AZRA:
Hastaneye geldikten tahminen iki üç saat sonra serumun bitmesiyle taburcu edilmiştim, bayılmamın nedeninin açlıktan kaynaklı olduğunu aileme söylemişlerdi.
Hatta özellikle uzun süreli açlıktan kaynaklı olduğunu, ayrıca bunun yeme bozukluğunun semptomu olduğundan da bahsetmişlerdi.
Hayatımın en kaliteli gününü geçiriyordum gerçekten.
Annem bir gün içerisinde yaşlanmış gibi görünüyordu. Babam arayıp durumumu sormuştu, annem sorun olmadığını söylemiş olmalı ki henüz eve dönmemişti. Şimdiyse odamda yatıyordum, annem güneşliklerimi çekip dinlenmemi söylemişti fakat ben oturmuş ağlıyordum.
Siktiğimin düşüncesizleri yüzünden kendime bakış açım komple değişmişti, mutlu olamıyordum.
Bir süre ağladıktan sonra uyuyakalmış olmalıydım ki kapının tıklatılmasıyla gözlerimi araladım.
Kapıdan sızan ışık sayesinde annemin lambayı açmak için uzandığını görünce "Açma," dedim. "kapalı kalsın."
"Peki. Kendini nasıl hissediyorsun?"
Kötü.
"İyiyim."
"Emin misin? Çünkü Dolunay geldi ama kendini iyi hissetmiyorsan-"
Dolunay mı gelmişti?
"İyiyim. Gerçekten."
Belki de gelmemesi daha iyi olurdu ama onu görmeye ihtiyacım olduğunu hissediyordum.
"Tamam, haber vereyim."
Kapıyı aralık bırakıp odadan çıktığında ayaklandım, kötü görünüyor muydum?
Perdemi çektiğimde havanın kararmakta olduğunu fark ettim, ne zamandan beri uyuyordum?
Kapı tıklatıldığı sırada camdan dışarı bakıyordum, arkamı döndüğümde Dolunay'la göz göze geldim. Perdeleri açmam içerisinin sokak lambalarının ışığı sayesinde biraz aydınlanmasını sağlamıştı.
Hiçbir şey söylemeden kapının pervazında öylece duruyordu.
"Selam." diye mırıldandım, sanki onu endişelendirmemişim gibi.
Hızlı adımlarıyla yanıma yanıma gelip aksine yavaş dokunuşlarla çenemden tutup başımı sağa sola çevirdi, aklınca beni kontrol ediyordu.
"İyi misin?"
Dibimde olduğundan endişeli yüzünü kolayca görebiliyordum.
"Az önce kendin kontrol ettin ya."
Ellerini yüzümden omuzlarıma indirip beni hafifçe yatağa yönlendirdi, en sonunda geri atacak adım kalmadığında yatağa oturdum.
Gözlerini bir an olsun gözlerimden çekmediğinden ben de aramızdaki bakışmayı kesemiyordum.
Kollarını iki yanıma koyup alnını alnıma yasladı, bu kadar yakınıma gelmesinin etkisiyle gözlerimi en sonunda kapamıştım.
"Beni korkuttun." sesi o kadar kısıktı ki neredeyse duymayacaktım.
"Özür dilerim." diye fısıldadım, tekrar ağlayacak gibi hissediyordum.
Sağ elini yanımdan çekip yanağıma götürdü ve parmağıyla yüzümü okşamaya başladı, sevgi dilinin temas olduğunu bildiğimden bu hareketleri daha da ağlamak istememe sebep oluyordu.
Onu gerçekten endişelendirmiştim.
Kollarımı kaldırıp omzunun üstünden ona sarıldım, ellerini belime götürüp beni havaya kaldırdı. Beklemediğim bir anda yaptığı hareketle kollarımı daha sıkı sardım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
catgirl | gxg texting
Teen Fiction+9053....: selam kedicik azra: pardon? not: texting ağırlıklı olsa da bazı bölümler düzyazı ??️yetiskin icerik