d) cevapsızdı bütün sorular

1K 114 183
                                    

Seungmin düşündü.

Bu duruma yol açan olayları, kronolojik sıraya sokmaya çalıştı aklında. Başaramadı.

Her yere tam saatinde gitmeye alışık olduğu için çalıştığı siteye günlük fotoğrafını buraya gelmeden önce atmış, konuşulan saatte de Felix'in evine varmıştı.

Kendisini terk eden eski flörtü ile baş başa oturmasında her neyin etkisi varsa, Seungmin o etkilerin hepsine en içten küfürlerini sayıyordu.

Giydiği şeyleri hatırlayınca yüzünün kızardığını hissettiği için başını öne eğdi. Ceketini çıkarmasına rağmen hala çok sıcaktı evin içi. Bu yüzden arkadaşı yazlık pijama getirin demiş olmalıydı.

Hayır, kesinlikle burada, karşısında oturan kişiyle olacağı için özenmemişti kıyafetlerine. Kesinlikle çekim hediyesi olarak verilen, hiç giymediği o kıyafet yığınını karıştırmamıştı. Dantelli bir üst ve şekle sokan, yüksek bel bir pantolonu kesinlikle karşısındaki adamı etkileyebilmek için seçmemişti. Hayır.

Elini yelpaze olarak kullanıp yüzüne salladı. Chan'ın kendisini dikkatle izlediğini de o zaman görmüştü. Gözlerini devirdi.

"Biliyorum benden hoşlanmıyorsun ama, üstünü değiştirmek istersen odalardan birine götürebilirim. Üstün... Biraz..."

Tek kaşını kaldırdı Seungmin.

"Üstüm biraz ne? Değiştirmeyeceğim, sağ ol."

Chan "Kalın diyecektim..." diye mırıldanıp yanaklarını havayla şişirirken Seungmin kendini tutamadı ve Felix'ten abisinin profesörün asistanı olduğunu öğrendiğinden beri düşündüğü soruyu sordu.

"Gerçekten sırf aynı bölümdeyiz diye mi ayrıldın?"

Chan kaşlarını çattı.

"İkinci dönemde eğitiminizi üstleneceğim yerler de olacak. İlişkimiz etik açıdan doğru değildi."

Seungmin bu kadar soğuk konuşabilmesine şaşırıp kalmıştı karşısındakinin. Kendisinin acı çekmekten kalbine kramplar girerken bu adam hiç umursamamış mıydı yani? Daha da sinirlendi düşündükleriyle.

"Sana tam olarak güvenebildiğimde mi geldi aklına aynı bölümde olduğumuz? Beni..."

Dudaklarını birbirine bastırdı Seungmin. Göz yaşları gelsin istemiyordu, aciz görüneceğini düşünüyordu eğer ağlarsa. Devam etti cümlesine.

"Beni kullanıp istediğini aldıktan sonra bıraktığını zannetmiştim."

Chan kendi kendini o kadar doldurmuştu ki Seungmin'in açısından bakamıyordu yaşanılanlara. Suçlanacağını çok iyi bildiği için savunma psikolojisinin onu ele geçirmesini engelleyemiyordu. Yine ve yine, düşünmeden konuştu.

"İlkinmişim gibi konuşuyorsun. Senin için bu kadar önemli olacağını bilseydim evlenene kadar beklerdim."

"Saçmalıyorsun şu an. Hiç mi acı çekmedin ya? Cidden kullandın ve bırakmak için bu bahaneyi mi seçtin?"

"Seungmin, seni kullandığım falan yok, etiklere uymuyordu yaptıklarımız. Acı çekmemiz bu konuda hiçbir şeyi değiştirmiyor. Özür dilerim tekrar ama yapmam gereken buydu."

Seungmin ayağa kalkmış, bağırmaya hazırlanırken kapının zilinin sesi durdurdu onu. Sert adımlarla bakmaya gittiğinde Chan kafasına vurdu, "Bu kadar da salak olamazsın..." diye mırıldanarak. Ayağa kalkıp o da kapıya yöneldi. Hyunjin, Jeongin ve Jisung gelmişti. Felix de hemen arkalarından geliyordu paytak paytak koşarak. Üstüne kaç kat giydiyse adım bile atamıyordu düzgünce. Seungmin ona bakarak kıkırdadı ve kollarını kendine sardı, kapıdan giren soğuk hava onu anında üşütmüştü. Hyunjin önce montunun önünü açtı, sonra arkadaşının vücudunu kollarıyla ve montla sardı. 

bang bang bang bang, chanmin ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin