9

12.2K 856 119
                                    

"O kornaya basan pezevenk kim lan? İlerleyebilsek ilerleriz herhalde!"

"Küfür edip durma Kaan!"

Gözümü, duyduğum seslerle hafifçe açtım. Çınar abimin dizinde yatıyordum, üzerimde montu vardı. Kaan abi arabayı sürerken yanında Kerem abi onu sakinleştirmeye çalışıyordu.

"Bir buçuk saattir trafikteyiz. Bir buçuk!" dedi Kaan abi bir kez daha. Okuldan çıkınca Çınar abiyi ve Kerem abiyi almıştık, şu an eve gitmeye çalışıyorduk. Trafik inanılmaz sıkışıktı.

"Cemre uyuyor," diyen Çınar abiyi duydum. "Sessiz olun."

Elini saçlarıma daldırıp baş parmağıyla hafifçe okşadığında gözlerim tekrar kapanmıştı. Saniye gibi geçen sürenin ardından arabanın durmasıyla doğrulmaya çalıştım. Benim olduğum taraftaki kapı açılınca Kaan abi ellerimden tutup destek oldu.

"Niye bu kadar çok uyudun ki..." diye mırıldandı kendi kendine. Çok sık yorulurdum ve bu benim için normaldi. Onlar henüz alışamamıştı.

Arabadan inmeme yardımcı olarak belimden sıkıca tuttu. Beraber binaya girip asansöre geldiğimizde aynadaki halime karşı gözlerim büyüdü. Saçlarımı düzeltmek için elimi kaldırmıştım ki Kerem abi engel oldu.

Özenle saçlarıma dokunarak tokayı çekti. Aynadaki yansımasından yüzünü görebiliyordum. Oldukça ciddi bir şekilde toplayıp tekrar bağladıktan sonra başımın üzerine ufak bir öpücük bırakıp geri çekildi.

Asansörün durmasıyla cebimdeki anahtarı çıkarttım hemen. Bu sessizlik beni garip hissettirse de bir şey söyleyemedim. Kapıyı açtığımda, Çınar abi elinde tuttuğu çantamı bana verdi.

"Akşam Arda ve Batu gelecek, eğer yorgun olmazsan sen de gel olur mu?" dedi Kerem abi. Yavaşça başımı salladım. Tebessüm ederek içeri girdiğimde tuttuğum nefesimi bıraktım. Bir şeyler saklıyorlardı, belliydi.

Hızlı bir şekilde üzerimi değiştirip telefonumu elime aldım. Safa'dan zoraki istemiş olduğum hesap kartı numarasına, yaptığı alışverişin ücretini gönderdikten sonra aradım.

"Cemre'm?" dedi açar açmaz. Gözlerimi devirip konuya girdim.

"Parayı gönderdim, bir daha böyle bir şey yapmanı istemiyorum. Ayrıca beni takip etmeyi bırakmazsan çok ciddi söylüyorum, polise gideceğim."

Bir süre ses gelmedi. Ardından boğazını temizleyip konuştu.

"Takip... Evet, haklısın takip etmeyeceğim. Bu arada deden-"

"Dedemle aramdaki mesele seni ilgilendirmez. Hayatıma karışma artık!"

Telefonu kapatarak koltuğa bıraktım. İşime burnunu sokmasından sıkılmaya başlıyordum.

Yıldız Hanım'dan aldığım malzemeleri salondaki masaya dizerek bir süre kürelerle oyalandım. Kolyeler yapıyordum ve bu çok daha zordu. Kolye küreleri küçük olduğu için işimi cımbızla hallediyor, en ufak bir el titremesinde en baştan alıyordum.

Aklımdaki düşünceleri bir süreliğine kesip atan işimden, kapının çalınmasıyla sıyrıldım. Açtığımda otuz iki diş sırıtan Batu'yu gördüm.

"Okul forması olmayınca güzelliğin daha da öne çıkmış kız." dedi keyifle. Arkadan Kerem abinin sesini duydum.

"Batu!"

"Bunlar beni yemeden gel hadi, tek başıma kaldım."

"Tamam." dedim gülümseyerek. Telefonumu ve anahtarımı alarak karşı daireye geçtik.

Küre Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin