01- Kayıp

13 1 0
                                    

Minik gaz lambası, içinde bulunduğu odayı loş, sarı bir ışıkla aydınlatmıştı. Odanın küçük penceresinin dış tarafında durmaksızın yer değiştiren gölgeler, beyaz yatağın üzerinde yatan kızın yanık yüzünde şeritler oluşturuyordu. Tek kişilik, yatak ve gaz lambasının üzerine konulduğu küçük şifonyerden oluşan sade oda, misafirlik ettiği gölgeler adına suspus olmuştu. Sessizlik yeni zaferini kutlaya dursun, çok geçmeden pencerenin tül perdesi hareketlenmeye başladı. Rüzgâr, gecenin ağırlığını odaya bırakıp kaçar gibi geri çekilirken, yatağın üzerinde yatan Kız'ın yüzünde huzursuz ifadeler yer buldu. Kız'ın yüzüne düşen uzun kahve saçları, alnında biriken ter damlalarıyla ıslanmıştı. Giderek hızlanan nefesler, gölge şeritlerinin ters yönde hareket etmeye başlamasıyla kuvvetlendi. Kız acı çeker gibi mırıldandığında, bedeni de tepki vermeye başladı. Zamanın bir an için tedirgin edecek derecede hızlanışı, odanın tahta kapısının vurulmasıyla son buldu. Kız olduğu yerde haykırarak sıçradı. Kapı bir kez daha vurulurken terli yüzünü eliyle silip yutkundu, "Aras! Sen misin?" dedi tedirgin dolu bir ifadeyle. Cevap gelmeyip kapı daha da kuvvetli vurulduğunda öfkeyle yatağından kalkıp kapıyı açtı. Kapıya yaslanmış küçük çocuk olduğu yere düşüverdi, "Neden cevap vermiyorsun!" diye çocuğa kızdı.

Sekiz dokuz yaşlarında, kıvırcık altın saçlı, okyanus gözlü çocuk suç işlemiş gibi Kız'dan gözlerini kaçırdı, "Özür dilerim." dedi, "Duymadım sanırım."

"Bir dahaki sefere duyarsın umarım." dedi Kız gerginliğinin son kırıntısıyla, ardından sert yüz hatları yumuşadı. Öfkesi yerini sevgiye bıraktı, "Kızma olur mu Aras, gece olduğunda gergin olabiliyorum; özellikle de kâbus görüyorsam."

"Kâbus mu gördün?" dedi Aras ilgiyle.

"Alışıldık bir durum. Boş ver şimdi onu, neden geldin, dedene bir şey mi oldu?"

"Yok, hayır." dedi Aras, "İçeride horulduyor. Seninle uyumak istemiştim."

"Hani tek yatabiliyordun?" dedi Kız muzipçe, "Ne oldu korkusuz kahramana?"

"Şey, bu gece kahramanlığa ara verdim. Dışarıda tuhaf rüzgârlar esiyor."

"Öyle mi?" dedi Kız sakin bir sesle pencereden dışarı bakıp, "Ne zaman sıradan oldular ki..." Aras'ı elinden tutup yatağına götürdü. Ardından yanına oturttu, "Sence gerçekten tuhaflar mı?" dedi gözünü yeniden dışarı verip.

"Neden soruyorsun?" dedi Aras.

"Bilmem, aylardır her şey normal, ondan belki..." diye mırıldandı Kız, "Söyle bakalım, bu ziyareti borçlu olduğumuz başka şeyler var mı?"

"Aslında, masalın sonunu getirirsin diye umuyordum." dedi Aras heyecanla.

Kız duraksadı. Kısa bir süre kararsız kaldı, "Pekâlâ," dedi ardından kendini hazırlar gibi, içini çekip kaldığı yerden devam etti, "...prensesin dileği olası bir ölüme engel olmuştu. Çünkü prenses, prensle birlikte görkemli saraylarında yaptıkları balolardan birinde bir dilek dilemişti mumları üflerken: Olur da dünya tersine döner, yıldızlar yer değiştirir-"

"Ecrin Abla!" diye susturdu Aras, çocuksu bir öfkeyle tepki göstermeye başladı, "Bugüne kadar bozmak istememiştim ama artık sabrım tükendi."

"O da ne demek?" dedi Ecrin şaşırıp.

"Bu senin kaldığın yer değil ki! Sürekli aynı yerden başlıyorsun, masalın bu kısmında takılmış gibisin."

"Gerçekten mi?" dedi Ecrin anlamaz bir tavırla.

"Evet, fark etmemiş olamazsın. Ben masalın sonunu merak ediyorum... Kahraman ve arkadaşları kötü kalpli adamın sarayına vardıklarında ne oldu?"

YOLDAŞLIK (LS2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin