1 - İçimde Bir Canavar Var (Dün ve Bugün)

223 20 7
                                    

UYARI: Hikâyeyi okumadan önce etiketlere baktığınıza emin olun. Rahatsız olabileceğinizi düşünüyorsanız, lütfen okumayın!

-

içimde bir CANAVAR var
ÇOK YAKINDA ÖLECEK

Cumartesi sabahı fazla uyumaktan şişen gözlerini yavaşça araladı, Aylin. Kısa bir süre sonra vücuduna saran ateşin farkına vardığında, üzerine örttüğü battaniyenin altından hızla kurtulup kollarını yana açarak iyice esnedi. Odasındaki tek camın stor perdesini açık unuttuğundan kızgın güneş, bütün odayı sarmış ve alevler altına almıştı. Bir an önce bu cehennem azabından kaçmak niyetiyle bacaklarını yatağından aşağı sarkıtıp ayaklandı ve tuvalet ihtiyacını gidermek üzere banyoya yöneldi.

Bugün fazlasıyla enerjik hissediyordu. Uyuduğu on saat uykunun hakkını vermişe benziyordu. Oldukça yoğun geçen iş haftasının ardından buna ihtiyacının olduğunu kimse inkâr edemezdi. Saat öğlen bire geliyor olsa da bundan asla pişman değildi.

Tuhaf bir şekilde mutluydu da. Uzun zamandır kapılarını Aylin'e açmayan mutluluk, bugün sonuna kadar araladığı kapısı ile kadını, kollarını açmış vaziyette kucaklamak üzere bekliyordu. Mutsuzluğunun sayısız sebebi vardı. Ancak bu mutlu gününü onu huzursuz eden düşüncelere yer vermeden geçirmek istediğinden, bedenini silkeleyip banyonun kapısının kolunu indirdi.

Kendisini ödüllendirmek niyetiyle aldığı ani dışarı kahvaltısı kararı sonucunda bir çırpıda hazırlandı. Üzerine geçirdiği beyaz dar paça pantolon ve sıfır kol sarı bluzunu, toz pembe rengindeki bir çantayla kombinledi. Kendine oldukça dikkat etmesine ve sağlıklı beslenmesine rağmen solgun olmakta kararlı olan tenine renk katmak üzere hafif bir makyaj yapmaya karar verdi.

Ancak birkaç saniye sonra vücudunun çeşitli noktalarındaki morluklar ile göz göze geldiğinde duraksadı. Eti neredeyse çürümeyedurmuş bir renge bürünmüştü. Midesi yanıyormuşçasına dudaklarını büzüp yüzünü ekşiten Aylin, derin bir nefes alıp kendini toparlamaya çalıştı ve morlukların nedenini düşünmeyedurdu.

Bir sonuca varması uzun sürmemişti. Yaklaşık iki senedir demir eksikliği vardı. Vitamin takviyesi alsa da bir türlü yeterli gelmiyordu. Bu yüzden tekrardan doktora görünmek üzere randevu almayı karmançorman aklının bir köşesine not etti ve makyajını yapmaya başladı.

Son rötuşlarını tamamlayıp artık tamamen hazır olduğuna karar verdiğinde, capcanlı bir yeşil renge sahip koridorundan geçerek dış kapının önüne geldi ve ayağına beyaz bir spor ayakkabı giydi. Kapıyı çekmeden önce evine dönüp baktı ve yüzündeki tebessüme engel olamayarak ardından kapıyı kapattı.

Yeniköy Spor Tesisine varması, sipariş vermesi ve keyiflice kahvaltı etmesiyle geçirdiği bir saat, Aylin'i bulutlar üzerinde hissettirmişti. Yepyeni bir insanmış gibi hissediyordu bugün. İçinde gitgide tonlarını artıran çığlıklar kopuyordu. Sevinç çığlıklarıydı bunlar. Uzun zamandır işitmediği sevinç çığlıklarıydı. Bunlara hâlâ neyin sebep olduğunu bilmiyordu ve sorgulamamaya da devam ediyordu.

Durgun denizin üzerini örten güneş ışınları, Aylin'in içinin umutla dolup paçalarından akarcasına taşmasına sebep oluyordu. Güneş, kadının solgun tenine ettiği temas ile içini sımsıcak ediyordu. Uzun bir süredir bu hislere ev sahipliği yapmayan Aylin, capcanlı hissediyordu. Küllerinden doğmuş, yeniden hayat bulmuştu sanki. Ne çok özlem duymuştu bu hislere. Ne çok hasretleriyle yanıp tutuşmuştu. Özgürlüğe aç kalmıştı. Omuzlarından bastırıp onu aşağı çeken ellerin ve kulağına çalınan kendi hakkındaki sözlerin varlığından bir süreliğine uzak kalmak, ilaç gibi gelmişti.

ÇOK YAKINDA ÖLECEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin