Downtowner 🍟 Soocheon

98 14 129
                                    

SOOBİN 🍟

Gün batımında gökyüzü turuncu ve pembenin tonlarına bürünmüştü. Hyocheon'la bir zamanlar kiraz ağaçlarının süslediği bir sokakta yürüyorduk.
Hakkında her geçen gün daha şaşırtıcı şeyler keşfettiğim kız ona anlattığım bir anıma gülmeye başladığında zihnim derinlere daldı.

Hafta sonundaydık ve evdekiler ilginç bir şekilde yakama yapışmamıştı. Ben de ilk fırsatta dışarı atmıştım kendimi. Buluşmak için bir kez daha mekan seçimi yapmakta zorlanınca aklımda belirenleri açıklama ihtiyacı duyarak konuşabileceğimiz rahat bir yere gitmeyi önerdim.

Park, şehir manzarasını görebileceğimiz bir tepeye kurulmuştu. Daha önce, küçük ablam üniversiteye başlamadan önce, onunla buraya sıklıkla gelirdik. Birlikte dondurma alıp fotoğraf falan çekilirdik. Bana huzur veren bir yanı olduğundan en doğru yer burasıydı.

Bir süre sessizce etrafa bakındıktan sonra seyir bölgesine gelip kollarımızı korkuluklara dayayarak temiz havayı içimize çektik.

Hyocheon sonunda bana döndü ve sakin ifadesinde tebessüm belirdi. Bunun konuyu açmamla ilgili bir çağrı olduğunu anladım.

Onun yanındayken hala biraz gergindim.
Gergin değil de utanıyordum sanırım.
Geçen buluşmamızda benden hoşlandığını söylemişti. Yani on sekiz yıllık hayatımda bunu hiç duymamış biri olarak kabullenmemin zor olması doğaldı değil mi?

Daha önce flörtlerim olmuştu ama adını koymadan uzaklaşmakla sonuçlanmıştı hepsi. Şimdi, hayatımın en önemli dönüm noktasına doğru ilerlerken gözüme insan üstü bir varlıkmış gibi görünen bu güzeller güzeli, zarif kız gelmiş benden hoşlandığını söylemişti.

Cevap vermemin bin saat süreceğini anladığında gülümseyip söylemedim say demişti. Akşam Yeonjun'lara gittiğimizde ise başta Yeonjun olmak üzere diğer dörtlü tarafından iyice pataklanmıştım.

Hak etmiş olabilirdim ama kendime nasıl güveneceğimi bilmiyordum. Sonunda tek çarem saçmalayacak olsam da konuşup o an ne hissedersem onu söylemek kalmıştı.

Düşüncelerimi toparladığımda sakince konuyu açtım.

" Günün nasıldı?"

Kazağının kollarını ojeli tırnaklarına dek çekiştirdikten sonra başını yana yatırıp tebessüm etti.

" İyi sayılırdı. Senin?"

" Güzel." dedim aceleci bir tavırla. Ve hemen ardından ani bir sessizlik girdi aramıza. Boğazımı temizledim. Düşündükçe zihnimde her şey berbat hale geliyordu ben de doğruca daldım.

" Bir konuya açıklık getirsem iyi olacak Hyocheon... Benden hoşlandığını nasıl söylediğini bilmiyorum, çünkü senin gibi birinin... yani senin gibi derken senin gibi harika birinin benden nasıl hoşlanabileceğini anlayamıyorum. Bu cidden nasıl mümkün olabilir? Ben hiçbir açıdan senin beğeni seviyemde olamam..."

Beni ciddiye almadığını belirten bir ifade takındı.

" Seni kim kandırmış bilmiyorum Soobin ama sen, seni ilk gördüğüm andan beri benim içim mükemmeliyeti temsil ediyorsun. Ve inan bana bu benim için bulması dünyadaki en zor şey."

LOVER = LOSER | TXT ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin