|15|

700 91 102
                                    

*öncelikle bu bölüme cidden baya yorum bekliyorum ve 1k+ kelime oldu geceden beri uyuyup uyanıp bu bölümle uğraştım, bir türlü yazamadım ama sonunda tamamlayabildim ve suan cok utanıyorum bb*




|m|

Bacaklarımı beline sarabileceğim şekilde beni kucağına alırken dudaklarımızı hala ayırmamıştı. Ellerimi koyabilecek yer ararken çoktan ellerim ensesine gitmişti. Hyunjin'in elleri ise tişörtümden içeriye geçmiş sırtımda dolaşıyordu. Dokunuşları o kadar yumuşaktı ki etkilenmeme sebep oluyordu.

Dudaklarımızı ayırdığında nefesimi düzene sokmaya çalışırken beni masanın üzerine bırakmıştı. Hyunjin tişörtümün ucundan tutarak çıkarmak için yukarıya doğru sıyırdı. Ben öylece durduğum ve bir şey demediğim için çıkarmamış onayımı bekler gibi bana bakarken "İzin veriyor musun?" diye mırıldanmıştı.

Dudaklarımız ayrılmasına rağmen hala çok yakın olduğumuz için nefesi dudaklarıma çarpıyordu ve bu hem kalbimin hem de özel bölgemin hareketlenmesine neden oluyordu. Kafamı çok az kaldırıp gözlerimi gözlerine dikip evet anlamında gözlerimi kırpıştırdım. Onayımdan sonra yarıya kadar sıyırdığı tişörtü çıkarıp fırlattı.

Gülerek bir eliyle boynumu kavrayıp diğer tarafıma öpücükler bırakmaya başladığında kafamı arkaya atma ihtiyacı hissetmiştim. Dayanamayacak gibiydim. İki elimde onun tişörtünün uçlarına gittiğinde Hyunjin'in hareketleriyle orantılı istemsizce tişörtünü çekiştirmeye başlamıştım. Dudaklarını boynumdan uzaklaştırıp "Tişörtümü mü çıkarmak istiyorsun?" diye sırıtarak sordu.

Hyunjin sorana kadar aklıma bile gelmemiş olsa da sorusunu kafamı sallayarak onayladım. Yine gülerek "Çıkarabilirsin o zaman." dediğinde yanaklarım istemsizce kızarmaya başlamıştı. Uçlarından tuttuğum tişörtünü yavaşça çıkardım ve onun gibi nereye olduğunu bilmediğim bir yere fırlattım.

Ellerimi tutup kendi omuzlarına bırakırken hala gülüyordu ve bana bu kadar güzel bakması fazlasıyla hoşuma gidiyordu. Ellerim omuzlarından çoktan düşmüş sırtında gezinmeye dalmışken Hyunjin ise tekrar dudaklarını boynumla birleştirmişti.

Önce diliyle oldukça yavaş bir şekilde tenimin üzerinden geçmiş ardından aynı yeri dişlerinin arasına almıştı. Isırmasını beklemediğim ve hazırlıksız yakalandığım için küçük bir inleme dökülmüştü dudaklarımın arasından. İnlememin ardından Hyunjin belli belirsiz gülüşünü duymuştum.

Boynumdan çektiği eli ve diğer eliyle parmakları sırtımda gezinmiş daha sonrasında ise kalçalarıma gelince beni kucağına alarak masadan kaldırmıştı. Önceden çözmüş olduğu kemerin ardından fermuarımı da açıp pantolonumun bacaklarımın arasından düşmesine neden olmuştu. Ayaklarımı sallayarak pantolondan kurtulmuş Hyunjine bakmak için kafamı kaldırdığımda anında göz göze gelmiştik. Ona bakmamı bekliyor gibiydi sanki.

"Bana tatlı derken kendinin farkında bile değilsin Yang Jeongin." deyip oldukça derin bir nefes aldı. Karşısında böyle çıplak durmak yetmiyormuş gibi bir de böyle şeyler söyleyip daha fazla utanmamı sağlıyordu. Bugün susma yemini etmiş gibi hiç konuşmuyordum, konuşamıyordum.

Utandığım için yere eğdiğim kafamı çenemden tutarak kaldırmış ve o çok sevdiğim gamzesini bana göstermek ister gibi gülümsemişti. Parmak uçlarımda bir kaç santim yükselip dudaklarımı dudaklarına yaklaştırmış hatta biraz sürtmüştüm ama dudaklarını öpmeden geçmiştim oradan. Asıl öpmek istediğim yer minik gamzesiydi. Uzunca bir öpücük bıraktıktan sonra istemsizce geri çekildim.

"Yaramazlık mı istiyorsun?"

Cevap vermeden öylece baktım. Evet demeye utanıyordum. Bu yaşadıklarımızın ilerisini yaşamaya da utanıyordum ama istiyordum da. Kesinlikle bunları söyleyecek cesaretim yoktu o yüzden hiçbir şey dememeyi seçtim. Gözlerimi ona dikip sessizliğimden cevabını almasını bekledim.

make me believe in love | hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin