinin yanına gitti, evine gitti. Bir evi, yuvası var. Beraber kurduğumuz hayalleri tek taraflı yaşıyor.

Bu hikayede ben yanıyorum, ben cayır cayır yanıyorum. Ardımda sadece küllerim kalıyor. Olsun diyorum, olsun yine de hala ayakta durabiliyorum.

Jaebum sorgulamadı, oradayken sadece sarıldı bana. Karşılık veremedim ona, öyle tepkisizdim ki karşılık vermedim. Belki de sarılmak istemedim. Üzdüm onu da, biliyorum. Bunun bilincindeyim. Onu üzmeme rağmen yanımda, onu üzmeme rağmen sarıldı bana.

Onu hak etmiyorum.

Eve bırakmak istedi beni, istemedim. Eve gitmek istemedim. Hava almak ve yalnız kalmak istediğimi belirterek çıktım. Nereye gideceğimi bilmiyorum.

Yürümeye devam ettim, kar yağışı arttı ve hızlandı. Kar çok güzel yağıyor, bu hava bana iyi geliyor. İyi lakin kötü hissettiriyor. Kötü hissettiriyor çünkü anılarımı anımsatıyor.

Düşünmek istemedim, düşünürsem çok canım yanar. Canım daha çok yanar.

Hiç değişmemişti, hala aynıydı. Aynı güzelliğiyle karşıma çıktı, yanıma geldi. Her şeyi aynıydı, yıllar ondan hiçbir şey almamıştı.

Çok güzeldi Taehyung, çok özeldi. Banbaşkaydı, tanrı onu bambaşka yaratmıştı. Özenle. Her şeyi öyle güzeldi ki, kendinde kusur olarak gördüğü her şeyiyle çok güzeldi.

Güzelim, benim güzelim diyerek sarılmak istedim ona. Ama artık benim güzelim değildi o. Artık bana ait değildi.

Bir başkasının güzeliydi, bir başkasının eşiydi. Çocukları vardı. Bu düşünce beynimi altüst ediyor, paramparça ediyordu kalbimi.

Ben birbirmizden kopamayız sanıyordum. Ne olursa olsun, hep birbirimize ait oluruz sanıyordum. Taehyung benimdi, hep benim kalır sanıyordum.

Ve sanıyordum ki, Taehyung beni hiç bırakmaz.

Bıraktı, çok güzel bıraktı.

Gidişini kaldıramadığım gibi, çocuk sahibi olmasını da kaldıramadım. Bunu bilmek yıktı beni. Enkazın altında kalmışım gibiyim, nefes alamıyorum, kapkaranlık bir yerdeyim.

Elimden tutan var, elimden tutan var fakat ben çıkamıyorum o enkazın altından.

Yutkunamadım. Olduğum yere çöktüm, nefes almadım. Sokakta olmamı umursamadım, kimse yoktu. Derin nefesler aldım, göğsüm sıkışıyor.

Kar yağıyor, kar çok güzel yağıyor. Üşüyorum, titriyorum. Yine de kar çok güzel yağıyor. Kafamı kaldırdım, gökyüzüne baktım. Gökyüzü güzel, uçan kuşlar özgür.

Etrafıma göz gezdirdim, aşina olduğum bir sokak. Kalbim sıkıştı. Nasıl buraya geldim anlamadım, anlayamadım. Ayaklarımın beni buraya getirişi, nefret ettirdi beni kendimden.

ıhlamur çiçeğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin