|12|

688 107 81
                                    

yorum istiyorum, yorumlarla motive oluyorum bölüm yazmak için,,,


"Jeongin neredesin?" 

"Kkami'yle salondayız." derken kucağımda ki Kkami'nin başını okşuyordum. Eve geldiğimizde Hyunjin duş almak istediğini söyleyip odama çıkmıştı. Ben de o arada Kkami'yle otururken yemek söylemiştim. Hyunjin yanımıza otururken elimin üstünden biraz Kkami'nin kafasını okşamış ardından kolunu omzuma atıp koltukta yayılmıştı.

Islak saçlarından sular damlıyordu ama Hyunjin hiç umursamıyordu. Kkami kucağımdan zıplayarak kalktıktan sonra odanın içinde dolanmaya başlamış daha sonra arka bahçe kapısına gidip havlamaya başlamıştı. Bu dışarı çıkmak istiyorum demekti.

"Saçların ıslak." diye söylenirken Kkami'ye kapıyı açmıştım.

"Hava sıcak diye kurutmadım." diye mırıldandı. Gözleri kapalıydı ve kafasını geriye atmıştı. Yanına oturup yaklaştım. Nefesim yüzüne değmiş olmalı, yakınında olduğumu fark edip hafifçe gülümsedi.

Güldüğünde ortaya çıkan gamzesine odaklanmıştım yine. Birden açtığı gözlerini üzerime dikmiş ve gülerek bana bakmaya başlamıştı.

"Korkuttun beni." deyip koluna vurup biraz geriye çekildim. O ise gülerek koltuktan kalkmış mutfağa doğru ilerlemeye başlamıştı.

Bende arkasından kalkıp mutfağa gelmiştim.

"Hava cidden çok sıcak." diye söyleniyordu.

Onaylayan mırıltılar çıkarırken sadece onu izliyordum, söylediği şeylerin çoğunu dinlememiştim bile. En sonunda elinde iki tane buzlu kahveyle bana doğru gelirken "Ne dersin Jeongin?" demişti.

"Hı?" dediğimde kaşlarını çatmış ve elindeki kahvelerden birini bana uzatmıştı. Dinlemediğimi söylersem kızacağını biliyordum o yüzden bir şey demesine fırsat vermeden "Ah evet olur yani." deyip pipetle kahvenin içindeki buzları karıştırdım.

"Jeongin ne dedim az önce?" dediğinde sesi çok ciddiydi ama kızmış gibi de değildi.

"Bilmiyorum." dedim, biraz utanmıştım açıkçası.

"Çünkü yine beni dinlemiyordun." dedi.

Kafamı sallamakla yetindim çünkü haklıydı ben yine onun tatlı tatlı konuşmasına kaptırmıştım kendimi. Ne anlattığını, ne yaptığını umursamadan sadece ona odaklanmıştım. Benimde bir suçum yoktu ki. Bu kadar tatlı olması onun suçu?

"Sen de suçlusun Hyunjin." dedim. Kahvemle birlikte salona doğru ilerlerken. O da arkamdan gelirken "Hadi ya, nasıl benim suçummuş?" dedi alayla.

"Çünkü.."

"Ne çünkü?" dedi tek kaşını kaldırıp.

"Böyle bir şeyler anlatırken çok tatlı oluyorsun çünkü ve ben seni izlemekten dinlemeyi unutuyorum Hyunjin yani sen de suçlusun."  dedim.

Tabi bunları söyledikten sonra utançtan koşarak arka bahçeye çıktım. Bahçedeki küçük süs havuzuna sırtımı koyup yere oturdum. Salondan çıkarken Hyunjin'in kahkahalarını duyabiliyordum ve daha da utanmama sebep olmuştu.

Kkami yanıma gelip hemen geri gitmişti. Hyunjin'in sesinden buraya geldiğini anlayabiliyordum. Zaten görülemeyecek bir yerde de değildim.

"Jeongin, gelsene yanıma." diye bana seslendiğinde "Hayır." diye anında karşılık verdim.

"Hadi ama."

"Gelmiyorum Hyunjin." dedim.

"Öyle mi? Sen bilirsin." dediğinde adım sesleri bana iyice yaklaşmıştı. Arkamı dönüp bakacağım sırada karşımda belirivermişti.

"Sen gelmezsen ben gelirim o zaman." deyip yanıma oturdu, daha sonra başını dizlerime koyup uzandı.

"Demek tatlıyım, daha önce de söylemiştin."

Alnına tokat atıp "Dalga geçme benimle." dedim yapmacık bir sinirle.

"Hoşuma gitti, bir daha söylesene." dediğinde gülerek bana bakıyordu.

"Ama şuan tatlı değilsin." dedim.

Yalandı, tatlıydı hem de çok.

"Nasıl tatlı oluyorum?" dedi ciddi bir ifadeyle.

Ben düşünür gibi yaparken zil çalmıştı. Hyunjin kim bu der gibi bakınca "Sen duştayken yemek söylemiştim." dedim. İçeriye yemeği almaya geçerken Hyunjin'in sorusuna cevap vermiştim.

"Bir şey  yapmana gerek yok, hep tatlısın." dedim. Şaşkınlıkla bana bakarken kapının önüne gelmiştik ve kapı ikinci kez çalınca açmıştım.

Hyunjin hala şaşkınlıkla bana bakıyordu. Yemekleri aldıktan sonra kapıyı kapattığımda Hyunjin bana dönüp "Öpüşelim mi?" diye sorduğunda elimdeki kutular yaşadığım şoktan dolayı yere düşmüştü.

"Öpüşmek mi? Neden?" dediğimde gözlerim çoktan Hyunjin'in dolgun dudaklarına dalmıştı.

"Dudaklarını tekrar hissetmek istiyorum. Sen istemiyor musun?" dediğinde sesi oldukça yumuşaktı ve bu içimi fazlasıyla ısıtmıştı.

"Dudakların özel hissetmemi sağladı." diye ekleme yapıyordu.

"Dudakların sevginin gerçekliğine inandırabilecek kadar gerçek." dedim ve Hyunjin'i beklemeden kollarımı boynuna sarıp dudaklarımızı birleştirdim.

Hyunjin beni kucağına alırken dudaklarımızın ayrılmasını fırsat bilip "Ve sevgi dolu." dedim ve onun gülmesini sağladım.

Tatlı.

make me believe in love | hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin