Birden kaslarım öfkeyle gerildi.Aklıma gelen her şey öfkelenmeme neden oldu ve gözlerimi silmeye başladım.Sözümü tutmalıydım, hiçbir zaman hiçbir kimsenin yanında hatta yanlızken bile ağlamayacak ve daima yenilmez kişiliğimden ödün vermeyecektim.Ayağa kalktım ve pencereyi açıp içeri soğuğun girmesine izin verdim.Bu soğuk beni daha da güçlendiriyor gibi hissediyordum. Bu sayede buz kalıbımı daha da katı hale getiriyordum .Dışarıyı izliyordum da ben ne diye yaşıyordum ki ? İnsanlar benden korktukları için yanıma bile yaklaşmıyorlardı.Zaten yaklaşmalarını istemiyordum.Yaklaşan olacakları biliyordu.Rezil olup geri dönmek ! Gökyüzünü seyretmeye başladım .Birden yıldızlardan biri kaydı ve kendimi tutamayarak zihnimde düşünceler belirdi.Ben biraz önce ne yapmıştım.? Dilek tutmuştum.Kulağa komik geliyordu,Miri Kocatepe dilek tutmuştu ! Olmasını istediğim şeyler anında olurdu ama sadece tek şey olmuyordu : Annem ve Ayda'nın geri dönmesi.İşte o benim sonsuzluğumda isteyipte sahip olamayacağım tek şeydi.Sabaha kadar pencerede böyle durabilirdim ama boş geliyordu .Pencereyi kapatmadan masama oturdum.Pencereyi kapatmadım çünkü içeri giren soğuk beni yansıtıyordu.Acımasız, ruhsuz, başkalarını düşünmeyen ... Çekmeceyi açıp günlüğümü ortaya çıkardım.Önemli bulduğum şeyleri annem ile Ayda öldüğünden beri yazıyordum.Mesela bugünün önemli olayı biraz önce tuttuğum dilekti.Normal bir insan için bu sıradan bir şeydi.Ama benim için büyük bir gariplikti. Dileğimin ne olduğunu yazmam on dakikamı almadı.Ayağa kalkıp evin içinde olan kitaplığa doğru yürümeye başladım .Boş zamanlarımda tarihi kitapları okumaya bayılıyordum.Ama kimse Miri Kocatepe'nin kitap okuduğunu bilmez, tahmin dahi edemezdi.Kitaplığa girdiğimde aklıma Sunay Akın'ın yeni çıkardığı kitabı Geyikli Park 'ı okumak geldi.Çanakkale Savaşı'nın arkasındaki gizli kahramanları anlatıyordu.Tam bana uygun bir kitaptı ama benim gelecekte insanların düşüncelerinde bile yerim olmayacaktı. Elli üç sayfa okuduktan sonra bırakmaya karar verdim .Kitabı yerine koyarak odama yol aldım .Bunda sonra uyuyamayacağımı bildiğim için Geometri testi çözmeye karar verdim.Geometri benim kafamı dağıtabilen sınırlı şeylerden biriydi.Testi çözmeyi bıraktığımda okula gitmeme daha üç saat vardı. Yapacak bir şey olmadığından yatağıma uzandım .Hiç sevmiyordum uyumayı .Gözlerimi kapattığım anda aynı görüntüler ve annemin son kelimesi kulağımda çınlıyordu. Yatakta yarım saat sağa sola dönüp durdum. Uyuyamayacağımı bildiğim için kalkıp banyo yapmaya karar verdim.Kıyafetlerimi ve havlumu alıp banyoya koydum.Güya bana banyodan çıkınca kolaylık olcaktı.
Sırf zorluk olsun diye kıyafetleri geri odaya götürüp yerlerine koydum.Banyodan çıkmam uzun sürmüş olacakki hava aydınlanmıştı.Tek tek kıyafetlerimi giydim ve aynanın karşısına geçip görüntümü incelemeye başladım.Giydiğim kıyafetlerin hepsi siyahtı . Bu önemsiz bir faktördü. Benim hayatım siyahtı.Kıyafetlerim siyah olmuş olmamış .Sadece karanlığın içine daha da gömülüyordum.Saçlarımı kurutmamaya karar verdim.Dışarısı soğuk olduğundan daha çabuk hastalanırdım.Amaç bedenime zorluk çıkarmaktı ama artık o kadar hissizleşmiştim ki demir bir zırhtan yapılmıştım sanki.Yürüyerek gitmeye karar verdim .Ama okul buraya bir saat uzaktaydı.Derse geç kalırdım yürüyerek gitsem .Geç kalsam bile ne olcaktı ? Sanki hocaları takıyordum.Sırf annem için gidiyordum zaten.Eziklerin arasında bir devlet okuluna gidiyordum.Güya burası Türkiye'nin en iyilerindenmiş.Zamanında ne kadar da çok sevinmiştim burayı kazandım diye ama hepsi annem ve Ayda'nın beni bu hayatta yanlız bırakmasıyla yok oldu.Annem için bu okulu birincilikle bitirecektim.Ve annemin isteklerini tek tek yerine getirip sonsuzluğa aynı tarihte gömülmeyi planlıyordum.Ben bunları düşünürken okula geldiğimi fark etmemiştim .Ortalıkta kimse dolanmadığına göre derse girmişlerdi anlaşılan.Anlamıyordum ki neden sınıf atladıkça bir üst kata çıkıyorduk .Bide on ikinci sınıf en üst kattaydı. Yukarı çıktım ve sınıfın kapısını açarak yerime doğru yürümeye başladım.Hocayı dinlemiyordum. Bir ara karşılık vereyim diye düşündüm ama öğrencilerine rezil etmek istemedim. Bide bana "Sanki öğretmen Miri hanım ..."diye saçmaladı.
Dinliyormuş gibi mi gözüküyordum onu bilmiyordum ama bu hocanın salak olduğunu biliyordum.En arkada oturuyordum .Yerime oturdum ve salak kadını dinlemeye başladım.Dersi dinlediğimi dahi tahmin edemezlerdi ama bu saçmalıkların hepsi annem içindi.Çok geçmeden zil çaldı .Ben anlamıyordum bu yaşa gelip nasıl hala ergen gibi davranıyorlardı.Kadın daha sınıftan çıkmadan sınıfa kargaşa hakim oldu.Bunları hocalar bile susturamıyorken benim sadece "Sesinizi kesin ." demem yetiyordu ama zavallı kadının otoritesini daha fazla sarsmak istemedim.Ayağa kalktım ve hocanın yanından geçerken "Yazık." deyip alaycı gülümsemelerimden birini takındım. Nereye gideceğimi iyi biliyordum .Kızlar tuvaletine.Kızlar tuvaleti demek her okul için dedikodu kazanı demekti .Bu bizim okul için de geçerliydi.Ama hala anlamıyordum, bide bu okula daha zekiler nasıl geliyordu.Diğer öğrencilerden farkları yoktu .Aynı zeka kapasitesi ve hareketler. Tuvalete girdiğimde daha kimsenin olmadığını görünce hemen boş birine girip kapıyı kapattım .Eğer biri beni görse konuşma sonlanırdı.Kimseyle konuşmadığım için arkamdan atanları ya da okulda olanları bilmeyecektim. Tam o sırada da kapı açılarak içeri ergen tayfa gülüşerek girdi.Ben bunların hepsine ergen tayfa diyordum çünkü kimsenin adını bilmiyordum.Kızlardan biri konuşmaya başladı "Kızım şu hani bizim sınıftaki Miri diye kendini bir şey sanan varya o bugün geç geldi .Öğretmen bunun bir havasını aldı yerine tıkını çıkarmadan oturdu.Sonra zil çaldı sınıftan süt dökmüş kedi gibi bir çıkışı vardı görmeniz lazım ."dedi .Anladığım kadarıyla bu beni çekemeyen ergen tayfasından kendini bir şey sanan salaklardan biriydi.Şuna süt dökmüş kediyi göstermem lazım diye düşündüm ve kapıyı açarak dışarı çıktım.Kız halen konuştuğu için
hakkımda atanı bulmam zor olmadı.Aniden salak şey beni görünce sustu.Sanki ecelini görmüş gibi gözleri fal taşı gibi açıldı."Zavallıcık ! Küçük kedi miyavlayınca kendini aslan sanmış ."dememle kızın saçından tutup yere çekmem bir oldu.Sonra kulağına yaklaşıp "Arkamdan konuşacak kadar iyi kükreyemiyorsun pisicik."deyip kızı bıraktım ve tuvaletten çıktım.Ben buydum işte kimseyi kendim hakkında tek yorum yaptırmayan bir canavar.Sanki yaptırınca ne olmuştu? Hüsran,eziklik suçluluk ...
Annem ve Ayda'nın ölümünden sonra insanlar benim ne hissettiğime önem vermeyip yanımda beni ezikleyici sözler ve bakışlar takınmışlardı.O yüzden hala bu okuldaydım .On dokuz yaşında olmama rağmen hala bu ergenlere katlanıyordum.Ben bir yılımı onlar yüzünden kaybetmiştim.Tam bir yıl psikolojik yardım almıştım .Ama hala ben bir hastaydım.Beni kimse umursamamıştı.Ve bende bana yapılan muamelenin daha fazlasını her kim olursa olsun karşımdakine yapacaktım .Ben buydum .Ben kim miydim?
Işığını kaybetmiş ama yolunun sonuna az kalmış ,karşısında kimseyi umarsamayacak biriydim.
Miri Kocatepe' ydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHSUZ
ChickLitHayattan sıkılmıştı. Sanki yapacak hiçbir şey kalmamış gibi hissediyordu. Yaşı 80'e ulaşmış, hayattan görüp görebileceği, alacağı ne varsa bitmiş bir yaşlı insan gibi hissediyordu. Amaçsızca boş ve aylak yaşamın varlığından rahatsız oluyordu. Ama ha...