|11|

709 98 85
                                    

-bol bol yorum yapın ki bir sonraki bölüm hızlı gelsin, sizi seviyorum<3

"Hyunjin."

"Efendim." derken durmuş kolunu omzuma atmıştı. "Bana kızdın mı?" diye sordum biraz utanarak.

"Kızmam gereken bir şey mi yaptın bakalım?" deyip tek kaşını kaldırıp bana bakmıştı. "Az önce söylediğim şey için işte, seni arkadaşlarından kıskanmamla ilgili." dedim. Hala nereye gittiğimizi bilmiyordum ama mahalleden çıkmış yürüyorduk.

"Hayır hoşuma bile gitti." dedi gülerek.

"Hoşuna mı gitti? Neden?" dedim biraz şaşırarak.

"Evet çünkü eğer beni arkadaşlarımdan kıskandıysan değer veriyorsun ve seviyorsun demek, öyle değil mi?" demiş ve yanımda yürürken birden karşıma geçmişti. Yüzüne bakarak konuşmak neden bu kadar zor ve neden bu kadar tatlı bakıyor?

"Öyle değil mi Jeongin?" diye sorusunu tekrarlarken bir eliyle çenemden tutup yüzüne bakmamı sağlamıştı.

"Evet değer veriyorum tabi ki." dedim.

"Sevmiyor musun yani beni?" derken dudaklarını büzerek bakıyordu ve gerçekten gördüğüm en tatlı şey Hyunjin olabilirdi.

"O kadar kolay değil." dedim gülerek.

"Bunları sana hatırlatacağım günü sabırsızlıkla bekliyorum." dediğinde yürümeye devam ediyorduk.  Sokağın köşesinde Felix'i ve yanında birini görmemle öylece olduğum yerde kaldım. Hyunjin bir kaç adım sonra yürümediğimi fark edip yanıma gelmişti.

"Ne oldu?"

"Eve dönelim, istemiyorum." dedim Hyunjin'in kolunu tutarak. Önce koluna sonra bana bakıp arkasında baktığım Felix'i fark etmişti ki aynı zaman da Felix de bizi görmüş yanındaki çocukla birlikte gülerek yanımıza doğru geliyorlardı.

"Jeongin bana bak ve sakin ol tamam mı?" dediğinde kafamı kaldırıp gözlerine baktım ve kafamı olumlu anlamda salladım. Kollarını bana sarıp beni tamamen kendine çekti.

"Bugün Chan ve Felix'le biraz vakit geçireceğiz çok fazla değil sadece biraz."

Sarıldığımız için kulağıma sessizce söylüyordu.

Ben de kulağına yaklaşıp "Yanımdan ayrılma." dedim.

"Tamam, ayrılmayacağım."

"Hiç?"

"Hiç, hep yanında olacağım."

"Böyle yaparak seni sevmemi kolaylaştırıyorsun Hyunjin." dediğimde Felix ve Chan olduğunu tahmin ettiğim kişi yanımıza gelmişti.

"Selam Jeongin." diyerek elini uzatınca Hyunjin'den ayrılıp elimi uzatıp "Selam." dedim. Felix'le Hyunjin selamlaşırken bir gözüm orada bir gözüm ise Chan'ın uzattığı eldeydi. Chan'a da selam verip elini sıktıktan sonra Hyunjin'in koluna girdim.

Sokakta yürümeye devam ederken Felix "Monopoly oynamaya gidelim mi?" dediğinde Hyunjin dönüp bana bakmıştı. Sessizce "Oynamayı bilmiyorum." dedim. Şuan buradan gitmek istiyordum. Ne Felix'i ne de Chan'ı görmek istemiyordum.

Hyunjin'i de alıp gitmek istiyordum.

Onu kimseyle paylaşmak istemiyorum çünkü.

Chan "O zaman eşli oynarız." dediğinde hemen "Hyunjin benim eşim olacak o zaman." dedim.  Herkes onayladığında yürümeye devam ettik. Felix'le Chan önden yürüyor bizde arkalarından yürüyorduk. Hyunjin'e baktığımda gülerek yürüyordu. Gülümseyip yola devam ettim.

Bir oyun kafesine geçip oturduktan sonra Hyunjin bana kısaca oyunu anlattı ve sonra içecek bir şeyler ve atıştırmalık söyleyip oyuna başladık.

İlk başta kafam çok karışmış olsa da üçü de bana yardım ediyordu. Bir kaç tur sonra oyuna tamamen adapte olmuştum. İki takımda eşit gibi görünüyordu şimdilik. Kısa süre içinde oyuna kendimi kaptırmıştım ve o süreçte gerçekten eğlenmiştim. İtiraf etmek gerekirse sanırım bu şekilde yani arkadaşlarla eğlenmek hoşuma gitmişti.

İnsanlar bu duyguları acaba her seferinde yaşıyorlar mıydı? Yoksa bir süre sonra sıkmaya mı başlıyordu?

Felix'i annesinin aramasıyla kalkması gerektiğini söyleyip gidince oyunu bırakmıştık. Hesaplamaları yaptığımızda çok az bir farkla kaybettiğimizi öğrenince üzülmüştüm ve biraz da hırs yapmıştım. O an düşünmeden Chan'a dönüp "Bir dahakine biz kazanacağız." dediğimde Hyunjin şaşırmış bir şekilde bana bakmış daha sonra bana destek olmak için "Kesinlikle bir dahakine sizi yeneceğiz." demişti.

Hesabı ödeyip kalktığımızda Chan'la ayrıldık. Eve doğru yürürken Hyunjin "Eğlenceliydi değil mi?" dedi.

"Mızmızlanmayacağım, itiraf ediyorum eğlendim ama hala seni paylaşma düşüncesi can sıkıcı."

Gülerken saçımı karıştırıp kolunu omzuma atmıştı.

"Jeongin'im eğleniyorsa ben de mutluyum."*  demişti.

Jeongin'im.

Evin önüne geldiğimizde Hyunjin bahçeye girmemiş bana veda etmek için sarılmıştı.

"Hyunjin."

Hala sarılmaya devam ederken "Hmm." gibi bir ses çıkarmıştı.

"Eve gitmesen?"

"Olur bir iki saat kalabilirim." dediğinde ondan ayrılıp kafamı olumsuz anlamda salladım.

"Öyle değil ya."

"Nasılmış?"

"Bu gece benimle kalsan?" dediğimde gülümseyip "Korkuyor musun yoksa?" dedi.

"Hayır sadece bugün seni çok fazla paylaşmak zorunda kaldım, o yüzden benimle daha fazla vakit geçirmelisin."

"O zaman benim de bir sorum var."

"Sor bakalım." dedim sabırsızlıkla.

"IN-ahh benimle uyumak ister misin?"*





"IN-ahh benimle uyumak ister misin?"*

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
make me believe in love | hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin