2009Yatağa bıraktığım kıyafetlere göz attım. Yarın Felix ile sinemaya gidecektim ve bu Felix ile olan ilk randevumuzdu! Bu yüzden son derece yakışıklı olmalıydım.
Saatlerdir yaptığım gibi bu yaptığım kombini de giyinip denemek için soyunmaya başladım. Biliyordum ki ne kadar uğraşsam da annem kendi giydirip götürecekti yarın ama ben şık olmak istiyordum. Bu yüzden babamın halamın düğününde aldığı takım elbisenin ceketi, kot pantolon ve Undertaker baskılı smackdown tişörtümü giyinmeye başladım.
Anneme ne kadar ısrar etsemde Bayan Lee ile birlikte bizimle geleceklerini öğrendiğimde hayal kırıklığı yaşamıştım. Uzun zamandır bunu planlıyordum çünkü!
Hatta bu konuyu babamla da konuşmuştum ve o da kendince taktikler anlatmıştı uygulamam için. Aynen şöyle demişti;
Flashback
"Bak oğlum, sinema ortamı aşkı paylaşmak açısından en avantajlı yerdir. İlk olarak Felix'i alıp arka koltuklara otur-"
"Ama baba en önde oturmak çok eğlenceli!" Dediğim şeyle babam 'senden bir bok olmaz' bakışı atıp devam etti.
"Dediklerimi yapmazsan başarılı olamazsın! Ben anneni nasıl tavladım sanıyorsun!" Babam, babalık rolünün en önemli vazifesini yerine getirircesine bir hırsla konuşuyordu. Ciddi ifadesi ve yüksek sesi yüzünden gözlerim dolsa da ağlamamak için kendimi tutuyordum. "Alacaksın Felix'i arkaya geçeceksin! Sonrasında gözün Felix'in elinde olacak hep, tam mısıra daldığı an sende daldıracaksın!"
"N-neğden?" Kendimi tutamayıp ağlamaya başladığımda babam daha sert bir şekilde konuşmaya başlamıştı.
"Çünkü temas dediğin şey, her şeydir evlat!"
"Hığk niye b-bağırıyorsun?" Elimle gözlerimi silerken babam ayaklandı ve omuzlarımı tutup beni de kaldırdı.
"Çünkü sende baban gibi başarılı bir aşk hayatını hakediyorsun asker!"
"Tanrı aşkına çocuğa neden bağırıyorsun?!" Annem mutfaktan koşarak geldiğinde beni babamın elinden çekip almıştı. "Yine ne yaptın Hyunjin?" Annemin sorusu ile sümüğümü elimin tersiyle silip konuştum.
"F-felix'le sinemaya g-gi-gidicektik. B-bıbamda ne y-yapmam gerektiğini an-an-"
"Anan Hyunjin! Sakın ola duygusal filme girip şu anki gibi ağlama!" Babam bana tekrar bağırırken annemde ona çatık kaşlarıyla bakıyor ve bende daha çok hıçkırarak ağlıyordum.
"T-tamam.."
"Duyamadım seni?!"
"Tamam!"
"Aferin oğul! Sana güveniyorum." Babam saçımı karıştırıp koltuğuna oturmuş ve kumandasını alıp dizisini izlemeye dönmüştü.
Bense annem tarafından çekiştirilip odadan çıkarılmıştım. O gün anladığım şey, babamın bir muhasebeci değil de yüzbaşı olduğuydu. Yinede dedikleri şeyleri uygulamam gerekti.
Flashback end
Aynadan kendime bakıp bu sefer kendimi beğendiğimde üstümdekileri çıkartıp düzgünce masanın üstüne bırakmış ve saat daha 21:00 olsa da yatağa girip yatmıştım. Yarın Felix ile sinemaya gidecektim! Eminim o da benim kadar heyecanlıydı, kesin öpüşeceğimizi falan düşünüyordu..
Öpüşecek miydik cidden?! Babam 'temas her şeydir' demişti. Bu yüzden kesinlikle yarın Felix'i öpmeliydim. Hem izlediğimiz bir filmde sinemada öpüşüyorlardı hatta öyle öpüşüyorlardı ki annem kanal değiştirmişti. Yoksa sinemada öpüşmek ayıp mıydı? Olabilirdi, yoksa annem neden kanal değiştirecekti ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sweet Child O'Mine // HyunLix
FanfictionHe's got a smile that it seems to me Reminds me of childhood memories