15

1.1K 205 17
                                    

"Eh, hadi başlayalım."

Changbin'in babası, benim arenaya girmem ile birlikte konuştuğunda herkesin bakışları bana doğru döndü.

Dün tüm kasaba halkı yakınlarda olan korsanlar hakkında konuşup durmuştu. Bu da savaşın yakın olduğunu gösteriyordu ki, bu yüzden bizi de eğitmeye karar vermişlerdi sanırım.

Artık evin içersinde yanmaktan kurtulmuştum!

Akşam yemeğinde babam eğitilmemiz gerektiğini söylemişti. Bu eğitimin ejderhaları öldürmek hakkında olduğunu anlamam da uzun sürmemişti zaten.

"Yara izi olursa eğlencesi çıkar," diye neşeyle konuşan Seungmin ile birlikte göz devirdim. Bu konuda nasıl dalga geçebiliyordu anlamış değildim?

"Tabii canım ne demezsin."

Arenaya giren Minho kollarını önünde birleştirdi ve bakışlarını etrafında gezdirdi. Dün babam benimle birlikte onunda eğitimlere katılması gerektiğini söylediğinde buna inanmamıştım. Fakat onunda burada bizimle kaldığı düşünülürse savaşa istemeden katılmış olacaktı ve bu yüzden bir eğitimden geçmesi gerektiği düşünülmüştür.

"Acı bayılırım."

"Ah hadi ama," diye homurdandı Changbin. "Onun burada ne işi var?" Dün olanlardan sonra Minho'ya güvenmediğini açık bir şekilde belli etmişti.

"Susun!" Changbin'in babası bağırarak oğlunu susturdu ve Minho'yu omuzlarından tutarak sürüklemeye başladı. Minho'nun katılacağından haberi varmış gibi görünüyordu ki, sabah babam Minho'yu zorla reisin yanına görmüştü, bilmesi normaldi yani.

"Aranızda en başarılı olan halkın önünde ilk ejderhasını öldürme onuruna sahip olacak."

Gözlerini büyüten Minho, bana doğru dönerken bundan kendisine bahsedilmediğini belli ediyordu. Ki bana da bahsedilmemişti bu.

Arenadaki demir kapılardan birine doğru ilerledi ve kapının kolunu tutup bize doğru döndü. Bu bakışlar gerçekten fazla ürkütücüydü ve yapmak üzere olduğu şey her neyse diğerlerini de korkutmuştu anlaşılan.

"Bana göre en iyi eğitim yolu pratikle olur."

"Bizi öldüreceksin," diye bağıran Changbin'in ardından "Gerçekten önce alıştırma yapmamız gerekiyor," diye konuştu Chan. Haklıydılar. Bize bir şeyler öğretmeden bir ejderhanın önüne atmaları tehlikeliydi. Niye bunu düşünmüyorlardı?

"Türü Ryu," diye bizi umursamadan devam eden Changbin'in babası, ejderhayı bize tanıtmaya çalıştı.

"Havada, karada ve suda yaşayabilir. Karanlık ejderlerdir. Rakibini delirten ve şaşkına çeviren gizemli büyü güçleri vardır."

Anidan kolu indirip kapıyı açtı ve "Bugünkü ilk dersiniz hayata kalma," diye bağırdı. Gri renkli ejderha dışarıya çıktığında ise çoktan koşmaya başlamıştık.

"Unutmayın, vurulursanız ölürsünüz."

Aman ya, gerçekten çok yardımcı oluyorsun. Biz bunu bilmiyorduk ya!

Bakışlarımı etrafımda gezdirdim. Arenanın çıkış kapısının olduğu yerde silahların konulduğu bir yer vardı ve şu an tek hedefim elime kesin bir şeyler alıp kendimi savunmaktı.

Elime aldığım kılıç ile önüme döndüğümde "Çabuk," diye bağırdı Changbin'in babası. Bunu sanırım bana dememişti ki, bana dese bile üzerime alınmamıştım. Ne yapacağımı bilmiyordum sonuçta.

"İhtiyacınız olan ilk şey."

"Bir kılıç," diye bağırdım. Bana göre kendimi savunmak için en önemli olan şeydi bu.

Дракон/ MinSungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin