You Don't Understand

12-Neden Beni Sevmedin?

Yeni bölümle merhaba 👋🏻

Umarım beğenirsiniz.

🎶🎶🎶

Bölüm şarkımız 5 Seconds of Summer Why Won't You Love Me
🎶🎶🎶

İyi okumalar ❤️

***

Kapı çaldığında herkes odanın bir yanında tavanı izliyordu. Kasvet havası hâlâ dağılmamış, kimse üzerinden üzüntüyü atmamıştı.
Ashton yerinden kalkıp kapıyı açmak için yöneldiğinde Kate ve Calum da uyanıp uyanmadığını kontrol etmek için Clara'nın yanına gitmişti.

Ashton uzun bir süre kapıdan gelmediği için Kate meraklanarak kapıya doğru ilerlemeye karar verdi. Clara'nın üzerini örttü. Calum'a kaş göz işaretiyle burada kalmasını söyleyerek kapıdan sessizce çıkarak Ashton'ın yanına ilerledi.

Kapıda hiç beklemedikleri biri vardı. Ashton donmuş bir şekilde kapıda duran kadına bakıyordu.

Kate metanetini toplayarak Ashton'ın omzuna dokundu. Dokunuş onu kendine getirmiş olacak, kapıyı tutan eli gevşedi ve Kate de kapıdan görünerek gelen kişiyi içeri davet edebildi.

Gelen Clara'nın annesi Emily idi. Ashton hâlâ ifadesiz bir şekilde bakarken Kate onları evin salonuna doğru aldı ve ikisini karşılıklı koltuklara oturttuktan sonra misafire bir şey içip içmeyeceğini sorarak odayı terk edip Calum'un yanına koştu.

Odaya girdiğinde Calum, Clara'ya gözlerini dikmiş öylece düşünüyordu. Kate, kalbi güm güm attığı için bir taşkınlık yaparak Clara'yı uyandırmaktan korkuyordu. Arkadaşının eline dokunarak kapıyı işaret etti ve iki dost sessizce odadan çıktılar. Kapı kapandığında ayakta zor duran Kate'in dudaklarından sadece "O burada..." sözleri döküldü.

Calum şok içinde salona doğru ilerlerken Kate kendini toparlamaya çalışarak mutfağa gitmişti. Kahve bardakları uzandığında ellerinin titremesinin azaldığını fark etti. Çabucak kahveyi yaparak salona götürdü.

Ashton hâlâ şok halindeydi. Tekli koltuklardan birinde oturan Calum da sessizce ikisini gözlemliyordu. Emily her zaman olduğu gibi çok rahattı. Sanki geldiği yerde yarattığı yıkımdan haberi yokmuş gibi Kate'in kendine uzattığı kahveyi rahat rahat içiyordu. Calum'a yakın tekli koltuğa oturan Kate'in hafif öksürüğü Ashton'ın dünyaya dönmesini sağlamıştı.

"Neden buradasın?"

Emily rahat bir tavırla cevapladı. "Sana da merhaba Ashton." gözlerini Kate ve Calum'ın üzerinde gezdirip Ashton'ın gözlerinin içine baktı. "Belki seni özlemişimdir..."

Ashton kaskatı kesilmişti. İçeride Clara olmasa kesinlikle olay çıkartırdı ama sakinliğini korumaya çalışıyordu. Metanetli davrandı. "Hoşgeldin. Ziyaretini neye borçluyuz?"

Emily sevinçle parmağındaki yüzüğü gösterdi. "Evleniyorum! "

Sözleri, salonun ortasına düşen bir bomba etkisi yaratmıştı. Ashton şokla bir Calum'a bir de Kate'e baktı. Kate ifadesizdi. Calum hala sakince durmaya çalışsa da Ashton'ın bir hareketiyle metanetini kaybedecekti.

Emily cevap gelmesini bile beklemeden devam etti. "Artık kızımı yanıma almak istiyorum. Benimle ve babasıyla kalması daha uygun."

Ashton'ın tüm vücüdu sinirden titriyordu. Ayağa kalktığında Kate koşarak önüne geçti. Ancak ağzından çıkan sözlere engel olamadı. "Ne demek kızımı istiyorum?" ilerlemek istiyordu ancak Kate onu durduruyordu. "Sen kızın neye benziyor biliyor musun? Adını biliyor musun?"