"kurban" islâm'da önemli bir yere sahiptir. Kurban bayramı'nda Müslümanlar, Kurban keserler. Bunun da bir hikâyesi vardır.
Fakat "kurban kesmek" sanıldığı gibi sadece islâma ait bir şey değildir. Ya da sadece islâmın getirdiği bir şey de değildir.
Müslüman olan iki toplum: Türkler ve İranlılar'ın (Persler yani) zaten eski inanç ve dinlerin de "kurban kesme", "Tanrı'ya kurban sunma" âdeti mevcuttu.
Öyle ki bir çok inançta "kurban kesme" bulunmaktadır. Meselâ biz Türklerin eski dininde de "Kurban" mevcuttur. Fakat iki toplumun "kurban verme" tarzı, inancı farklıydı. Fakat hepsi Tanrı'ya kurban veriyordu.
İranlılar'da (Persler) inandıkları Ahura-Mazda'ya kurban sunuyorlardı. (1) Heredot şöyle anlatıyor: "(İranlılar) Tanrılardan birine bir kurban kesmek isteyen kimse, kurbanı temiz bir yere götürür, başına, genellikle mersin dalından bir taç koyar, kurban hangi tanrı için kesiliyorsa, o tanrının adını anar. Kurban kesenin tanrısal yardımı yalnız kendisi için istemeye hakkı yoktur; bütün Persler için ve özellikle kral için dua eder; bütün Persler için dua ederken kendisi de bunun içindedir." (2)
Buradan anlaşılıyor ki "kurban" İranlılar için çok önemli bir yere sahiptir. (3)
Meselâ şu size çok tanıdık gelmiyor mu?
"Zervan bir çocuk sahibi olmak istediğinde kurban sunmuştur. İçtengelen samimi niyetlerle sunulan kurbanlar, her Zerdüşt inanırının yapabileceği en büyük ve en çok sevaplı ibadetler arasındayer alır. Kurban sunmadan evren normal hareketini sürdüremez. Sunulan kurbanlar oranında Ehrimen'in gücü azalır, etkialanı daralır. Kıyamet gününde, bizzat Ahura Mazda'nın adadığıkurbanlarla insanlar ölümsüzlüğe erişeceklerdir." (4)
İslâm'da ki Kurban'da böyledir. Sevap kazanmak ve dinî vazifeyi yerine getirmek için Müslümanlar, Allah'ın adıyla Kurban keserler. Ve adak kurbanı vardır. O'da farklıdır. Genel de görüş şöyledir: "Kurban keseyim, bir şey olmasın bana, Allah korur." denir.
Bir çok toplulukta "kurban" bir inanç gereği, Tanrı'ya saygı ifâdesi, canını güvenceye alma, öldükten sonra ki dünya'da rahat yaşama isteğinin hazırlığı olarak görülmüştür.
İbrâhîmi dinler olarak bilinen: Încil ve Tevrâtta da kurban vardır.
Amerikan yerlileri Aztekler'de de "Tanrı'ya kurban sunma" vardır.
Meselâ bir örnek vermek istiyorum: "Kurban törenleri, Aztek dininin temel özelliğiydi." diyor ve ekliyor: "Aztekler evrenin tarihsel süreci içinde bir zaman yeryüzünün yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığınainanıyorlardı." (5)
Aynı şekil de Zerdüştlükte de: "Zerdüşt inanırının yapabileceği en büyük ve en çok sevaplı ibadetler arasında yer alır. Kurban sunmadan evren normal hareketini sürdüremez." (6)
Yani Aztekler'de türlü türlü "kurban kesme" ibâdetleri vardır ve bunlar aynı İslâma benzerlik gösterir. Yani tüm Mitolojiler de "kurban" vardır.
Hintliler'de de "Kurban kesme", "Tanrı'ya kurban sunma" ibâdeti vardır. Şöyle bir anlatım vardır: "Üstün efendi domuz, bunun üstünde düşünmeye devam etti ve sonra ulu Tanrı güçlü Sarabha'ya: Beni öldür ulu Tanrı, ben bu gövdeyi bütün evrenlerin, Tanrıların ve hatta onların düşmanlarının iyiliği için elbette ki terk edeceğim. Benim kolumu bacağımı toplayarak hayvan kesip kurban etmelisin ve her biriniz hayvandan büyük bir pay alarak tören kepçesiyle öteki gereklerini yerine getirmelisiniz. Bu kurbanı benim üç oğlum Kanaka, Suvrtta ve Ghora'yla üç evrenin iyiliği için gerçekleştir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Neden İnançsızım?
NonfiksiBu kitap niye inançsız olduğumu, niye inanmadığımı yazdığım kendi kişisel fikirlerim ve niye inanmadığımı anlattığım bir hikayeyle seyirciye, hem dinler hakkında görüş ve fikir vermekle birlikte, hem de, kendi açıklamalarımla doludur.