(11) gönül

52 4 9
                                    


İnsana manevi varlığı sunan, sevgi, nefret, inanç ve istek gibi birçok duyguyu ifade eden içimizden gelen kaynaktır. Öyle ki Şükrü Erbaş der ki "Bir gönül kırgınlığının acısını dindirecek bir yoluculuk yapılmadı henüz". İnsanın acısını oysa insan alır.

Rüzgar odaya bir hışımla giren Selim'e bakıp telefon hattında saniyelerdir ses vermeyen kişiyi dinlemeye devam etti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Rüzgar odaya bir hışımla giren Selim'e bakıp telefon hattında saniyelerdir ses vermeyen kişiyi dinlemeye devam etti. Tam bu sırada Selim telefona işaret ederek derhal kapatmasını ima etti ki Rüzgar da bunu ikiletmeden yapmış ve Selim'e dikkat kesilmişti. "Buldular. Bizim çocuklardan biri haber verdi. İki gündür bütün nakliyat işlerini durdurmuşlar. Ne hikmetse tam da bu aralar aklına kızı gelmiş. Rüzgar beklemenin bir anlamı kalmadı. Eğer – ", elini saçlarının içinden geçiren adam bıkkınlıkla nefesini bırakıp sacından bir tutam sıktı. "Bu kadarına cüret edemez.", "Eğer seni biliyorsa eder." Selim telefona işaret ettiğinde Rüzgarın gözleri büyümüş ve az önce neden hattaki kişinin cevap vermediğini anlamıştı. "O muydu sence?", "Kim bilir? Önemli olan bizim daha hızlı harekete geçmemiz.", "Tamam, ben hemen haber Hakan'a haber verip geliyorum. Sen arabayı hazırla sonra da birlikte Deniz'i almaya gidelim.". Selim Hakan kim diye sormadı zira Rüzgar MİT'le birlikte çalıştığını anlattıktan bir süre sonra tanıştığı insanları da anlatarak Deniz'in bu şekilde daha korunaklı olduğunu açıklamıştı.

(...)

Deniz sabah namazından sonra kızları İş'e uğurlamış ve evde kalan Rukiye ile de birer kahveyi az önce bitirmişti. "Sen burdan okula mı geçeceksin yani?", Rukiye şalını iğneledikten sonra onayladı, "Evet sömestr başlamadan kütüphaneden eksiklerimi tamamlamam gerekiyor. Zaten abime yazdım o da bos olduğu için almaya gelicek. Ordan da eve geçeriz inşaAllah. Bu arada." Rukiye aynadan bakmaya son vererek arkadaşına dönüp ellerini beline koydu, "Annem fena halde sana dargın. Ne zaman uğurcak diye basımın etini yiyor, haberin olsun. Sonra ben karışmam." Deniz gülünce istemsizce ses çıkarmış olsa da bu duruma takılmayarak fincanları yıkamaya gitti. Kapının çalınmasıyla kapıya kosan Rukiye abisini görünce kocaman gülümseyip içeri davet etti. "Yok abicim, hadi hazırsan çıkalım.", Rukiye mutfakta Denize "Ben çıkıyorum, haberleşiriz.", diyerek kapıdan ikinci ayakkabısını zıplayarak geçirip çıktı. "Yavaş Rukiye yavaş. Nereye yetişmeye çalışıyorsun bu kadar anlamadım ama vardır yine bir bildiğin.", "Var tabii." Kardeşinin yaramaz gülümsemesine takılmayan Halid Enes arabayı çalıştırıp sokağın başına ilerledi. "Ee aksama bir de senin elinden bir yemek yemek nasip olacak mı yoksa daha mezun olduktan sonra mı bakacaksın bu konudaki beceriksizliğine?" "Abii!", Rukiye tam kızacakken abisinin kaslarının çatıldığını fark ederek sitem etti, "Benim kızmam gerekirken sen ne diye kaş çattın onu da anlamadım da neyse abi."

Halid Enes güvensizlik sorununa kulak vermemeye karar vererek tekrar yola odaklanıp kardeşine bakış attı, "O zaman akşama sana yemek kursu veriyorum.", "Sen mi?!" Rukiye inanamayarak abisine döndü, "Hayatta inanmam. Ne zaman öğrendin yemek yapmayı? Ayrıca bunu neden şimdi öğreniyorum ben ve daha önemli olan lütfen annem bilmiyor de!". Gülerek başını iki yanına sallayan Halid Enes sağa sinyal verdi, "Eveet, askerde mutfağa gönderdikleri için az çok öğrendim, simdi fırsatım oldu ve hayır annem bilmiyor – henüz. Baska sorunuz?", "Yok." Rukiye elini feracesinin cebine atınca ufak bir çığlık attı. "Telefonum! Deniz'lerde kaldı! Ya abii ya! Ne vardı bu kadar acele ettirecek." Halid Enes şaşkınlıkla kardeşine dönüp gülmemek için kendini zor tuttu, "Ben mi acele ettirdim sana?" ama Rukiye ona çoktan kulak asmayarak dönmesini beklemeye koyulmuştu bile. "Tamam, tamam. Cadı ya.", kendi kendine mırıldansa da Rukiye'nin uyarıcı nefes vermesiyle tekrar geri dönmeye konsantre olan Halid Enes kardeşinin bu sırada telefonundan ayrı kalmasıyla ona patlamamasını umdu.

Hidayet: engellere rağmen [Her cuma yeni bölüm]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin