10

167 25 4
                                    



"Olabilir."

"Tekrar çok teşekkür ederim Eren, cidden gerek yoktu."

Gülümseyerek "Teşekkür etmeyi bırak da gel bir şeyler ye." dedi.

Yarım saat falan konuştuk, okul saati de gelmek üzereydi.

"Bir sorun mu var Armin?"

O da fark etmiş galiba.

"Okula gitmek istediğime emin değilim."

"Nedenini anlatmak ister misin?"

"Bilmiyorum."

"Armin, hadi anlat bana."

Masanın üzerinde duran ve terlemeye başlayan elimi tuttu Eren.

Birkaç dakika sadece onun eline baktım, benimkinin üstünde duruyor, daha çok terliyorum.

Eren neden bir anda bu kadar güzel gözükmeye başladı?

"Armin, iyi misin?"

Hızlıca geri çektim elimi, hiçbir şey olmamış gibi davranmaya çalıştım.

Nedense hiçbir zaman normal gözükmeyen gülüşümü yaptım, utanç vericiydi, özellikle de Eren'in yanında yapıyor olmam.

Ayağa kalkıp hazırlanmam gerektiğini söyledim.

Yarım saatten az sürem kalmıştı, o yüzden hızlıca hazırlanıp çıktım odadan.

Eren kapının önünde bekliyordu, ve yine iyi olup olmadığımı sordu.

"İyiyim, beni düşündüğün için teşekkür ederim."

Okula birlikte yürüdük, korkuyorum ama şuan düşününce de çok saçma geliyor, ya gereksiz yere endişeleniyorsam?

"Okulun yerini de öğrenmiş oldum, eğer işlerimi halledebilirsem burda okuyabilirim."

"Aynı okulda olmayı çok isterim."

Tekrar gülümsedi Eren, nasıl anlatsam bilmiyorum, çok güzel gülüyor.

"Okula girmeyeceksin galiba?"

Dalmışım yine.

Sınıfa kadar da birlikte yürüdük, Eren'e artık gitmesi gerektiğini söyledim ama ne desem dinlemedi.

Kapıyı çalmak için kaldırdım elimi.

"Armin?"

Tanıdık ve korkunç bir ses.

Sessizce "Bu çocuk kim?" diye sordu Eren.

"Okul müdürü, Levi."

Bir anda gülmeye başladı Eren, komik olan ne acaba?

"Böyle müdür mü olur, adamın boyu veletlerden daha kısa."

Hâlâ dalga geçiyor, buna da gülmezsin şimdi.

"Boyumun kısa olması sana komik mi geldi?"

Müdürün ses tonundan anlaşılıyordu Eren'in sıçtığı.

"Şey, pardon." Derken bile gülüyordu hâlâ.

"Şu salak arkadaşını da alıp odama gelir misin Armin?"

Korkarak evet dedim, başka bir seçeneğim yoktu çünkü.

Odaya girdiğimde Eren kapının önünde bekliyordu, elleriyle garip garip haraketler yapıp arkamda olduğunu söyledi.

Komikti?

"Seninle konuşmak istiyordum, ama bir türlü bulamadım seni, görmüşken şimdi konuşmak istedim."

İstemeseydin keşke.

"Ne hakkında?"

Son bir kez emin olmak istiyorum.

"Okulda duymuşsundur, hakkında konuşulanları."

Sıçtım işte biliyordum böyle olacağını, bundan sonra bahane de uyduramam ki.

"Gereksiz yere gelmedin okula, daha cesaretli olursun sanmıştım. Neyse daha fazla korkmanı istemiyorum sana ne derlerse desinler umrunda bile olmasın tamam mı? Rahatsız eden biri olursa söylemekten çekinme, çıkabilirsin."

İlk defa güldüğünü görüyorum, rüya falan mı görüyorum?

Bu kadar kısa süreceğini de düşünmemiştim, en çok da verdiği tepkinin böyle olması garipti.

Odadan çıkar çıkmaz mutluluktan havaya uçacakmış gibi hissettim, kimse üzemez şimdi beni.

Saçmalamaya devam ederken Eren'in burada olmadığını fark ettim, haber vermeyip gitmemiştir herhalde.

Koridorları kontrol ederken lavaboda olabileceği geldi aklıma.

Orada da yoktu.

Tekrar etrafıma bakınca gördüm onu, hemde bir kızla.

Eren'den hoşlandığı çok belli oluyordu, nedense hoşuma gitmedi.

Yanlarına gittim, kız benden uzundu, sarı saçları vardı. (Aot karakterlerinden değil.)

"Ee nasıl geçti?"

"Harika, artık endişelenmeme gerek yok."

Tekrar gülümsedi Eren.

Yanımızdaki kız Eren'e bir kağıt parçası verdi, üstünde telefon numarası yazıyordu. Çok sinir bozucu bir şekilde el salladıktan sonra tekrar sınıfa döndü.

"Tatlı kızmış, sen de sınıfa git istersen, ben tekrar çıkmanı beklerim."

"Beklemene gerek yok, gidebilirsin."

"Peki."

Yavaş adımlarla sınıf kapısının önüne geldim, kapıyı çalıp içeri girdiğimde sınıfta hocanın olmadığını gördüm.

Çantam hâlâ sıranın üstünde duruyordu. Marco'nun yanına gittim, her zamanki gibi uykulu gözleriyle sıraya bir şeyler çiziyordu.

"Günaydın."

Hızlıca kafasını çevirdi.

"Nerdesin sen?"

"Çok saçma şeyler oldu, şuan anlatamam ama."

"Benim de sana anlatmam gereken bir şey var."

Marco'nun bu kadar ciddi olması beni korkutuyor.

"Ne oldu?"

"Geçen gün Jean'ın telefonuna gelen bildirime baktım, normalde yapmam biliyorsun ama senin hakkında olduğunu gördüm. Çocuğun adı Eren miydi neydi, Jean ile plan kurup sırrını anlatmışlar herkese."








Güzel olmadı ama hiç olmamasından iyidir galiba.

(Yazım hatası veya anlaşılmamazlık olmuşsa özür dilerim)

Eremin İste Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin