Kaç tane Eren var? Jean'ın bana anlattığı Eren mi? İyi de ne alaka?
"Armin, Eren kim?"
"Kafam çok karıştı, anlayamıyorum, Jean nerede?"
"Gelmedi."
Hoca geldiği için konuşmaya devam edemedik. Tüm ders boyunca düşündüm, acaba arkadaş olduğum Eren ile bir ilgisi var mı bunun?
İlk defa böyle hissediyorum, her şey bir anda gerçekleşiyor, neredeyse artık herkes sırrımı biliyor ve ne alakaysa instagram üzerinden konuştuğum Eren Jean ile birlikte sırrımı tüm okula yayıyor.
En iyisi Jean ile konuşmak ama o da okula gelmemiş, okul çıkışı kesinlikle ilk iş evine gidicem.
Ders bitince Marco ile konuşmaya devam ettik, ona bildiğim her şeyi anlattım.
"Ne yani, Jean bir anda Eren ile arkadaş olmanı mı söyledi?"
"Evet, aslında sadece arkadaş yapmam gerektiğini falan söyledi, sonra da direkt Eren'e yönlendirdi."
Marco birkaç dakika düşündü.
"Jean çok şüpheli davranmış, peki ya diğer Eren?"
"O farklı, yani galiba. Bilmiyorum, fiziksel özellikleri aynı ama birbirleriyle alakaları yok."
"Bunların tesadüf olduğunu düşünmüyorum Armin, kendine dikkat et, Eren ile çok yakın olma."
"Onunla uzun süredir konuşuyorum, sadece ilk defa yüz yüze görüştüm, onun böyle bir şey yapacağını düşünmüyorum ama haklısın dikkatli olmam lazım."
Okul bitene kadar sınıftan çıkmadım, sadece Marco ile konuştum.
Okul çıkışı toparlanıp hızlıca Jean'ın evine gittim, onunla ne kadar istemesemde konuşmam lazımdı.
Zile bastım ve bekledim, kapıyı açan Jean'ın annesiydi.
"Merhaba, Jean evde mi?"
"Az önce bir arkadaşıyla dışarı çıktı, önemli bir şey mi diyecektin?"
"Önemli değildi aslında, onunla okulda konuşurum, iyi günler."
Annesini böyle saçma bir duruma sokmak istemedim, Jean illaki gelecek okula.
aklıma iyi bir fikir geldi, cebimden telefonu çıkarıp instagrama girdim, Eren'in hesabına baktım, ikisini suratlarından ayırt edebilirdim fakat kendine ait hiçbir paylaşımı yoktu.
Jean ile konuşmaktan başka çarem yok galiba.Eren'i düşündüm, daha doğrusu Erenleri.
Şuana kadar 3 tane Eren tanıdım, ortaokuldaki, kağıtla yazıştığım ve şu aptal olan. Tekrar instagrama girip onunla olan konuşmaları okudum.
Bir yerde kız kardeşinden bahsediyor, Mikasa.Onu tanıyorum, ortaokulda sıra arkadaşımdı, bir kardeşi olduğunu biliyordum ama Eren olduğunu değil.
Şimdi anladım galiba, ortaokuldaki Erendi bu.Aslında Mikasa ile yakındım, bazen birlikte takılırdık fakat Eren ile konuşmazdım bile. Benden nefret mi ediyordu acaba?
O zaman Eren benimle konuşmak istediği için Jean'ı kullandı. Jean o yüzden şüpheli davranıyordu.
Peki Eren ne istiyor benden?
Acaba Jean'a değilde Eren'e mi yazmalıyım?
Yürümeye devam ederken birinin omzuma dokunduğunu fark ettim, Erendi.
Gülümseyerek "Nasılsın?" dedi.
"İyi, sen?"
"İyi olduğuna emin misin? Sabah daha mutluydun sanki."
"Klasik bir okul çıkışı işte, yorgunum."
"Yorgunluğunu giderebilirim."
"Ne?"
"Buraya yakın bir park var, istersen orada oturup bir şeyler yiyebiliriz."
"En yakın market yarım saat uzaklıkta, cidden yürüyecek miyiz?"
Sırıtarak elindeki poşeti gösterdi.
"Hazırlıklıyım, istemiyorsan gitmek zorunda değiliz tabii."
"Sorun değil, gidelim."
Eren'i kırmak istemediğim için kabul ettim fakat çok üşüyorum, umarım çok uzun süre oturmayız.
Kış olduğu için kimse gelmemiş parka, yalnız o ve ben.
Banka oturmadan önce eliyle karları temizledi Eren, eldivenlerinin üzerinde pati desenleri vardı, çok şirin.
Eren hemen fark etti eldivenlere baktığımı.
"Beğendin mi? Aynısının farklı rengi vardı hemde mavi, bence sana çok yakışır."
"Bi ara bakarım, çok güzeller."
"Senin eldivenin yok, ellerin üşümüyor mu?"
"Yok, böyle iyiyim."
Eldivenlerini çıkarıp bana verdi.
"En azından gidene kadar sende kalsın."
"Neden bu kadar kibar olmak zorundasın?"
Tekrar gülümsedi. "İnan bana daha fazlasını hak ediyorsun."
Oturup getirdiği şeyleri yedik, konuştuk, resim çizdik, güldük ve eğlendik.
Havanın karardığını fark etmemiştik, zaman çok hızlı geçmişti.
Aylar önce aptal bir kağıt parçası sayesinde tanıştığım çocukla şimdi arkadaştım, bunların hepsi tesadüf mü gerçekten?
Onunla daha fazla vakit geçirmek istiyorum, hatta her gün onunla olmak istiyorum. Çok eğlenceli, komik ve en önemlisi kibar biri. Onun yanında güvende hissediyorum kendimi, sorunlarımı unutuyorum.
Daha fazla geç olmadan kalktık, Eren evime kadar bana eşlik etti.
"Hemen gitmesen?"
Cidden ayrılmak istemiyordum.
"Emin misin? Historia rahatsız olabilir."
"Bu gece bir arkadaşında kalacak, zaten böyle şeylerden rahatsız olmaz."
"Bence biraz dinlen, yarın gelirim olur mu?"
"Peki."
Birbirimize el salladık ve ayrıldık.
Yatmadan önce okul çantamı hazırlamak istedim, defterlerimi toparlarken çantamda bana ait olmayan bir telefon fark ettim.
Elime alıp arkasına baktım, kılıfı siyahtı, Eren'indi bu, resim çizmek için defter alırken çantaya düşmüş olmalı.
Yatmaya hazır olduğumda telefonu yatağın yanında duran masanın üzerine koydum. Gece lambamı kapatıp uykuya dalmak üzereydim ki telefon bir anda titremeye başladı. İlk umursamadım ama sürekli titreyip durdu, tamamen kapatmak için elime aldım ve mesajları atan kişinin Jean olduğunu gördüm.
Bir yerlerden yazma isteği geldi.
