yedi

645 63 22
                                    

Baekhyun P.O.V

Sebepsiz yere oldukça yorgun hissederken kendimi yataktan dışarı sürükledim.

Bugün cumartesiydi ve Chanyeol ile bu öğleden sonra saat 12.00'de 'keşif' yapmak için evimin önünde buluşmaya karar vermiştik.

Chan, gitmemiz için bir yer bildiğini söylemişti, bu yüzden sanırım onun kararına körü körüne güvenmem gerekiyordu.

Saat 10:00 olmuştu ve giyecek bir şeyler bulmak için dolabıma doğru gitmiştim.

Eylül yaklaşıyordu ve ben her zamanki gibi üşüyordum.

Açık pembe bir süveterle yetinmiştim, ki bu biraz 'gey' durabilirdi ama açıkçası pek umurumda da değildi.

Dolabımdan bir çift vans seçtikten sonra geleneksel kot pantolonumu giydim.

Saçımı yapmak için banyoya doğru ilerlerken esnedim.

Hazırlanmayı bitirdiğimde saat 10:30 olmuştu, bu yüzden Chanyeol gelene kadar zamanımı meşgul edecek bir şeyler aramak için yatağıma oturdum.

Yatağımın başucundaki defteri alıp şiirleri ve çeşitli kavramları karaladım.

Kendimi hızla düşüncelere kaptırmayı başardım, zamanın hızlıca geçtiğini kapımın çalındığını duyana kadar farketmemiştim.

Chan'ı görmek için sabırsızlanarak yatağımdan fırladım.

Dün geceki ani açıklamalardan sonra Chanyeol'ün etrafında olmak beni daha da mutlu hissettirmişti.

Ön kapıyı açtığımda tüm havasıyla oradaydı.

Park Chanyeol, kot pantolon ve siyah 'Ramones' (Ç/N: Amerikalı Punk Rock grubu) tişörtü giyerek kapı çerçevesine yaslanıyordu.

"Günaydın Baek. Her zamanki gibi çok güzel görünüyorsun."

Cevabımı ağzımdan kaçırırken yanaklarım yandı.

"T-teşekkürler.. Hadi gidelim, sanırım."

Park Chanyeol, o imzasını taşıyan sırıtışıyla gülümsedi ve önce benim gitmemi işaret etti.

"Peki, nereye gidiyoruz?" Meraklı hissederek sordum.

"Eh, bu sürprizi mahveder, değil mi?" Delicesine çekici bulduğum dudağını ısırarak cevap verdi.

"Birden on'a kadar bir ölçekte, seni alıp taşısam, gerçekten bunu yapmak istediğim için bana ne kadar kızardın?" Hafifçe gülerek sordu.

Bu düşünceye biraz kızardım, utangaç bir şekilde cevap verdim.

"Hiç sorun etmem."

Gülümseyip beni tek hareketle yerden kaldırdı ve beni gelin stiliyle taşıdı.

"Ne oluyor Baek? İki kilo gibisin." Chan yüksek sesle güldü, beni kolaylıkla taşıyordu.

Şakayla koluna vurdum ve bir cevapla güldüm.

"Kapa çeneni.. Cehennem kadar erkeksiyim."

Gözlerini devirerek cevap verdi.

"Tabii. Sen erkeksisin. Ben de Beyoncé."

"Tamam şimdi sadece kaba davranıyorsun."

Gülmeye devam etti ve biz şakalaşırken bile kollarının ne kadar güçlü olduğunu, beni ne kadar kolay taşıdığını fark ettim.

cigarettes / chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin