'14

21 3 2
                                    

Bir pazar sabahı, her şeyi aşmış bir şekilde devam ediyoruz hayatımıza. Belki aştık, belki de öyle sandık.

Unutmayı diledim, her gece tanrıya yalvardım. Geçmişimi unutmak için yalvardım. Kurtulamadım lakin aştım. Göz yumdum bazı şeylere. Affettim, affettiğim için kendime küstüm, kendime kızdım.

Taehyung yanımda, eskisi gibiyiz tekrar diye avuttum kendimi sürekli. Bana en çok zarar veren ve bana en iyi gelen tek insan. Ondan başka kimsem yok sanki. Ne onunla olabiliyorum, ne onsuz olabiliyorum.

Çocuklarına her baktığımda canımdan bir parça eksiliyor ama alıştım. Alışmak istemedim ama mecbur kaldım. Sevdiğimin yanında olmak için mecbur kaldım.

Düzelecek her şey dedim, her şey çok güzel olacak, eskisinden daha güzel olacak dedim. Belki oldu ya da şu an yalandan bir ilişki yaşıyorduk.

Diken üstünde gibiyiz, her an bir şey olacak gibi. Ya o gidecek benden, ya ben gideceğim. Her günümüz geçiyor böyle, başka çaremiz yok. Güven veremiyoruz belki birbirimize.

Sigaramı söndürüyorum, derin nefes alıp içeri giriyorum. Çocuklar salonda oynuyorlar, Taehyung müzik eşliğinde mutfağı topluyor. Hayalini kurduğum hayatı farklı şekilde yaşamam acıtıyor. Elimden bir şey gelmiyor. Ağzımı açıp da bir şey diyemiyorum.

Kapı çalıyor, Taehyung yöneliyor fakat durduruyorum onu. "Ben bakarım canım." Açıyorum kapıyı yavaşça, silüeti tanıdık bir kadın karşımda duruyor öyle. "Kime bakmıştınız?" diyorum. Gülüyor, sadece gülümsüyor.

Glenn, "Anne!" diye bağırarak kapıya koşuyor. Karşımda ki kadına sarılıyor. Kanım çekiliyor, ne yapacağımı bilmiyorum. İçeri giriyor, tek bir cümle söyleyemiyorum.

Bakışlarım Taehyung'u buluyor. Bana bakıyor sadece, hüzün ve acı dolu bakışları. Bir şey demiyor, konuşmuyor.

Nefesim kesilecekmiş gibi hissediyorum, göğsüm sıkışıyor. Ne yapacağımı şaşıyorum.

Kadın Taehyung'a yaklaşıyor, cebinden bir alyans çıkartıp veriyor. "Bunu bende unutmuşsun bir tanem." diyor. O an başımdan aşağı kaynar sular dökülüyor.

Taehyung bir şey demiyor, kadın bana dönüyor. "Burada ne işin var bilmiyorum ama eşim ve çocuklarımla yalnız bırakır mısın bizi?" diyor. Ağzımı açıp cevap bile veremiyorum.

Taehyung'a bakıyorum, bekliyorum bir şey söylemesini. Söylemiyor, bakıyor sadece.

Üstüme hiçbir şey almadan çıkıyorum hemen açık olan kapıdan. Sadece "Jeongguk!" diye bağırışlarını duyuyorum, sonra kapı kapanıyor.

Olduğum yere çömeliyorum, nefesim kesiliyor. Biliyordum böyle olacağını, bu anı yaşayacağımızı biliyordum. Güvenimin boşa çıkmasını istemezdim, yanıldım.

Taehyung, beni tekrar yarı yolda bıraktı.

Tek bir şey demesini bekledim o an, demedi. Kadının ona verdiği alyansı tuttu elinde. O görüntü acıttı kalbimi, kırk yerimden bıçakladı beni.

Taehyung, bizim evimizde şu an eşi ve çocuklarıyla beraberdi. Bir anahtarı bende olan o evde bensiz ailesiyle birlikteydi.

Bir araba duruyor yanımda, kafamı kaldırıyorum. Jaehyun, dolu gözleriyle bakıyor gözlerimin içine. Minghao geliyor hemen yanıma, konuşmuyorlar, arabaya bindiriyorlar beni. Acıyorlar belki de bana. Dinlemedim onları, her şeye rağmen kalbimi dinledim, onları dinlemedim. Hata ettim.

Önceden beraber kaldığımız eve geldik. Hepimiz oturduk salonun bir köşesine. Gözlerine bakamıyorum ikisininde, utanıyorum kendimden. Ağlamak istiyorum, ağlayamıyorum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 15, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ıhlamur çiçeğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin