1: Who made the rules?

408 50 100
                                    

Kural 2: Alfalar ve omegalar aynı yurt binası içinde kalamaz.

1: "Kuralları kim koyuyor?"

1: "Kuralları kim koyuyor?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Pazar günüydü. Hava epey sıcak olduğundan arabanın iki camı açıktı. Kafamı koltuğa iyice yaslamış gözlerimi kapatarak esen rüzgarın verdiği rahatlacı anı yaşıyordum. Daha yeni kestiğim saçlarım rüzgarla hafifçe hareketleniyor yüzümde hafif bir tebbesüm oluşmasını sağlıyordu. Arabayı kullanan babamın bakışlarını üzerimde hissetmem ve hemen ardından sorduğu soruyla ona dönmem bir olmuştu.

"İyisin değil mi?" Bu sorudan nefret ediyordum. Özellikle bir şeylerin farkında olduklarını bile bile iyi olup olmadığımı sormaları güldürüyordu beni. Aynı şu anda olduğu gibi. Tekrar bakışlarını yoldan çekip bana baktığında gözlerimiz kesişmişti. O an ciddileşerek bir şey söylemeden cama dönmüş ve gitmekten nefret ettiğim o yolu izlemiştim.

On beş dakika sonra vardığımız yer okulum hatta yaşadığımın yerden başka bir yer değildi. Kapılar açılmış ve arabayla kaldığım özel yurdun önünde durmuştuk. Babama hiç bakmadan arabadan inmiş yol boyunca kucağımda olan, cuma günü gitmeden önce birkaç parça kıyafet sıkıştırdığım çantamı sırtıma takmıştım. Babam arabadan inip bana bakarken soğuk ses tonumla "gidiyorum" demiş hemen ardından merdivenlere yönelmiştim.

Yurda girdiğimde daha rahat nefes alırken diğer öğrencilere bakmış birkaç kişiye selam da vermiştim.

Nerden çıktığını anlayamadığım Jeongguk bir anda kolunu omuzuma atmış, beni öldürmek istercesine gösterdiği sevgi gösterisiyle sıkıca sarılmıştı. "Çok özledim lan seni! Öleceğimi zannettim. Ev çok korkunçtu." Oyuncu tavrıyla konuşurken gülmeme engel olamamış ve bende kollarımı sırtına sarmıştım. "Özlemişmiş. Görüşürüz iki gün sonra." O da gülerek geri çekildiğinde aniden düşen yüzüyle bakmıştı bana. Ben ne olduğunu anlayamazken elini saçlarıma atmıştı. İlk başta bir iki kez okşamış ardından çattığı kaşlarıyla hafifçe kafama vurmuştu. "Aptal! Saçlarını kesme demiştim sana. Ne diye kestin güzelim saçları?" Elim, acımasada vurduğu yere gitmişti. Kestiğim için bende üzgündüm ama okulun kuralı buydu.

"Kuralları biliyorsun Gguk. Asıl sen kendine bak. Kessene saçlarını bay Shik görürse fena olur diyim." Omuz silkmişti söylediklerime. Her zaman böyleydi o. Herkes gibi kurallara uymazdı.

Evet bu okulda kimse kurallara uymazdı.

"Bu kuralları kim koyuyor amına koyayım? Öğretmenler bile uymuyor lan. Biz niye uyalım?" Her zaman olduğu gibi aynı şeyleri söyleyişine gözlerimi devirmiş ve ilerlemeye başlamıştım. Peşimden gelirken çoktan evdeki olaylarını anlatmaya başlamıştı.

harsh and sensual | vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin