You Don't Understand

18-Better Man

İyi okumalar.🥰

🫧
Bölüm şarkısı 5 Seconds Of Summer-Better Man.
🫧

***

Evlenmişti...

Engel olamamıştı. Sesi bile çıkmamıştı...

Uzaklardan bakarken Harry ile kısa bir anlığına göz göze geldiler. İkisinin de gözlerinde aynı hüzün vardı.

Herkes yeni evli çifti tebrik ediyordu. Kate öyle güzel gülümsüyordu ki..

Zayn'in kalbi acıyordu. Kaybettiklerinin kıymetini her saniye anlıyor, ancak sürekli kendini haklı çıkarıyordu.

Koşar adım dışarıya çıktı ve bir süre derin nefesler aldı. Daha sonra dayanamayıp sigarasını yaktı.

Biri bitti...

Diğerini...

Ne kadar süre dışarıda durduğunun farkında değildi...

Tekrar içeriye girdiğinde Ashton mikrofonu eline almıştı. Kate'i işaret ederken herkes alkışlıyordu. Konuşmaya başladı. "Bu şarkıyı seçerken çok düşündüm. Şarkıyı gördüğümde ve çaldığımızda bahsettiği kişinin karşıma çıkacağını hiç düşünmemiştim. Better Man benim için özel, bu şarkıyı bana söyleten insan ise daha özel. İyi ki hayatımdasın Kate..."

Çocuklar enstrümanların başına geçip yerlerini almıştı. Daha önce hiç görmediği ancak Ashton'ın arkadaşı olduğunu anladığı renkli saçlı bir oğlan da bateriye geçmişti.

Bu şarkı sanki Zayn'in içinde bir yıkım etkisi yaratmıştı.

Kendini berbat hissetti. Zamanında yaptıkları tek tek gözünün önüne geliyordu. Kate'e yazdığı o şarkılar, verdiği röportajlar, imaları...

Hepsinin Kate'i nasıl incittiğini anlamıştı. Ancak her şey geride kalmıştı artık.

Dönüş yoktu...

**Kate'in Ağzından**

Ashton mikrofonu eline aldığı zaman şaşırmıştım. Bu kadarını beklemiyordum. Şaşkın gözlerle Luke'a baktım. Başını sallayıp bana göz kırpmakla yetinince gözlerimi tekrar Ashton'a çevirdim.

Öyle güzel bir konuşma yapmıştı ki...

Gözlerim dolmuştu.

Hele şarkı öyle anlamlıydı ki...

(5 Seconds of Summer-Better Man sözleri)

"Find me at a quarter to three, cigarette in my hand (Üçe çeyrek kala bul beni, elimde sigara)

I'd be at every party, I wouldn't miss a chance (Her partide olurdum, hiçbir fırsatı kaçırmazdım)

New friends again and again, gone when the morning comes (Tekrar tekrar yeni arkadaşlar, sabah olduğunda gittiler)

Demons I try to defend, but I couldn't get enough (Şeytanları savunmaya çalışıyorum ama yeterince alamıyorum)

Fading away, fading away (Uzaklaşıyor, kayboluyor)

Wake up to someone with nothing to say (Söyleyecek hiçbir şeyi olmayan birine uyan)