Burnumda hissettiğim kaşıntı hissiyle yüzümü buruşturdum. Hafifçe gözlerimi araladığımda bir süre kendime gelmeye çalıştım. Belimi sıkıca saran ellerin, göğsüme yaslanan başın sahibi Kerem abimdi.
Tebessüm ederek açmış olduğu üstünü örttüm. Hafifçe mırıldanıp duruşunu düzeltti. Bir süre öyle kaldıktan sonra yavaşça yanağına dokundum.
"Abi," dedim gözlerim saate kayarken. "Saat yediyi geçiyor, uyanmamız lazım."
"Uyanırız." diye söylendi duruşunu bozmadan. Burnunu boyun girintime yaslayınca huylanarak geri çekildim.
"Abi Cemre nerede-... Yine kapmış kızı ya."
İçeriye giren Kaan abimle beraber, Kerem abim homurdanarak gözlerini açtı. Hafifçe doğrulup Kaan abime baktı.
"Senin benim uykumla alıp veremediğin ne?"
"Uykunla bir derdim yok abi." dedi Kaan abim yanımıza gelerek. Elini uzatınca tutup kalktım. "Yüksek müsaadenle bizim okula gitmemiz gerekiyor."
"Kalktı mı diğerleri?"
"Hepimiz mutfaktayız. Arda abiyle Batu da geldi. Seni Arda abi götürecek hastaneye."
"Niyeymiş o?"
"Bugün arabayı ben alıyorum da ondan." diyerek elimi bırakmadan ilerledi Kaan abim. Kerem abim yatağa geri yatıp oflamıştı.
"Ben üstümü değiştirip geleyim hemen." dediğimde Kaan abim elimin üzerinden öptü.
"Bekliyoruz mutfakta güzelim."
Odama geçip hızlı bir şekilde hazırlanmaya başladım. Saçlarımı toplayıp çantamı da aldıktan sonra mutfağa geçtim.
"Günaydın." dedim gülümseyerek. Herkes masaya oturmuştu. Batu hariç hepsi günaydın derken, arkamdan Kerem abim geldi.
"Sıcak simit kokusu mu alıyorum?"
"Sabah sabah senin huysuzluğunu çekemezdim. Sıcak simitle yumuşardın ancak."
Arda abinin sözüyle Kerem abim başını salladı hızlıca. Beraber masaya oturunca önce benim tabağımı doldurmaya başlamıştı.
"Ben niye bu saatte kalktım ya?" diye söylendi Çınar abim. Başını eline yasladı. "Ben zaten patronum."
"Erken gitsen ölürsün." dedi Anıl hemen. Abimin tabağıma koyduğu kahvaltılıklardan attım ağzıma.
"Velet, sen sabahın köründe okula gidiyorsun diye benim suçum ne? Odanın içinde pat pat ses çıkarıp hazırlanıyorsun."
"Eşyalarını etrafa attığın için çarpıyorum her yere. Toplu ol sen de biraz."
"Pinti Kerem," dedi Arda abi de çayını bıraktıktan sonra. "Daha büyük bir eve geçemedin mi?"
"Cemre üniversiteyi kazansın, o zaman ev bakacağım."
Kerem abimin sözüyle ona doğru döndüm. Gülümseyip hızlı bir şekilde alnımdan öptü. Başka bir şehre gitmek istemiyordum ama gidersem de onları elbette peşimden sürükleyemezdim.
Kahvaltımızı yaptıktan sonra hep beraber masayı toplamıştık. Çınar abim ve Kerem abim Arda abinin arabasıyla gitmişlerdi. Ben, Batu ve Anıl da Kaan abimle beraberdik. Öne oturma savaşını Anıl kazanınca biz de arkaya oturmak zorunda kaldık.
"Hasta falan mı oldun sen?" dedim Batu'ya doğru. Başını yan çevirip bana baktı.
"Yok, niye ki?"
"Durgunsun ondan sordum."
Başını sağa sola sallayıp önüne döndü. Trafik yavaş yavaş ilerlerken hafif seste bir müzik açmıştı Kaan abim. Batu'nun durgun haline dayanamayıp başımı omzuna yerleştirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küre
Teen FictionKüçüklüğünden beri dedesiyle yaşayan, ona bakan bir kız. Ansızın, dedesinin ona anlattığı ailesi hakkında bilgilerin yalan olduğunu öğrenir. Yetmezmiş gibi dedesinin baskıları artınca iyice çıkmaza girer. Bir yanda onu kısıtlayan dedesi, diğer yanda...