4. Bölüm "Yorgun, Sessiz ve Hoş"

1K 92 22
                                    

Son Feci Bisiklet - Bu Kız

Keyifli okumalar! Yıldıza basmayı ve yorum yapmayı unutmayın.❤

Sudenaz'la çıktığımız alışverişin sonunda bir mekana girip yemek yemeye karar vermiştik. Gerçekten alışveriş yapmak insanı acıktırıyordu. Siparişlerimizi verip aldıklarımız hakkında konuşurken telefonu çalmıştı. Telefon ekranındaki bol M'li aşkım yazısı arayanın Caner olduğunu ortaya koyuyordu. Tatlı ses tonuyla telefonu açıp konuşmaya başladı. Ben de o sırada telefonuma gömülüp tweet atmaya başlamıştım. Anlamlı veya anlamsız saçmalamayı seviyordum. Aklımda beliriveren cümleleri birilerine söylesem öncesindeki fikirlerimi de açıklamam gerekir anlamaları için. Ama sosyal medya öyle mi? Dilediğini yaz, paylaş. Ne düşünürlerse sadece içlerinde kalır. Oh, daha ne?

Sudenaz telefonu kapatıp bana döndü. "Caner ve Alper buraya geliyor."

Yemeklerimiz gelmiş ve onları bekleme zahmetinde bulunmadan yemeye başlamıştık. Kısa sürede iki kardeş de gelmiş yanımıza yerleşmişlerdi. Caner "Ne yediniz?" demişti biten tabaklarımızı incelerken.

Sudenaz sevgilisinin yanağına büyük bir öpücük kondurmuş "Ben penne yedim, sen ne istiyorsun?" demişti sanki siparişi alan oymuş gibi.

Çapkın bir bakışla "Seni yemek vardı aslında," deyip dudaklarını yalamıştı. O an sanki biz yoktuk. Alper ve beni umursamamıştı bile. Dilimi çıkarmıştım elimde olmadan. Absürt bulduğum durumlara karşı o kadar sık yapıyordum ki artık olağan hale gelmiş, farkında olmadan çıkarıveriyordum.

Alper kolumu dürtüp ona dönmemi sağladı.

"Hı?" dedim çantamdan çıkardığım sakızı ağzıma atarken.

"Bu kızı tanıyor musun?"

Telefon ekranındaki kıza baktım. Sosyal medya hesabından fotoğraflarını gösteriyordu Alper.

"Cık, ama hoş hatunmuş. Neden ki?" Sakızımı yumuşatmak için dilimle döndürüp dururken kısa bir an Alper'in bakışları yüzümde takılı kaldı. Sonra muzur bir ifade eşliğinde sırıttı. "Sudenaz'ın doğum gününden beri konuşuyoruz."

"Görüştünüz mü?"

Başını salladı dudaklarını büzerken. "Şehir dışındaymış, gelmesini bekliyorum."

Elimi havada birbirine vurup "Ay hadi inşallah." dedim neşeyle.

Sudenaz bana gülüp "Sen flört etmeme yeminini ne zaman bozacaksın?" demişti meraklı bir ifadeyle.

Neredeyse altı aydır kimseyle takılmıyor, birlikte olmuyor ve konuşmuyordum. İlgiye alışmış biri olarak başlarda çok zorlanmıştım. Her teklifi reddetmek, mesajlara dönmemek ve egomun ve ruhumun okşanmasına izin vermemek güçtü. Tabii bir süre sonra pes edip yazmaz olmuştu pek çoğu.

Şimdilerde arkadaş ortamında yeni tanıştığım biri olmadığı sürece flört için ortam doğmuyordu. Sanki bu sürede yalnız olmaya ve daha az insanla muhatap olmaya alışmıştım. Ancak yanımdaki bu üçlüyü fazla darlayabiliyordum. En çok Alper dırdırlanıyordu çünkü en çok onun kafasını ütülüyordum.

Diyelim ben suçluyum, Alper neden katlanıyor? Kaçsaydı, gitseydi, aramalarıma dönmeseydi.

Sudenaz'ın sorusuna "Kalbimin yeterince attığını hissetmeden kimseyi hayatıma almayacağım." dedim dürüstçe.

"Bu imkansıza yakın. Sen ayran gönüllüsün ve de ilgiyi partnerinle paylaşmayacak kadar bencilsin, hiçbir zaman birinden daha fazla sevemezsin."

GARDENYA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin