dört

701 68 10
                                    

Baekhyun P.O.V

Okula geç kalmıştım, yine olağan dışıydı. 

Derse zamanında yetişmek için çaresizce binaya koşuyordum. 

Ağır ayak seslerim muşamba zeminde yankılanıyordu. Etrafta ne olduğuna gerçekten dikkat etmeden, hızla dolabımı açıp, eşyalarımı içeri fırlatmıştım. 

Dikkatim o kadar dağılmıştı ki, yanımdaki dolaba yaslanan uzun suretin farkına bile varmamıştım. 

"Hey cüce." 

Başımı çevirdiğimde Chanyeol'ün beyaz bir tişört ve kendini beğenmiş bir gülümseme giyinmiş olduğunu gördüm. 

Parlak bir şekilde gülümsedim, yavaş yavaş ondan daha az korkmaya başlıyordum. 

"Merhaba Chanyeol." 

"Düşündüm de. Kütüphane olmayan bir yerde takılmalıyız, yani - buna zorunda değilsin. Pek çok insan benimle takılmıyor, çünkü çoğu benimle konuşmaktan bile korkuyor." 

Bir an için söylediklerini düşündüm; Chanyeol'le bir yere gitme düşüncesi son derece garipti, çünkü bir hafta önce onu görünce korkudan yerime siniyordum. 

"Uh.. Tabii ki. Sınıfta görüşürüz, sanırım." 

Koridorda matematik dersine doğru koşarken Chanyeol'e el salladım. 

Tanrım, kafamı karıştırıyor. 

Chanyeol P.O.V

Az önce ne yaptım ben? 

Bunu bana yaptıran bir tür dürtüydü, ama sanırım bilinçaltında yine o garip mutlu duyguyu yaşıyordum. 

Otoparka girdim, zaten açıkça geç kalmıştım, bu yüzden birkaç dakika daha fazla fark yaratmazdı. 

Sigara paketimi ve çakmağımı çıkardım, nefes aldım, nefes verdim. 

Günün geri kalanı sıkıcıydı ve zihnim Baekhyun'un sevimli gülümsemesi ile sıcak gözlerinin görüntüleri ile doluydu. 

Bana bakışında farklı bir şeyler vardı. 

Herkes bana her zaman korku ya da şehvetle bakıyordu, ama Baekhyun bana en garip şekilde bakıyordu. 

O bana baktığında kalbim çarpıyordu ve ben nedenini bilmiyordum. 

Aslında gerçek şuydu, onunla içimdeki bağım gittikçe büyüyordu. 

Tatlı pençeleri ve sohbeti olan o tuhaf cüce. (Ç/N: pençe derken güzel eller demek istiyor, cücelerin pençesi olur ya o yüzden öyle)

Sonunda gün bitmişti ve neredeyse boş olan koridorlardan kütüphaneye doğru yürüyordum. 

Baekhyun gelmişti bile, yine yerde oturuyordu. 

Yanına gittim ve elimi uzattım. 

Baekhyun kaşlarını çattı, "Nedir o?" diye sordu. 

"Hadi. Daha sonra çalışabiliriz, şimdi gidelim." 

Ders çalışmak için sabırsızlanıyordum, matematik notum hala boktandı ve geçen haftayı Baekhyun'un portrelerini çizerek geçirmiştim. 

Hafifçe omuz silkti, elini elimin içine koydu ve zarif bir hareketle ayağa kalktı. 

Minyon formunu; gri bir kazak ve bir çift hafif kot pantolon giyerken, ekstra olarak alnına dökülen kabarık saçlarla süslüyordu. 

cigarettes / chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin