11

73 13 3
                                    

"Hey!! beni bekle!?"

Taeyong Jaehyun'un arkasından koşturup sonunda büyüğüne yetişmişti. Nefes nefese kalınca Jaehyun'un kolunu tutup onu durdurdu ve yerinde birer nefes almaya çalıştı.

Jaehyun kolundan tutulup durdurulmasına karşı göz devirip küçüğüne döndü ve elini geri itip yürümeye devam etti. Taeyong bu duruma karşı oflayıp yürümeye devam ediyor, söylenmeyi de ihmal etmiyordu.

"Bekle diyoruz ya, sanki duymuyor. Hayır yani bekle işte ne olacak, tch"

Jaehyun Taeyong'un cümlelerine karşı gülümseyip kendini belli etmemeye özen gösterip ciddiyetini de bozmuyordu.

Kısa bir süre sonra okula vardıklarında ikili sınıfa girip yerlerini almış öğretmenin gelmesini bekliyorlardı. Taeyong dirseğini sıraya yaslamış gizli bakıslarla sevdiğini izlemeye çalışıyordu. Arada göz göze geldiklerinde Taeyong bakışlarını farklı bir tarafa döndürüp kendini ele vermemeye çalışıyordu. Jaehyun en sonunda dayanamayıp küçüğüne döndü ve içten bir nefes alıp önüne düşen saçlarını geriye doğru taradı.

"Nedir bu kadar hoşuna giden?"

Taeyong büyüğünün sorusuna karşı omuz silkip ellerini önünde birleştirerek oynamaya başladı. Jaehyun bu duruma karşı sırıtıp önüne döndü ve sırtını geriye yasladı.

Taeyong ve küçük tayfası uzun süredir bu "aşık etme" olayı ile ilgili planlar yapıyorlardı. Jaehyun'un zor bir kişilik olması da durumu daha zor hale getiriyordu ama bu onların vaz geçeceğini belirleyemezdi. Taeyong gün geçtikçe Jaehyun'a daha fazla aşık oluyor, daha fazla onu istiyordu. Koyu kahve gözleri, siyah uzun saçları ve beyaz teni onu daha fazla kendini korumasız bir hâle sokuyordu.

Jaehyun ise bu durumun farkındaydı. Kardeşleri evde sürekli onu sorguluyor, hoşlandığı biri olup olmadığını sorguluyorlardı. 

Sınıfa öğretmenin girmesiyle öğrenciler yerinden kalkıp öğretmenlerini selamladılar. Öğretmen sınıfa göz gezdirip masasına oturdu ve ellerini göğsünde birleştirerek konuşmaya başladı "Proje ödevinizi hazırladım, sadece birer partner seçmeniz gerek. Kolay olması adına sıra arkadaşınızı seçebilirsiniz"

Öğretmen sözünü bitirir bitirmez Taeyong kıkırdayıp yanında duran bedene döndü. Bu onun için bir fırsat gibi birşeydi. İşini daha kolay hâle getirecek ve onunla daha fazla vakit geçirecekti.

Taeyong elini ona uzatıp yüzüne bir gülümseme bıraktı "anlaştık mı?" Büyük olan ona uzatılan ele şaşırsa da karşılık verip elini sıktı.

"Anlaştık"













Zilin çalması ile Taeyong sırasından kalkıp Jaehyun'un elinden tutarak onu da kaldırdı ve sınıf kapısını gösterdi "içecek birşeyler almaya gidelim mi?" Jaehyun küçüğünü başıyla onayladı ve elini tutan ele bakıp tekrar bakışlarını taeyong'a çıkardı. Taeyong elini yavaşça geri çekip ellerini kenetledi ve önden ilerleyip kızaran yanaklarınının belli olmamasını umdu.

Kantine giren ikili bir masaya oturup birer içecek söylediler. Jaehyun karşısında onu izleyen bedene karşı tek kaşını kaldırarak yüzüne bakmaya başladı. "Yanakların, fazla kırmızı duruyor" taeyong söylenen şeyle birlikte eliyle yelpaze yapıp sakinleşmeye çalıştı.

Ne kadar belli etmemeye çalışsa da Jaehyun'a bir şekilde yakalanıyordu.

Jaehyun gelen içeceğini içmeye devam ederken masanın ucunda beliren bedeni fark edip gözlerini o tarafa döndürdü.

"Selam Taeyong, nasılsın?"

Gelen Johnny'den başkası değildi. Jaehyun ile kavgalı olan çocuğun onun olduğu masaya gelip Taeyong'a selam vermesi onun garibine gitmişti, yürek mi yedi?

"Oh.. selam. Tanışıyor muyuz?"

Bu durum taeyong'un da garibine gitmişti. Onu hiç tanımıyordu bile.

"Tanışmak için geldim aslında, fazla hoş duruyorsun. Onun gibi birisiyle nasıl arkadaş oldun anlam veremedim"

Johnny'in son sözü Jaehyun'un elini yumruk yapması ile bir olmuştu. Okulda olmasaydılar o yumruğu yüzüne yemiş olacaktı. Jaehyun oturduğu yerden kalkıp Taeyong'a yaklaştı ve bileğinden tutup gülümsedi "gel güzelim, dışarıya çıkalım biz"

Taeyong ne yaşadığına anlam veremiyordu. Jaehyun'un bu gergin haline karşı korksa da tanımadığı bu çocuğun söylediklerine de bir anlam verememişti. "şey, bir sorun mu var Jaehyun?" Taeyong büyüğünün gözlerine bakıp hafifçe gülümsedi.

"Küçük Jae, alındın mı yoksa? Sadece arkadaş olmaya çalışıyorum, hadi ama"

Jaehyun daha fazla sinirlenirse elinden bir kaza geleceğini biliyordu. Arkasında konuşan genci umursamayıp elini Taeyong'un bileğinden eline indirdi ve ilk kez ona karşı sıcak bir gülümseme sundu. "gidelim"

Taeyong Jaehyun'un elini tutması ile karnına giren sancıya engel olamadı. Elini tutan sevdiği adam, Jaehyun'du. İlk kez kalbi bu kadar fazla atıyor, buna engel olamıyordu. Adeta nefesi kesilmiş gibi hissediyordu. Çok geçmeden kendini toparlayıp büyüğünü ikiletmedi ve masadan kalkıp oda elini tuttu.

Johnny sırıtıp elini Jaehyun'un omzuna koydu ve hafifçe patpatladı

"Hey dostum, sevgilini yemeyeceğim sakin ol"

Jaehyun Johnny'in son sözüne karşı Taeyong'un elini bırakıp arkasını döndü ve yumruğunu Johnny'in yüzüne yedirdi. O kadar fazla sinirlenmişti ki şu ana kadar bile kendini zor tutmuştu.

Taeyong aniden gelişen olaya karşı Jaehyun'un önüne geçip onu geriye iteledi "NE YAPIYORSUNUZ DURUN"

Johnny kanayan kaşına elini tutup içten bir gülüş bıraktı ortaya. Jaehyun daha fazla sinirlenip üzerine yürümeye kalksa da Taeyong'un ağladığını fark edince durup küçüğüne döndü ve yanaklarını elleri arasına aldı. "Neden ağlıyorsun..?"

Çevreden gelen öğrenciler Johnny'i yerden kaldırıp olaya müdahale oldular. Johnny'i revine götürmek için gelen öğrenci koluna girip ilerlemeye başladı.

"K-korktum"

Jaehyun derin bir nefes bırakıp kollarını miniğine sarıp saçları arasına ufak bir öpücük koydu.


_____________
Adamım neden sınırları zorluyorsunn??

_____________Adamım neden sınırları zorluyorsunn??

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bak oğlum belayim diyorum?!!

jellybo // jaeyongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin