Geziye gitme günüydü.
Chan ve Seungmin o günden beri biraz bakışmış, biraz konuşmuş ama asla o günkü kadar yakınlaşamamışlardı. Ve o gece...
O gece akıllarından nasıl çıksındı ki? İmkansızdı, ikisi de birbirlerinin imkansızıydı, o gece imkansızların buluşmasıydı. Belki de ilk kez doğru düzgün konuşmuş, konuşurken uyuyakalmışlardı. Chan'ın elleri Seungmin'in saçlarında, Seungmin'in elleri Chan'ın sırtında gezinirken, birbirlerinin bedenlerini değil de zihinlerini keşfettikleri o gece... İkisi için de yeni başlangıçlar demekti.
Otobüse toparlanırlarken Felix zorla hocalarını ikna edip getirttiği Changbin'in koluna sarılmış, Jisung, Jeongin ve Hyunjin ciddi ciddi bir şey tartışmakla meşguldü. Seungmin onların ne tartıştığına dikkat edemeden etrafına bakınıyordu. Gözleri onun üzerinde olan Felix omzunu dürtmüştü oğlanın.
"Chris'i mi arıyorsun?"
Seungmin gözlerini kırpıştırdı.
"Yoo, ne münasebet."
Felix'i geçiştirdikten sonra bakınmaya devam etti. Tabii ki Chan'ı arıyordu. Gözleri sonunda profesörlerin yanından kendilerine doğru gelen bedeni fark ettiğinde bakışlarını nereye kaçıracağını bilememişti. Artık sınıftaki herkes Felix'in abisi olduğunu biliyordu Chan'ın, bu yüzden yanlarına gelmesini kimse garipsemeyecekti. Yine de endişelenmeden edemiyordu genç, yanlış anlaşılmalardan öylesine korkmaya başlamıştı ki.
Chan sadece Seungmin'e bakarak yanlarına ulaştığında "Nasılsınız?" diye bir soru atmıştı ortaya. Herkesten mırıltılar çıkarken herkes bu sorunun kime sorulduğunun farkındaydı, kimse yüksek sesle ciddiye alarak cevap vermemişti bu yüzden. Felix'le biraz atıştıktan sonra sevdiğine döndü büyük.
"Nasılsın? Cevap vermedin."
Seungmin gözlerini kaçırdı.
"İyi işte. Nasıl olsun başka."
Chan gülümsedi. Böyle normal bir konuşma yapabilmenin hayalini o kadar uzun süre kurmuştu ki gerçek gelmiyordu.
"Busan'a gidene kadar yanında oturabilir miyim? Uyumak için omzumu ödünç alabilirsin, oldukça rahattır."
Seungmin elinde olmadan kıkırdadı, sonra etrafını kontrol etti.
"Sussana, şimdi biri duyacak!"
Chan omuz silkti.
"Duyarsa duysun. Düşünebilecek bir halim varmış gibi mi duruyor? Beni ne hale getirdiğini en iyi sen biliyorsun."
Seungmin gözlerini pörtletti.
"Abartma."
Chan kahkaha atmıştı. Fazlasıyla sesli bir kahkahaydı ama kimse umursamamıştı, umursanması için ortamda gereğinden çok ses vardı.
Kahkahası gülümseme olarak yüzünde izini bırakırken belli belirsiz Seungmin'in yüzüne yaklaştı ve yan yan sırıttı.
"Abarttığımı düşünmüyorum, sonuçta şahit olduğun şeyler."
Seungmin yanaklarının kızarmasından korkarak büyümüş gözleriyle önüne döndü.
"Utanmaz."
Chan tekrar bir kahkaha patlatırken profesörün onu çağırmasıyla Seungmin'e döndü.
"Gidebilir miyim?"
Seungmin başıyla onaylayınca gülümsedi ve teklifimi unutma, diyerek yanından ayrıldı. Bütün bu olanları izleyen Felix'se fırsatını bulur bulmaz sevgilisinin kolundan ayrıldı ve Seungmin'e yapıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bang bang bang bang, chanmin ✔️
Fanficseungmin'in problemleri vardı, bir de asistan öğretmeni. seungmin!öğrenci chan!asistanöğretimgörevlisi au rahatsız edici içerikler bulunur. yetişkin içerik olarak işaretlenmiştir. lütfen bunlara dikkat ederek okuyunuz.