Skuller:Dünyanın Son Şansı #Wattys2015

6. Bölüm: Sembiyotlar

O şey üstüme atlar atlamaz kendimi yere attım. Profesör Banner Hulk'a dönüşüp onu yere çaktı. O daha birleşemeden Spiderman ona bir sürü ağ attı. Bende tam ağlardan kaçarken onu dikenlerimle öldürdüm. Sonra Hulk Spiderman'e bakarak:
- Peter bu hangisiydi? Carnage mi yoksa Gladio mu?
- Bilmiyorum, ama Carnage bu kadar kolay yenilmezdi. Fakat Gladio kolay birleşemesede güç olarak daha üstündü. Aslında bu şuan neredeyse hiç önemli değil. Asıl önemli olan az önce onu yendik ve şimdi burdan dışarı çıkmak zorundayız.
Spiderman ve Hulk hemen camdan atladılar. Bende peşlerinden atladım. Tam düşücektimki canavar olan elimi duvara geçirip yukarı çıkınca keşke hiç çıkmasaydım diye düşündüm... Çünkü yukarısı tamamen semboyot doluydu. Hep birlikte savaşmaya başladık. Spiderman ağıyla yavaşlatıp güçsüzleştiriyodu. Hulk onları yere çakıryodu. Bende etkisiz hale getiriyodum. Baya bir azalatmaya başlamıştık ki bir sembiyot benim sırtıma atladı. Ama atlar atlamaz kafasına yanan kılıç benzeri bir şey saplandı. Sonra bir kaç tanesine daha aynı şey oldu. Ardından üstümüze gelen kocaman bir sembiyotun kafasını metal bir kalkan kesti sonra geldiği tarafa geri döndü. Ondan sonra o kafası kopan sembiyotun daha kafası birleşememiştiki vücudunu bir lazer parçaladı. Arkamızı döndüğümüzde orada vizör takan siyah kıyafetli bir adam vardı. Profesör Parker ona şaşkın şaşkın bakarak:
- Copy!
- Görüşmeyeli uzun zaman oldu örümcek kafa.
Ben yine farklı bir kahraman olduğunu anlayarak sordum:
- Size neden 'Copy' diyorlar?
Adam sol elini savurdu ve o elindeki zırhtan 3 tane pençe çıktı. Sonra diğer elini savurdu ve o eline yuvarlak bir kalkan geldi. Ardından omuzların silkeledi ve sırtından bir çift metal kanat çıktı. Ve ondan sonra kafasının yanındaki bir tuşa bastı ve vizörü parladı. Sonra bana döndü ve dediki:
- Çünkü dünyanın en büyük süper kahramanlarından bir kısmının yeteneklerinin teknolojik kopyalarını yaptım.
Bu garipti ama bir adam fazla olmak bize hiçbişey kaybettirmezdi. Ordan hemen kaçıp bir parka geldik. Parkın ortasında büyük bir göl vardı. Gölün ortasında bir çeşit tüp vardı. Tüpün içindeyse sembiyot olduğunu düşündüğüm bir sıvı vardı. Biraz etrafa bakındığımda normala göre daha küçük ama aynı zamanda daha şekilli ve daha insana benziyen bir takım sembiyot vardı. Profesör Parker biraz etrafa bakındı, sonra Copy'ye döndü:
- Copy istediğim şeyi getirdin mi?
- Elbette ama unutma bu daha prototip. Ve sorun çıkarta bilir bunu sakın unutma.
- Hey ben çocuk değilim. Hem zaten o zırhı ben yaptım.
- Tamam al.
Copy elini kemerine attı ve oradan ortası kafatasına benziyen mavi bir metal bir örümcek verdi. Spider-Man o örümceği aldı ve göğüsünün tam ortasına yerleştirdi. Ve örümcek yavaş yavaş açıldı. Spiderman'in etrafını mavi-kırmızı bir kıyafet sardı. Ama benim en çok dikkatimiçeken ortasında ki örümcek olmuştu. Örümceğin gövdesi kafatasına benziyordu, uzun bacakları vardı ve... Bu örümceği tanımıştım. Bu örümcek Profesör Parker'ın boş derslerde çizdiği örümceklerden biriydi.
- Copy peki Alex için olanı getirdin mi?
- Elbette.
Ve elini yine kemirine atıp siyah bir disk çıkarttı ve bana döndü:
- Alex bu zırh babanındı ama üstünde biraz modifiye yapınca hemen düzeldi.
Ben hemen diski alıp göğsüme koydum. Zırh bir anda açıldı ve etrafımı kapladı. Zırh bana tam uymuştu. Ardından Copy bana döndü:
- Alex aklında havalı bir isim varmı? Sonuçta süper kahramanların havalı isimleri olmalı.
- Skuller...